Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

6100 S.lı Hukuk Muhakemeleri Kanunu - Son Eklenen Şerhler

6100 S.lı Hukuk Muhakemeleri Kanunu - Son Eklenen Şerhler

 Bilgi  [HMK. 400] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 368 ve 369 uncu maddelerindeki düzenlemeler, delil tespitinin istenebileceği hâllere ilişkin olduğundan her iki madde hükmü burada tek bir madde içinde ve iki ayrı fıkra hâlinde karşılanmaktadır. Getirilen hükmün eski düzenlemeden özü itibarıyla bir farklılığı bulunmamaktadır. Böylece hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileride toplanmasının daha zor olacağı durumlarda, hukukî yararı korumak amacıyla, delilin önceden toplanması hükme bağlanmıştır.
(Şerh No: 10466 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)

 Bilgi  [HMK. 399] Madde Gerekçesi
Maddede, haksız ihtiyatî tedbir kararlarına karşı, aleyhine tedbir kararı verilen ya da uygulanan kimselerin tazminat hakkı düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, lehine tedbir kararı verilen kimse aleyhine tazminata karar verilebilmesi için, ya ihtiyatî tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğunun anlaşılması veya tedbirin gerekleri süresinde yerine getirilmediğinden kendiliğinden kalkması ya da tedbirin itiraz üzerine kaldırılmış olması gereklidir. Tazminat talebinde bulunacaklar ise tedbir k...
(Şerh No: 10465 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)

 Bilgi  [HMK. 398] Madde Gerekçesi
Bir mahkeme kararı olan ihtiyatî tedbirin etkinliğinin sağlanması için, tedbirin uygulanmasına engel olacak her türlü davranışın da önüne geçilmesi gerekir. Tedbir, içinde zor kullanma yetkisini barındıran bir mahkeme emridir. Bu emrin gereğinin sağlanması ve mahkeme kararlarına saygının korunması için yaptırımının olması gerekir. Bu düşüncelerle, maddede tedbire aykırı davranışların cezaî sonucu ayrıca düzenlenmiştir. Cezayı uygulayacak mahkeme yönünden tereddütleri ortadan kaldırmak için madde...
(Şerh No: 10464 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)

 Bilgi  [HMK. 397] Madde Gerekçesi
Maddede, geçici hukukî koruma olan ihtiyatî tedbir kararından sonra bu kararın hangi işlemlerle dava sonuna kadar korumaya dönüştürüleceği düzenlenmiştir. Tedbirin geçiciliği dikkate alındığında, hukukî durumun uzun süre askıda kalması ve tedbirin karşı taraf üzerinde baskı unsuru olarak kullanılması düşünülemez. Bu sebeple tedbirin, kısa sürede davaya dönüştürülmesi, asıl talebin yargı organına yöneltilmesi gerekir. Tedbir, dava açılırken ya da dava açıldıktan sonra talep edilmişse, talepte ...
(Şerh No: 10463 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)

 Bilgi  [HMK. 396] Madde Gerekçesi
Maddede tedbirin verildiği ana göre şartların değişmesi hâlinde tedbirin kaldırılması ya da değiştirilmesi düzenlenmiştir. İhtiyatî tedbir, karşı tarafı cezalandırmak ya da baskı altına almak için değil, hakkın korunması amacına hizmet etmektedir. Bu sebeple, tedbirin verildiği tarihten sonra, tedbirin verilmesini gerekli kılan şartlarda değişiklik olmuşsa, bu değişikliğe uygun olarak tedbirin de değiştirilmesi ya da kaldırılması gerekir. Aksi durumun kabulü tedbirin amacı ve tarafların menfaat ...
(Şerh No: 10462 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)

 Bilgi  [HMK. 395] Madde Gerekçesi
İhtiyatî tedbiri kaldırmanın veya değiştirmenin bir yolu itiraz, diğer yolu ise aleyhine tedbir kararı alınan kişinin teminat göstermesidir. Madde, teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenlemektedir. Aleyhine tedbir kararı verilen veya uygulanan kişi, teminat karşılığı tedbirin kaldırılmasını isteyebilecektir. Böylece sadece aleyhine tedbir kararı alınan karşı taraf değil, hakkında ihtiyatî tedbir kararı uygulanan üçüncü kişinin de bu imkândan yararlanması kabul edilme...
(Şerh No: 10461 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)

 Bilgi  [HMK. 394] Madde Gerekçesi
Bu maddede ihtiyatî tedbir kararına karşı itiraz ve bu itiraz üzerine başvurulacak kanun yolları düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyatî tedbir kararına karşı diğer tarafın itiraz edebileceği belirtilmiştir. Zira karşı taraf dinlenmeden tedbire karar verilmişse onun hukukî dinlenilme hakkının sağlanması ve kendi haklarını koruyabilmesi bakımından verilen karara itiraz edebilmesi gerekir. Fıkrada ayrıca kural olarak itirazın icrayı durdurmayacağı, ancak ...
(Şerh No: 10460 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)

 Bilgi  [HMK. 393] Madde Gerekçesi
Bu maddede ihtiyatî tedbirin nasıl ve hangi sürede yerine getirileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. Maddede tedbirin uygulanması ile ilgili tüm hususlar belirtilmeye çalışılmıştır. İhtiyatî tedbirin uygulanması bakımından 1086 sayılı Kanunda açık bir süre öngörülmemiştir. Oysa, ihtiyatî hacizde uygulama için bir süre kabul edilmiştir. Geçici hukukî koruma niteliğindeki ihtiyatî tedbirin çok uzun süre uygulanmadan ayakta kalması, kötüye kullanıma açık bir durum ortaya çıkarmakta ve bu hâl tedbir...
(Şerh No: 10459 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)

 Bilgi  [HMK. 392] Madde Gerekçesi
Bu maddede, ihtiyatî tedbir talep edenden, hangi şartlarda ve kapsamda teminat alınacağı düzenlenmiştir. Birinci fıkra uyarınca teminat, tedbir talep edenin haksız çıkması durumunda, karşı tarafın ve üçüncü kişilerin uğrayacakları muhtemel zararlar için alınacaktır. Tedbir talep edenden kural olarak teminat alınması zorunludur. Nitekim ihtiyatî hacizde, İcra ve İflâs Kanununda da benzer bir düzenleme yer almaktadır. Fakat, tedbir talep edenin talebi, resmî bir belgeye ya da kesin bir delile d...
(Şerh No: 10458 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)

 Bilgi  [HMK. 391] Madde Gerekçesi
Bu maddede ihtiyatî tedbire nasıl karar verileceği ve kararın içeriğinde nelerin olması gerektiği belirtilmiştir. Yani, ihtiyatî tedbir kararının hem maddî içeriği hem şeklî durumu düzenlenmiştir. Mahkeme ihtiyatî tedbir kararı verirken, asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette bir karar vermemelidir. Aksi hâlde geçici hukukî koruma olan ihtiyatî tedbir, davanın yerine ikame edilmiş olur. Ancak, bu hüküm ihtiyatî tedbir türleri için de, eda veya düzenleme amaçlı tedbire karar verilmesine engel deği...
(Şerh No: 10457 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)

 Bilgi  [HMK. 390] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, hiç ilgisi olmayan mahkemelerden ihtiyatî tedbir istenmesinin önüne geçmek için ve geçici hukukî korumaların da niteliğine uygun olarak, ihtiyatî tedbirin dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise asıl davanın görüldüğü mahkemeden istenebileceği hususu düzenlenmiştir. Böylece, ihtiyatî tedbirde yetki ve görevle ilgili belirsiz ve kötüye kullanıma açık olan durum, belirli ve tereddüdü ortadan kaldıracak hâle getirilmişt...
(Şerh No: 10456 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:47)

 Bilgi  [HMK. 389] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 101 inci maddesinde ihtiyatî tedbirin şartları tek tek sayılmıştır. Esasen bu sayım, ihtiyatî tedbirin şartlarından daha çok, her bir hak veya şey bakımından ihtiyatî tedbirin uygulamasını da kapsar bir düzenlemeyi içermektedir. Ayrıca 1086 sayılı Kanunun 103 üncü maddesi genel bir düzenlemedir. Karışıklığa son vermek amacıyla, bu maddede ihtiyatî tedbirin şartları tek hükümde toplanmıştır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin ö...
(Şerh No: 10455 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:47)

 Bilgi  [HMK. 388] Madde Gerekçesi
Maddede yer alan düzenlemeyle, kanunlarda açıkça hüküm bulunmayan hâllerde çekişmesiz yargı kararlarının maddî anlamda kesin hüküm gücüne sahip olamayacağı hususu açıkça vurgulanmış ve bu suretle hâkimin gerekçesini göstermek suretiyle çekişmesiz yargı kararını iptal etme, değiştirme ve düzeltme yetkilerinin bulunduğuna işaret edilmiştir.
(Şerh No: 10451 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)

 Bilgi  [HMK. 387] Madde Gerekçesi
Maddede yer alan düzenlemeyle, çekişmesiz yargı kararlarının hangi yola başvuru suretiyle denetleneceği hususu hüküm altına alınmıştır. Bu bağlamda karara karşı özel kanun düzenlemeleri saklı kalmak kaydıyla hukukî yararı bulunan ilgililerin kararın öğrenilmesinden itibaren onbeş günlük ("iki hafta" olarak yasalaşmıştır) süre içinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri dairesinde istinaf yoluna başvurabileceği hususu açıkça ifade olunmuştur.
(Şerh No: 10450 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)

 Bilgi  [HMK. 386] Madde Gerekçesi
Maddede yer alan düzenlemeyle, çekişmesiz yargı işleri arasında yer alan mühürleme, deftere geçirme ve yemin tutanağı düzenleme gibi işlerin icrası sırasında dikkate alınması ve düzenlenecek belgeye yansıtılması sırasında gözetilecek olan hususların ayrıntıyı gerektirmesi sebebiyle bu detaylandırmanın Adalet Bakanlığınca çıkartılacak olan yönetmelikle düzenleneceği hususu hüküm altına alınmıştır.
(Şerh No: 10449 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)

 Bilgi  [HMK. 385] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemede, özel hüküm bulunmayan hâllerde basit yargılama usulüne ilişkin ilke ve kuralların çekişmesiz yargı işlerinde de niteliğine uygun düştüğü ölçüde işlerlik kazanacağı hususu hüküm altına alınmıştır. Çekişmesiz yargı işlerinde genel görevli yargı yerinin sulh hukuk mahkemeleri olduğu ve bu mahkemelerde de basit yargılama usulü uygulandığına göre, anılan işlerde özel hüküm bulunmayan hâllerde basit yargılama usulünün uygulanma kabiliyeti kazanması...
(Şerh No: 10448 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)

 Bilgi  [HMK. 384] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunda mevcut olmayan, yeni bir yetki kuralına bu maddede yer verilmiştir. Çekişmesiz yargı işlerine ilişkin talepler için, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, talepte bulunan veya ilgililerin yerleşme niyeti olmaksızın oturduğu yer mahkemesi yetkili kılınmıştır. Çekişmesiz yargıda kesin yetkiye ilişkin bir durumun ortaya çıkması hâlinde, özel hükümlerin ayrıca dikkate alınması gerekecektir. Örneğin Tasarının “Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki” başlıklı 17 nci maddesin...
(Şerh No: 10447 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)

 Bilgi  [HMK. 383] Madde Gerekçesi
Bu hükümle, kanunlarda özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, çekişmesiz yargı işlerinde sulh hukuk mahkemelerinin genel görevli yargı yeri olduğu hususuna açıklık getirilmiştir. Özel kanun hükümleriyle başka bir mahkemeye veya mercie bırakılan veya bırakılacak çekişmesiz yargı işlerine görevlendirilen mahkeme veya mercilerin bakabilmesine imkân tanınmıştır.
(Şerh No: 10446 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)

 Bilgi  [HMK. 382] Madde Gerekçesi
Maddede çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu önce genel çerçevesi belirlenerek, daha sonra da mümkün olduğunca sayılarak belirtilmiştir. Birinci fıkrada özellikle, hukukumuzda üzerinde mutabık kalınan çekişmesiz yargıya ilişkin temel ölçütler esas alınarak çekişmesiz yargı işlerinin genel olarak sınırları çizilmiştir. İkinci fıkrada açıkça çekişmesiz yargı işi olduğu belirtilmeyen işler birinci fıkrada belirtilen kriterlere uyduğu takdirde çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilecektir....
(Şerh No: 10445 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)

 Bilgi  [HMK. 381] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 449 uncu maddesini karşılamaktadır. Kural olarak fevkalade kanun yolu olan yargılamanın iadesi talebi, hükmün icrasını durdurmaz. Ancak, icranın durdurulmasına ihtiyaç duyulursa, talep üzerine ve teminat alınarak böyle bir karar verilebileceği, bunun yargılamanın iadesi talebini inceleyen mahkemece karara bağlanacağı, hüküm altına alınmıştır. Yargılamanın iadesi sebebi, bir mahkeme hükmüne dayanmakta ise teminat alınması hakkaniyete uygun görülmemiştir.
(Şerh No: 10444 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)

 Bilgi  [HMK. 380] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 450 nci maddesini karşılamaktadır. Yargılamanın iadesini isteme şartları oluştuğu takdirde hâkimin yapacağı iş bu maddede açıklanmıştır. “Yargılamanın iadesi sebepleri” başlıklı 379 uncu maddenin (c) bendinde gösterildiği üzere, davacının açık veya zımnî muvafakati veya talimatı olmadan veya davacının vekili olmayan kimse tarafından dava açılmış olması hâlinde, davacının iradesiyle açılmış bir dava bulunmadığından, bu hâlin tespiti durumunda hüküm iptal edilecektir. Ba...
(Şerh No: 10443 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)

 Bilgi  [HMK. 379] Madde Gerekçesi
Bu madde 1086 sayılı Kanunun 450 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan kuralın, mefhumu muhalifinden istihraç edilmiş yeni bir hükümdür. Yargılamanın iadesi talebi üzerine hâkimin birinci safhada yapacağı işler düzenlenmektedir. Maddede, yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkemenin, tarafları davet edip dinlemesi, yargılamanın iadesi şartlarının oluşup olmadığını kendiliğinden incelemesi ve yargılamanın iadesi koşullarında bir eksiklik mevcut ise davayı, esasa girmeden reddetmesi ö...
(Şerh No: 10442 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)

 Bilgi  [HMK. 378] Madde Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanunun 448 ve 453 üncü maddelerini karşılamaktadır. Birinci fıkradaki düzenlemede gösterilen mahkemenin yetkisi ve iş bölümü kesin niteliktedir. Fıkrada sözü edilen kararı veren mahkemenin kapatılmış olması hâlinde, yargılamanın iadesi talebini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararıyla o mahkemenin işlerini devralmış olan mahkeme inceleyecektir. “Yargılamanın iadesi sebepleri” kenar başlıklı 379 uncu maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde gösterilen hâlde, ilk hükme ...
(Şerh No: 10441 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)

 Bilgi  [HMK. 377] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 447 nci maddesini karşılamaktadır ve maddede yargılamanın iade sebeplerinde yapılan değişiklikler de dikkate alınarak yargılamanın iadesinin hangi süre içinde istenebileceği kurala bağlanmıştır. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 381 inci maddesinde, Tasarının 379 uncu maddesine yapılan atıflar, teselsül nedeniyle 381 inci madde olarak değiştirilmiş, ayrıca yargılamanın iadesi süresinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararının kesinleştiği tarih değil, tebl...
(Şerh No: 10440 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)

 Bilgi  [HMK. 376] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 446 ncı maddesinde olduğu gibi davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin ilâmın iptalini isteme şartları açıklanmıştır. Böylece ilâmın taraflarının, üçüncü kişi aleyhine muvazaaları önlenmiş olmaktadır.
(Şerh No: 10439 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)

 Bilgi  [HMK. 375] Madde Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanunun 445 inci maddesini karşılamaktadır. Birinci fıkrasının (a) bendinde, daha önce düzenlenmemiş olan, mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemesi, yeni bir yargılamanın yenilenmesi sebebi öngörülmüştür. (b) bendi, 1086 sayılı Kanunun 445 inci maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendini karşılamaktadır. Sadece davaya bakmaktan yasaklı olan hâkimin karar vermiş olması yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak düzenlenmiş iken, bu bentte, ayrıca hakkında ret t...
(Şerh No: 10438 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)

 Bilgi  [HMK. 374] Madde Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanunun 445 inci maddesinin birinci fıkrasında olduğu gibi, hangi kararların yargılamanın iadesine konu teşkil edeceğini düzenlemiştir.
(Şerh No: 10437 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)

 Bilgi  [HMK. 373] Madde Gerekçesi
Bozmaya uyma veya direnme kararlarına ilişkin bu maddede iki olasılık düzenlenmiştir. Birinci olarak, bölge adliye mahkemesinin başvuruyu esastan reddi kararı üzerine, Yargıtayca karar kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi öngörülmüştür. Daha sonra ilk derece mahkemesinin Yargıtayın bozma kararı doğrultusunda karar vermesi hâlinde, sadece temyiz yoluna başvuru olanağı tanınmıştır. Burada özellik gösteren ve dikkat edilmesi gereken husus, ilk derece mahkemesinin Yargıtayın...
(Şerh No: 10436 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)

 Bilgi  [HMK. 372] Madde Gerekçesi
Maddede Yargıtay kararlarının tebliğine ilişkin usul düzenlenmiş olup, onama ve bozma kararlarının mahkeme yazı işleri müdürünce taraflara derhâl tebliğ edilmesi öngörülmüştür. Yargıtaya başvuru dilekçesi verilirken ödenmesi gerekli tebligat giderinin temyiz dilekçesi ile birlikte temyiz isteminde bulunandan peşin alınacağı, ödenmemesi hâlinde 348 inci (yasada 344 üncü) maddenin uygulanacağı hükmü getirilmiştir.
(Şerh No: 10435 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)

 Bilgi  [HMK. 371] Madde Gerekçesi
Maddede, Yargıtayın hangi sebeplerden dolayı temyiz olunan kararı bozacağı düzenlenmekte ve bozma kararının gerekçeli olacağı belirtilmektedir. Temyiz incelemesini, istinaf incelemesinden ayıran temel özellik, temyiz incelemesinin usûl hukuku veya maddî hukuk yönünden incelemeyi gerektirmesi, maddî vakıaların denetimi ile delil değerlendirmesine girmemesidir. Maddede bu hukukî denetimin hangi sebeplerle yapılacağı açıklığa kavuşturulmuştur. Bugüne kadar istinaf yolunun olmamasından dolayı...
(Şerh No: 10434 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)

 Bilgi  [HMK. 370] Madde Gerekçesi
Maddeyle, temyiz incelemesi sonunda verilecek onama ararlarının da, Anayasanın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki hükme uygun olarak, gerekçeli olacaklarına işaret edilmekte; bunun yanında, uygulamada “düzelterek onama” olarak bilinen işlemin esas ve şartları düzenlenmektedir. Maddede ayrıca, düzeltme işleminin, tarafların kimliklerine ait yanlışlıklarla, yazı, hesap veya diğer açık ifade yanlışlıklarına ve bu arada kararın doğru bulunmayan gerekçesine de uygulanacağı hükme bağlanmaktad...
(Şerh No: 10433 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)

 Bilgi  [HMK. 369] Madde Gerekçesi
Maddede, temyiz incelemesinin kapsamı belirtilmekte, ayrıca bu incelemenin kural olarak dosya üzerinden yapılacağı vurgulandıktan sonra, hangi hâllerde duruşmalı olarak yapılabileceği hükme bağlanmaktadır. Diğer taraftan maddede, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması durumunda, tarafların duruşmaya nasıl çağrılacakları, duruşmanın yöntemi ile kararın nasıl verileceği konuları da düzenlenmektedir.
(Şerh No: 10432 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)

 Bilgi  [HMK. 368] Madde Gerekçesi
Maddede, davanın açılmasında ve istinaf yoluna başvuruda olduğu gibi, temyiz isteminde de kötü niyetle hareket eden tarafın Yargıtayca para cezasına mahkûm edileceği hususu belirtilmektedir.
(Şerh No: 10431 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)

 Bilgi  [HMK. 367] Madde Gerekçesi
Bu maddede, temyiz yoluna başvurunun kararın yerine getirilmesine (icrasına) etkisi düzenlenmiştir. Bir karara karşı temyiz yoluna başvurulmuş olması, kural olarak onun yerine getirilmesini (icraya konulmasını; İcra ve İflâs Kanunu madde 24 ve devamı) durdurmaz. Yani kural olarak, kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Öteden beri gerek usul ve gerekse icra ve iflâs hukukumuzda benimsenmiş olan bu ilke, maddenin ilk fıkrasının birinci cümlesinde açıkça ifade edilm...
(Şerh No: 10430 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)

 Bilgi  [HMK. 366] Madde Gerekçesi
İstinaf yoluna başvuruya ilişkin olan ve başvuru dilekçesinin verilmesi, harç ve giderlerin yatırılması, başvuru süresi, başvuru dilekçesinin reddi, başvuru dilekçesine cevap, katılma yolu ile başvuru, başvuru hakkında feragat ve ön inceleme başlığını taşıyan hükümler, temyiz yoluna başvuru hâlinde de uygulanır. Böylece, usul birliğini sağlamak ve gereksiz tekrardan kaçınmak amacıyla, Kanunun 347 ilâ 353 ve 356 ncı (yasada 343 ila 349 ve 352 nci) maddeleri hükümlerinin kıyas yoluyla temyiz yolun...
(Şerh No: 10429 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)

 Bilgi  [HMK. 365] Madde Gerekçesi
Maddeyle, temyiz dilekçesinin verilmesi düzenlenmiştir. Temyiz dilekçesi; kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi kararının Yargıtayca bozulması sonucu yeniden hüküm veren ilk derece mahkemesine, kararı temyiz eden kişinin bulunduğu yerdeki bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya kararı temyiz eden kişinin bulunduğu yerdeki ilk derece mahkemesine verilebilecektir. Temyiz dilekçesi kararı veren bölge adliye mahkemesi ya da ilk derece mah...
(Şerh No: 10428 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)

 Bilgi  [HMK. 364] Madde Gerekçesi
Bu maddede, temyiz dilekçesinde bulunması gereken hususlar dokuz bent hâlinde sayılmıştır. Temyiz dilekçesinde öncelikle tarafların varsa, kanunî temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri yazılacaktır. Bundan başka, temyiz edilen karar bölge adliye mahkemesi tarafından verilmişse, bölge adliye mahkemesinin hangi hukuk dairesinden verildiği ve kararın tarih ve sayısı belirtilecektir. Buna karşılık, başvurulan karar ilk derece mahkemesince verilen yeni karar veya direnme kararına karşı...
(Şerh No: 10427 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)

 Bilgi  [HMK. 363] Madde Gerekçesi
İlk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı oldukları ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. Karar verilirken yürürlükteki hukukun yanlış uygulanması her an için söz konusu olabilir. Kanun yararına temyiz, yanlışlık tesp...
(Şerh No: 10426 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)

 Bilgi  [HMK. 362] Madde Gerekçesi
Maddede dava konusu olayın iki dereceli yargılamadan geçmiş bulunduğu göz önüne alınarak, bölge adliye mahkemesinin bazı kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüş ve böylece Yargıtayın iş yükünün hafifletilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda miktar sınırlaması onbin ("yirmi beş bin" olarak yasalaşmıştır) Türk Lirası olarak tespit edilmiştir. Öte yandan, genel olarak sulh hukuk mahkemesi kararları da temyiz edilemeyen kararlar olarak kabul edilmiştir. Keza çekişmesiz yargı işlerinde v...
(Şerh No: 10425 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)

 Bilgi  [HMK. 361] Madde Gerekçesi
Maddede bölge adliye mahkemesinin hukuk dairelerinin hangi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilebileceğine ilişkin genel kural düzenlenmiş, bu genel kuralın istisnaları ise “temyiz edilemeyen kararlar” başlığı altında 366 ncı (yasada 362 nci) maddede belirtilmiştir. Maddede, halen mevcut duruma paralel olarak, davada haklı çıkmış olan tarafa da hukukî yararı bulunmak koşuluyla, temyiz yoluna başvurma olanağı tanınmıştır. Milletlerarası Tahkim Kanununda öngörülen düzenlemeye paralel olarak, h...
(Şerh No: 10424 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 360] Madde Gerekçesi
Bu Bölümde aksi belirtilmediği takdirde bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararını inceledikten sonra duruşma yapılmasına karar verirse, bundan sonraki incelemesini, ilk derece mahkemesinde uygulanmış olan yargılama usulüne göre yapacaktır. Örneğin ilk derece mahkemesinde yazılı yargılama usulü uygulanmış ise bölge adliye mahkemesinde de yeniden yapılacak incelemede yazılı yargılama usulü uygulanacaktır.
(Şerh No: 10423 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 359] Madde Gerekçesi
Bölge adliye mahkemesi kararlarının içeriğine ilişkin bu maddede asliye hukuk mahkemeleri tarafından verilen kararların içeriğine ilişkin 301 inci (yasada 297 nci) madde ile paralellik sağlanmış, ancak istinaf yolunun özellikleri göz önüne alınarak bazı değişiklikler yapılmıştır. 4709 sayılı Kanunla Anayasanın 40 ıncı maddesinde yapılan değişiklik göz önünde bulundurularak, maddenin birinci fıkrasının (f) bendinde kanun yoluna başvuru süresinin kararda gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. ...
(Şerh No: 10422 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 358] Madde Gerekçesi
Bölge adliye mahkemesinde yapılacak duruşma için taraflara gönderilecek davetiyelerde nerede ve ne zaman hazır bulunmaları gerektiği, duruşmada hazır bulunmadıkları takdirde tahkikatın yolluklarında yapılarak karar verileceği bildirilir. Bölge adliye mahkemesine başvuran tarafa gönderilecek davetiyede, yapılacak tahkikatla ilgili olarak belirlenen gideri duruşma gününe kadar yatırması istenir. Bu giderler, daha sonra yapılacak tebligatlar da düşünülerek yeteri kadar avans olarak alınmalıdır. Bun...
(Şerh No: 10421 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 357] Madde Gerekçesi
Bölge adliye mahkemesinde gerektiğinde tahkikat (soruşturma) yapılabilse de, ilk derece mahkemelerinden farklı olarak, karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 170 inci (yasada 166 ncı) maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz ve bölge adliye mahkemesi...
(Şerh No: 10420 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 356] Madde Gerekçesi
Bölge adliye mahkemesince, duruşma yapılmadan verilecek kararlara ilişkin 357 nci (yasada 353 üncü) maddede belirtilen hâller dışında, ilk derece mahkemesi kararının duruşmalı olarak inceleneceği esası getirilmiştir. Duruşma yapılmasına karar verilmesi hâlinde duruşma günü taraflara tebliğ edilerek tarafların duruşmaya katılmalarının sağlanacağı belirtilmektedir.
(Şerh No: 10419 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 355] Madde Gerekçesi
Bölge adliye mahkemesi, incelemesini istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapacaktır. Temyiz incelemesinden farklı olarak, bölge adliye mahkemesinde yapılacak incelemede tarafların ileri sürdüğü sebeplerle bağlı kalınmasının nedeni, bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesinin kararının kanuna aykırılığını tespit etmesi hâlinde, çoğu zaman yeniden yargılama yaparak yeni bir karar verebilmesidir. Tercih edilen istinaf sisteminde, ilk derecedeki yargılama tümüyle tekrarlanma...
(Şerh No: 10418 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 354] Madde Gerekçesi
Maddede, “inceleme” sözcüğü ile kastedilen esasen Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu anlamında tahkikattır. Ancak, burada ilk derecedeki tahkikattan farklı olarak, bölge adliye mahkemesi, hem denetim çerçevesinde hem de gerekirse yeniden dava konusu hakkında inceleme yapılacaktır. Maddeyle, bu anlamda incelenen konunun önemine ve kapsamına göre, incelemenin bizzat bölge adliye mahkemesi heyeti tarafından yapılmasına veya heyetçe görevlendirilecek bir üye tarafından yürütülmesine olanak sağlanmaktad...
(Şerh No: 10417 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 353] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde, özellikle bazı önemli ve klâsik usul eksikliklerinin mevcudiyeti hâlinde bölge adliye mahkemesinin dosyayı duruşma yapmadan yeniden görülmek üzere ilk derece mahkemesine gönderme kararı verebileceği durumlar düzenlenmiştir. (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde, dava şartlarının genel olarak eksik bırakılması hâli de ilk derece mahkemesi hükmünün, esası incelemeden geri çevrilmesi için yeter görülmüş, 5236 sayılı Kanunla 1086 sayılı Kanuna 426/M madd...
(Şerh No: 10416 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 352] Madde Gerekçesi
Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine, dosya üzerinde yapılacak bir ön inceleme ile kolaylıkla tespit edilebilecek bazı temel hususların eksikliği hâlinde, davanın süratle sonuçlandırılması için, gerekli kararı derhal vermesine olanak tanınmak istenmiştir. Dosyanın incelenmesinin başka bir dairenin iş alanına girmesi, ilk derece mahkeme kararının kesin olması, istinaf yoluna başvurunun süresi içinde yapılmamış olması ve asgarî başvuru şartlarının yerine getirilmemesi, örneğin başvuru dilekçesin...
(Şerh No: 10415 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 351] Madde Gerekçesi
Maddede istinaf başvurusunun kötü niyetle yapılması durumunda bölge adliye mahkemesince 333 üncü (yasada 329 uncu) madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek kötü niyetle hareket eden tarafın bölge adliye mahkemesince para cezasına mahkûm edilmesi öngörülmüştür.
(Şerh No: 10414 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 350] Madde Gerekçesi
Madde esas itibarıyla bugüne kadar uygulanan sistemde temyiz yoluna başvurulmasının hükmün icrası üzerindeki etkisini, istinaf yolu bakımından ve aynı anlayışla düzenlemektedir. Buna göre, hukuk mahkemeleri kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulması, ilk derece mahkemesi kararının icra edilebilir niteliğini ortadan kaldırmamaktadır. Başka bir deyişle, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olması ilke olarak kararın icrasını durdurmayacaktır. Böylece, getirilen düzenle...
(Şerh No: 10413 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 349] Madde Gerekçesi
Maddede istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edilmesi ve feragatın sonuçları düzenlenmiştir. Buna göre, ilk derece mahkemesinde görülmüş olan davanın taraflarının istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edebilmeleri için ilâmın kendilerine tebliğ edilmiş olması koşulu öngörülmüştür. Böylece, bir hak doğmadan ondan feragat edilemeyeceği kabul edilmiştir. Maddenin ikinci fıkrası ile feragat üzerine ilk derece mahkemesinin veya bölge adliye mahkemesinin başvuru dilekçesinin ya da başvurun...
(Şerh No: 10412 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 348] Madde Gerekçesi
İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile süresi içinde cevap vermekle yetinmeyip bu cevap dilekçesiyle kendine özgü nedenler ileri sürerek istinaf yoluna başvurabilir. Bu başvuru asıl başvuruya bağımlı bir istinaf yolu başvurusudur. Bu nedenle katılma yolu ile istinaf yoluna başvuru, asıl başvuran taraf başvurusundan feragat eder veya istemi esasa girilmeden önce reddedilirse, hüküm doğurmaz. Çünkü kural olarak asıl istem ...
(Şerh No: 10411 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)

 Bilgi  [HMK. 347] Madde Gerekçesi
İstinaf dilekçesinin kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ olunacağı, karşı tarafın da tebliğden başlayarak onbeş gün ("iki hafta" olarak yasalaşmıştır) içinde cevap dilekçesini vereceği, kararı veren mahkemenin dilekçeler verildikten veya bunun için belirlenen süreler geçtikten sonra dosyayı dizi listesine bağlı olarak ilgili bölge adliye mahkemesine göndereceğine ilişkin hükümler getirilmiştir.
(Şerh No: 10410 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:29)

 Bilgi  [HMK. 346] Madde Gerekçesi
Maddede, istinaf dilekçesinin reddi ile bu ret kararına karış istinaf yoluna başvuru esasları düzenlenmiştir. Buna göre, istinaf yoluna başvurunun kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin olan bir karara ilişkin olması hâlinde istinaf dilekçesinin reddedilmesi ve bu ret kararının yatırılan giderlerden karşılanmak suretiyle ilgiliye tebliğ edilmesine ilişkin hüküm getirilmiştir. İkinci fıkrada, ret kararına karşı ilgiliye yedi gün ("bir hafta" olarak yasalaşmıştır) içinde istinaf y...
(Şerh No: 10407 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:35)

 Bilgi  [HMK. 345] Madde Gerekçesi
İstinaf yoluna başvuru süresi onbeş gün olarak kabul edilmiştir. İstinaf yoluna başvuru süresinin ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlayacağı belirtilmiş, istinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri de saklı tutulmuştur. 1086 sayılı Kanunda 4353 sayılı Kanuna tâbi kurumlar hakkında öngörülen fazla süre, mahkeme karşısında Devletle kişiler arasındaki eşitlik ilkesi dikkate alınarak kabul edilmemiştir. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının...
(Şerh No: 10406 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:35)

 Bilgi  [HMK. 344] Madde Gerekçesi
İstinaf yoluna başvuruda harç ve giderlerin yatırılmasına ilişkin esaslar bu maddede düzenlenmektedir. Buna göre, istinaf yoluna başvuruda bulunan, dilekçeyi verirken, tebliğ giderleri de dahil olmak üzere gerekli harç ve giderleri ödemek zorundadır. Bunların hiç ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde kararı veren mahkemece yedi günlük kesin süre verilmesi, ödemenin bu süre içinde tamamlanmaması halinde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususunun başvurana yazılı olarak bildirilmesi esası beni...
(Şerh No: 10405 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:35)

 Bilgi  [HMK. 343] Madde Gerekçesi
Maddede, istinaf dilekçesinin verilmesine ilişkin usul düzenlenmiş olup, istinaf dilekçesinin, kararı veren mahkemeye ya da kararı veren mahkeme dışında başka bir yer mahkemesine de verilebileceği; verilen istinaf dilekçesinin o mahkeme bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydolunarak başvurana ücretsiz bir alındı belgesi verileceği öngörülmüştür. İstinaf dilekçesinin kararı veren mahkemeden başka bir mahkemeye verilmesi durumunda, istinaf dilekçesi, mahkeme tarafından bölge adliye mahke...
(Şerh No: 10404 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:35)

 Bilgi  [HMK. 342] Madde Gerekçesi
Maddede istinaf dilekçesinin içeriği düzenlenmiştir. İstinaf yoluna başvurma dilekçeyle yapılır. Dilekçe, başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı ve adreslerine ilişkin bilgilerle, varsa kanunî temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri, kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı, tebliğ tarihi, kararın özeti, başvuru sebepleri ve gerekçesi, talep sonucu ile başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzasını içerir. Ayrıca dilekçeye kar...
(Şerh No: 10403 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:35)

 Bilgi  [HMK. 341] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanuna 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla eklenen 426/A maddesi gerekçesi ile birlikte aynen benimsenmiştir. İhtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz hakkındaki kararlara karşı da hükümde belirtilen hâllerde istinaf yolu açılmıştır. Özellikle uygulamada geçici hukukî korumaların gittikçe önem kazanması, ilk derece mahkemelerince bu konularda verilen farklı kararların önüne geçilmesi, gerek maddî, gerekse hukukî yanlışlıkların düzeltilebilmesi amacıyla böyle bir hükme yer verilmiştir. ...
(Şerh No: 10402 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:34)

 Bilgi  [HMK. 340] Madde Gerekçesi
Madde, esas itibarıyla 1086 sayılı Kanunun 472 nci maddesinin günümüz Türkçesine uyarlanmış şeklidir. Maddeyle, adli yardım kararıyla atanan avukatın, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hak ettiği ücret ile takip ettiği dava veya takip sırasında yapmış olduğu giderleri talep ve tahsile yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 344 üncü maddesi müzakeresi sırasında aşağıdaki gerekçeyle verilen önerge, “Adli yardımdan yararlanan kişi için ...
(Şerh No: 10401 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:34)

 Bilgi  [HMK. 339] Madde Gerekçesi
Adli yardım kararı, ondan yararlanan kişiye geçici bir muafiyet tanıdığından, ertelenen giderler ve verilen avanslarla, temin edilen avukatın ücreti, dava veya takip sonunda haksız çıkan taraftan tahsil edilecektir. Ancak, dava veya takip sonunda, adli yardımdan yararlanan kişinin haksız çıkmış olmasına rağmen, yoksulluk koşulunda bir değişiklik olmaması hâlinde, daha önce ertelenen giderlerin ve verilen avansların tamamının derhâl bu kişiden tahsiline girişilmesinin, sosyal devlet anlayışı ile ...
(Şerh No: 10400 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:34)

 Bilgi  [HMK. 338] Madde Gerekçesi
Maddede adli yardım kararının kaldırılması düzenlenmiştir. Maddî anlamda kesinlik kazanmayan ve geçici nitelikte olan adli yardım kararının verilmesine esas koşulların baştan itibaren gerçekte mevcut olmadığı veya yoksulluk koşulu sonradan ortadan kalktığında, kararı veren mahkeme adli yadım kararını kaldırmaya da yetkilidir. Adli yardımdan yararlanan kişinin ölmesi hâlinde mirasçılarının o dava veya işe devam etmeleri durumunda, eski adli yardım kararı kaldırılır. Koşulları mevcut ise mi...
(Şerh No: 10399 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:34)

 Bilgi  [HMK. 337] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, mahkemenin, adli yardım talebi hakkında duruşma yapmadan yahut asıl dava veya takipteki karşı tarafı dinleyerek de karar verebileceği hususu hüküm altına alınmıştır. İkinci fıkra ile adli yardım talebi hakkında mahkemelerce verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurulamayacağı düzenlenmiştir. Ancak adli yardım talebi hakkındaki kararlar maddî anlamda kesinlik kazanmaya elverişli olmayan kararlardır. Bu nedenle, koşullardaki değişiklik sebebiyle tekrar aynı dav...
(Şerh No: 10398 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:34)

 Bilgi  [HMK. 336] Madde Gerekçesi
Adli yardım kararı mutlaka mahkemece verilmelidir. Davalarda, çekişmesiz yargı işlerinde ve geçici hukukî korumalarda, görevli ve yetkili mahkeme, asıl dava veya işin karara bağlanacağı mahkemedir. İcra ve iflâs takiplerinde ise takibin yapılacağı yerdeki icra mahkemesi görevli kılınmıştır. Birinci fıkradaki düzenleme ile sadece icra takiplerinde değil, iflâs takiplerinde de adli yardımdan yararlanılabileceği hususu açıklığa kavuşturulmuştur. Ancak iflâs kararından sonra, müflisin adli y...
(Şerh No: 10397 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:34)

 Bilgi  [HMK. 335] Madde Gerekçesi
Adli yardımın kapsamının düzenlendiği bu maddede, 1086 sayılı Kanundaki düzenlemeye kural olarak bağlı kalınmış olmakla beraber, birinci bentteki genel düzenlemeden sonra bazı yargılama giderlerinin tek tek belirtilmesine gerek olmadığından ve yargılama giderleri ile nelerin kastedildiği bu düzenlemeyle belirlenmiş bulunduğundan, 1086 sayılı Kanunun 466 ncı maddesindeki bazı bentler metne alınmamıştır.
(Şerh No: 10396 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:34)

 Bilgi  [HMK. 334] Madde Gerekçesi
Anayasada düzenlenen hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesi ve adil yargılama hakkının unsurlarından olan, taraflar arasında silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilebilmesi için, gerekli yargılama giderlerini hiç veya sıkıntıya düşmeksizin ödeyemeyecek durumda bulunan kişilere, her türlü malî ve hukukî korunma taleplerinde kolaylık sağlanması, sosyal hukuk devleti ilkesinin gereklerindendir. Bu gereğin yerine getirilebilmesi ise adli yardım ile mümkün olacaktır. Adli yardımdan yararlana...
(Şerh No: 10395 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:34)

 Bilgi  [HMK. 333] Madde Gerekçesi
Bu madde hükmü 1086 sayılı Kanunda yer almamaktadır. Yeni kabul edilen sisteme göre, davanın açılması aşamasında dosyada muhtemel olarak yapılacak yargılama giderlerinin tamamı peşin olarak depo edileceğinden, avansın kullanılmayan kısmının iadesinin nasıl olacağı hususunun düzenlenmesi gerekmiştir. Bu hükme göre, karar kesinleştikten sonra dosyada kullanılmamış olan avans kalmış ise mahkeme, avansın iadesine karar verecek ve kararın tebliğ giderini depo edilen paradan karşılayacaktır. Artan ava...
(Şerh No: 10394 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:34)

 Bilgi  [HMK. 332] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrası yargılama giderlerinin mahkeme tarafından kendiliğinden hükme bağlanacağını düzenlemektedir. İkinci fıkra, 1086 sayılı Kanunun 426 ncı maddesinin karşılığıdır. Bu fıkra, nihaî karardan önce yapılmış olan yargılama giderlerinin, hangi tarafa ne oranda yükletileceğinin kararda gösterilmesini öngörmektedir. Maddenin üçüncü fıkrasında gösterilen hüküm, 1086 sayılı Kanunda yer almamaktadır. Bu fıkrayla, mahkemece nihaî karardan sonra hükmün kesinleşmesine kadar geçen sü...
(Şerh No: 10393 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:34)

 Bilgi  [HMK. 331] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrası, 1086 sayılı Kanunun 425 inci maddesinin karşılığı olmakla birlikte, yeni getirilen hüküm kısmen farklıdır. Şöyle ki; 425 inci maddede davanın konusuz kalmasına örnek olarak iki durum sayılmış iken, yeni düzenlenen bu maddenin birinci fıkrasında, davanın konusuz kalması hâli örnekleme yoluyla belirtilmeyip, genel olarak ifade edilmiştir. Davanın konusuz kalmasına; dava sırasında alacağın ödenmesi, tahliye davası devam ederken kiracının kiralananı tahliye etmesi veya boşa...
(Şerh No: 10392 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:34)

 Bilgi  [HMK. 330] Madde Gerekçesi
Taraflardan biri herhangi bir avukatla vekâlet sözleşmesi yaparak, aralarında kararlaştırdıkları ücret karşılığı davada kendisini vekille temsil ettirebilir. Bu sözleşme Borçlar Kanununun genel hükümlerine tâbi olup, karşılığında avukatın aldığı ücret, yargılama gideri olan vekâlet ücretinden farklıdır. Vekâlet ücreti, davada haklı çıkan tarafın davasını vekille takip etmesi durumunda, diğer yargılama giderlerinin dışında, lehine hükmedilen bir tutardır. Bu ücret, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi...
(Şerh No: 10391 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:33)

 Bilgi  [HMK. 329] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrası 1086 sayılı Kanunun 421 inci, ikinci fıkrası da 422 nci maddesinin günümüz Türkçesine uyarlanmış şeklidir. Kötü niyetli kişileri caydırıcı bir hükmün zaruri olması sebebiyle bu kişiler aleyhine, karşı tarafın vekalet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkûmiyet kararının verilmesi öngörülmüştür. İkinci fıkrada ise kötü niyetli davalı veya hakkı olmadığı hâlde dava açan tarafın adli teşkilatı kötü niyetle meşgul etmesi, ayrıca disiplin para cezası ile cezalandı...
(Şerh No: 10390 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:33)

 Bilgi  [HMK. 328] Madde Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanunun 420 nci maddesinin günümüz Türkçesine uyarlanmış şeklidir. Bu hükümle fer’î müdahilin yargılama giderlerinden sorumluluk durumu düzenlenmiştir. Düzenleme fer’î müdahil için hüküm tesis edilemeyeceği kuralının bir sonucudur. Aslî müdahil ise taraflardan herhangi biri yanında yer almayıp kendi adına bir hak iddiasıyla davaya dahil olduğundan, tarafın tâbi olduğu kurallar çerçevesinde yargılama giderlerinden sorumludur.
(Şerh No: 10389 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:33)

 Bilgi  [HMK. 327] Madde Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanunun 418 inci maddesinin günümüz Türkçesine uyarlanmış şekli olup, esaslı bir değişiklik içermemektedir. Birinci fıkra hükmüne göre, davada dürüstlük kuralına aykırı davranan taraf, lehine karar verilse dahi, yargılama giderlerinden sorumlu tutulabilecektir. Ancak, karar ve ilâm harcından bu durumda da davayı kaybeden sorumlu olacaktır. Maddeye eklenen ikinci fıkrayla, davalı sıfatı mevcutmuş gibi davranarak kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet veren kişinin, ha...
(Şerh No: 10388 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:33)

 Bilgi  [HMK. 326] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci ve ikinci fıkraları 1086 sayılı Kanunun 417 nci, üçüncü fıkrası da 419 uncu maddesinin günümüz Türkçesine uyarlanmış şeklidir. 1086 sayılı Kanunun 416 ncı maddesinin düzenlenmesine ihtiyaç duyulmamıştır. Çünkü, istisnaî hâller hariç olmak üzere yargılama giderlerinin haksız çıkan taraftan alınacağı, bu düzenlemenin birinci fıkrasında belirtilmiştir. Birinci fıkra hukukî korunma isteğinde haklı çıkmanın doğal bir sonucudur. Haksız dava açan veya haksız olarak aleyhine dava ...
(Şerh No: 10387 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:33)

 Bilgi  [HMK. 325] Madde Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanunun 415 inci maddesinin günümüz Türkçesine uyarlanmış şeklidir. Maddede tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalara ait yargılama giderleri düzenlenmiştir. Bu davalarda toplanacak deliller için gereken giderin yatırılmasıyla ilgili, süre bakımından işlemin hızlandırılmasını sağlayacak şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Şöyle ki; mahkemenin, giderlerin yatırılması için taraflardan birisi veya belirteceği oranda ikisine yedi günlük ("bir hafta" olarak ...
(Şerh No: 10386 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:33)

 Bilgi  [HMK. 324] Madde Gerekçesi
“Harç ve avans ödenmesi” başlıklı 125 inci (yasada 120 nci)maddede davacının dava masraflarının karşılığı olarak avans ödemesi öngörülmüştür. Bu avans, davacının delillerinin toplanması için yapılması gereken harcamaları da kapsar. Bu maddede ise daha çok davalının delillerinin toplanması için ödemesi gereken avans düzenlenmiştir. Öte yandan davacının avansı yönünden “Dava şartları” başlıklı 119 uncu (yasada 114 üncü) maddede hüküm getirilmiştir. Davacının avansı yatırmış olması dava şartlarında...
(Şerh No: 10385 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:33)

 Bilgi  [HMK. 323] Madde Gerekçesi
Maddeyle, davadaki hangi masrafların yargılama gideri olarak kabul edildiği ayrı ayrı sayılmak suretiyle belirlenmiştir. Maddenin (f) bendindeki tanık ücret ve giderleri ile (ğ) bendinde yer alan, vekille takip edilmeyen davalarda tarafın hazır bulunması veya dava vekille takip edildiği hâlde mahkemenin tarafı bizzat dinlemek üzere mahkemeye çağırması durumlarında, ilgililere ödenecek ücret ve giderlerin tutarı, bu kişilerin mahkemeye ulaşmak için harcadıkları yol, konaklama ve yiyecek gibi m...
(Şerh No: 10384 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:33)

 Bilgi  [HMK. 322] Madde Gerekçesi
Maddede, basit yargılama usulünde uygulanacak hükümler arasındaki ilişki düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, basit yargılama usulüne tâbi dava ve işlere, öncelikle, varsa kendi özel hükümleri ve bu Kısımda yer alan hükümlerin uygulanacağı vurgulanmıştır. Ayrıca, basit yargılama usulüne ilişkin özel hüküm bulunmayan hâllerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilerek, bu konuda ortaya çıkacak tereddütler de giderilmiştir. Basit yargılama usulünün uygulanaca...
(Şerh No: 10383 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:09)

 Bilgi  [HMK. 321] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrası uyarınca basit yargılama usulünde tahkikatın tamamlandığı duruşmada, hâkim, tarafların son beyanlarını alıp yargılamanın bittiğini bildirerek, kararını tefhim edecektir. Bunun dışında taraflara beyanda bulunmak için ayrıca süre verilmeyecektir. Dolayısıyla hâkimin ve tarafların yargılamanın seyrini iyi takip etmeleri gereklidir. Basit yargılama usulünde, tahkikat işlemlerinin arka arkaya yapıldığı ve duruşma aralıklarının birbirine yakın olduğu düşünülürse, son duruşmada...
(Şerh No: 10382 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:09)

 Bilgi  [HMK. 320] Madde Gerekçesi
Yazılı yargılama usulünde, dilekçelerin verilmesi aşamasından sonra, önce ön inceleme, daha sonra tahkikat aşamasına yer verilmiştir. Basit yargılama usulünde de temelde bu aşamalar yer almakla birlikte, yargılamanın daha kısa sürede tamamlanabilmesi için bunlar birbiriyle bağlantılı olarak birlikte düzenlenmiş, işlemler basitleştirilmiş ve süreler daha kısa tutulmuştur. Birinci fıkra ile, bazı, basit yargılama usulüne tâbi dava ve işlere dosya üzerinden de karar verilmesi mümkün hâle getiril...
(Şerh No: 10381 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:09)

 Bilgi  [HMK. 319] Madde Gerekçesi
Yazılı yargılama usulünde, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağıyla ilgili farklı aşamalar ve ihtimaller dikkate alınmıştır. Basit yargılama usulünde ise bu usulün gereği olarak yasak, davacı bakımından davanın açılmasıyla, davalı bakımından cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesi ile başlatılmıştır. Bu sebeple, basit yargılama usulüne tâbi dava ve işlerde taraflar daha dikkatli davranmalı, talep ve savunmaları konusunda daha titiz olmalıdırlar. Bununla birlikte iddia ve sav...
(Şerh No: 10380 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:09)

 Bilgi  [HMK. 318] Madde Gerekçesi
Delillerin verilmesi ve ilgili yerlerden getirtilmesi, yargılamada önemli bir aşamayı oluşturmakta, yargılamanın sağlıklı yürütülmesi ve uzayıp uzamaması bakımından önem taşımaktadır. Bu sebeple, yazılı yargılama usulünde de yer alan delillerin gösterilmesi ve verilmesi ile ilgili hükümlere paralel şekilde, tarafların tüm delillerini dilekçelerinde açıkça göstermeleri ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirtmeleri aranmıştır. Ayrıca taraflara, ellerindeki delilleri dilekçelerine ekleme ve baş...
(Şerh No: 10379 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:09)

 Bilgi  [HMK. 317] Madde Gerekçesi
Maddede basit yargılama usulünde dilekçelerin verilmesi aşaması düzenlenmiştir. Zira, bir yargılama usulü düzenlendiğinde temel aşamalar olarak dilekçelerin verilmesi, tahkikat ve hüküm aşamalarının doğru düzenlenmesi, o yargılama usulünün sağlıklı uygulanmasını kolaylaştıracaktır. Birinci fıkrada, günümüz şartları itibarıyla, her yerde dilekçe yazmanın ve yazdırmanın kolay bir iş hâline gelmesi karşısında, davanın dilekçe ile açılması ve dilekçe ile cevap verilmesi kuralı uygun bulunmuştur. ...
(Şerh No: 10378 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 316] Madde Gerekçesi
Maddede, yazılı yargılama usulü dışında kalması gereken, daha kısa ve basit şekilde sonuçlanmasında yarar bulunan dava ve işlerin basit yargılama usulüne tâbi tutulması amaçlanmıştır. Bu çerçevede, daha önce 1086 sayılı Kanunda yer alan basit, seri ve sözlü yargılama usulüne tâbi dava ve işler incelenerek, bunların içinden hukuken ve fiilen uygulanma imkânı kalmayanlar maddeye alınmamış, bunun dışında kalanlarda ise gerçekten özel bir yargılama usulünün uygulanması gerekenler, basit yargılama...
(Şerh No: 10377 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 315] Madde Gerekçesi
Birinci fıkrada, davaya son veren bir usul sözleşmesi olan mahkeme içi sulhün, mahkemece bir hüküm verilmesine gerek kalmaksızın davayı sona erdireceği düzenlenmiştir. Tarafların sulh sözleşmesi yapmaları durumunda, mahkeme, “esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına” ya da “sulh sebebiyle, hüküm verilmesine yer olmadığına” karar vererek yargılamaya son verecektir. Mahkeme içinde gerçekleşen bu sulh, kesin hüküm gibi hukukî sonuçlara sahiptir. Sulhün şarta bağlı olarak yapılmış o...
(Şerh No: 10376 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 314] Madde Gerekçesi
Bir davada, tarafların anlaşmaları yoluyla uyuşmazlığı sona erdirmeleri, kural olarak, mahkemece o konuda verilen hüküm kesinleşinceye kadar mümkündür.
(Şerh No: 10375 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 313] Madde Gerekçesi
Birinci fıkrada, 1086 sayılı Kanunda bulunmayan, ancak caiziyeti konusunda da bir tartışma olmayan sulh sözleşmesi tanımlanmıştır. Dava konusu olan bir hak üzerinde, davanın tarafları arasında yapılacak bir sözleşme ile uyuşmazlığın giderilmesi her zaman mümkündür. Tarafların mahkeme dışında yapacakları sulh, kuruluş ve etkileri bakımından kural olarak bir maddî hukuk işlemidir. Mahkeme dışı sulh borçlar hukukunun konusu olduğundan, bu maddede düzenleme dışı bırakılmıştır. Taraflardan birinin, ...
(Şerh No: 10374 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 312] Madde Gerekçesi
Yargılama giderlerinin hangi tarafa yükleneceği genel olarak, “Yargılama giderlerinden sorumluluk” başlıklı 330 uncu maddede gösterilmiş ise de, feragat ve kabul davayı bitiren taraf işlemi olduğundan, tereddütleri gidermek bakımından, ayrıca düzenlenmesinde yarar görülmüştür. Madde, 1086 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin dili günümüz Türkçesine uyarlanarak, yeniden kaleme alınmıştır. Esasa ilişkin bir yenilik yoktur.
(Şerh No: 10373 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 311] Madde Gerekçesi
Feragat veya kabul, davaya son veren taraf işlemlerinden olup maddî anlamda kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır. Feragat ve kabule ilişkin irade beyanları, hata, hile veya ikrah sebeplerinden biriyle sakatlanmış ise beyanda bulunan taraf, borçlar hukuku kuralları çerçevesinde, iradeyi sakatlayan sebebi ispat etmek şartıyla, feragat veya kabulün iptali için dava açabilir. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 315 inci maddesinde geçen “İrade fesadı” ibaresi, Türk Borçlar Kanunu ...
(Şerh No: 10372 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 310] Madde Gerekçesi
Bir davada, tarafların tek taraflı irade beyanları ile uyuşmazlığı sona erdirmeleri, kural olarak, mahkemece o konuda verilen hükmün kesinleşmesine kadar mümkündür.
(Şerh No: 10371 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 309] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrası, 1086 sayılı Kanunun 93 üncü maddesinin karşılığıdır. Bu fıkrada feragat ve kabul işleminin belli bir geçerlilik şekline tâbi olmadığı, mahkemeye yöneltilmiş bir irade beyanı olarak yapılmasının yeterli olduğu vurgulanmıştır. İkinci fıkra ile feragat ve kabulün, karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı, böylece tek taraflı irade açıklamasıyla sonuç doğuracağı belirtilmiştir. Yargılama sırasında taraf usul işlemi olarak ortaya çıkan feragat ve kabu...
(Şerh No: 10370 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 308] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 92 nci maddesindeki düzenlemede, davayı kabul, hatalı bir biçimde iki tarafça da yapılması mümkün olan bir işlem olarak tanımlanmakta idi. Oysa, davayı kabul, ancak kendisine karşı bir talepte bulunulan davalı tarafından yapılabilecek bir işlemdir. Maddede, kabulün davalı tarafça yapılacak bir işlem olduğuna açıklık getirilmiş, ayrıca kısmen kabulün de mümkün olduğu vurgulanmıştır. Maddenin ikinci fıkrasında, kabulün, sadece tarafların, konusu üzerinde serbestçe tasarru...
(Şerh No: 10369 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 307] Madde Gerekçesi
Davadan feragate ilişkin 1086 sayılı Kanunun 91 inci madde hükmü korunurken, maddeye kısmen feragati de ifade edebilecek biçimde, talep sonucundan kısmen vazgeçmenin de mümkün olduğu hususu dahil edilmiştir. Kural olarak, davacı her davadan hiçbir kayda tâbi olmaksızın feragat edebilir. Ancak “Cumhuriyet savcısının davada yer alması” başlıklı 75 inci maddenin üçüncü fıkrasında gösterildiği üzere, Cumhuriyet savcısının yer aldığı dava ve işler üzerinde taraflar serbestçe tasarruf edemeyecekle...
(Şerh No: 10368 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 306] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 456 ve 457 nci maddelerindeki düzenlemelere karşılık gelen bu maddeyle tavzih usulü düzenlenmiştir. Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde, “Hükmün tashihi” başlıklı 308 inci (yasada 304 üncü) maddede öngörülen usule göre gerekli düzeltmeyi yapar.
(Şerh No: 10367 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 305] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 455 inci maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu madde ile hükmün tavzihi konusu yeniden düzenlenmiştir. Maddeye göre, bir hükmün cebrî icra yoluyla yerine getirilmesinde veya uygulanmasında tereddüt doğurabilecek diğer hâllerde; icraya konu olan hüküm bir eda davasına ait ise icrası tamamlanıncaya kadar, diğer durumlarda, yani tespit hükümlerinde veya inşaî hükümlerde ise uygulanması söz konusu olduğu sürece tavzih yoluna başvurulabilmesi öngörülmüştür. Maddenin ikinci fı...
(Şerh No: 10366 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:08)

 Bilgi  [HMK. 304] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 459 uncu maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu madde ile karardaki açık hataların mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine tashih edilebileceği esası getirilmiştir. Ancak karar tebliğ edildikten sonra mahkemenin karardaki açık hatayı düzeltebilmesi için tarafları dinlemesi; yapılan davet üzerine taraflar gelmedikleri takdirde düzeltmenin dosya üzerinde yapılabileceği öngörülmüştür. Böylece taraflara tebliğ edilmiş bir kararda düzeltme yapılması hâlinde, t...
(Şerh No: 10365 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 14:07)

 Bilgi  [HMK. 303] Madde Gerekçesi
Bu maddede kesin hüküm, kesin hükmün unsurları ile tarafları ve üçüncü kişiler açısından sonuçları düzenlenmiştir. Kesin hükmün, bir bakıma, davayı etkileyecek nitelikte kesin bir delil teşkil etmesi yönünden deliller bölümünde ele alınması gerekeceği düşünülebilir. 1086 sayılı Kanunda bu madde, deliller faslında yer almış bulunmaktadır. Ancak müessesenin asıl özelliği, hüküm olma niteliğinden ileri gelmektedir. Hükümden sonraki bir safhayı ifade etmesi ve verilecek diğer hükümleri de etkile...
(Şerh No: 10355 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-02-2011 15:40)

 Bilgi  [HMK. 302] Madde Gerekçesi
Bu madde ile, taraflarca ilâmın alınması ve kesinleşme şerhinin ne suretle verileceği hususları düzenlenmiştir. Buna göre, ilâmı almak isteyen taraf, karar ve ilâm harcının tamamını değil, hüküm sonucunda kendisine yüklenmiş olan kısmını ödemek durumundadır. Taraflardan birinin kendisine yüklenmemiş olan harcı ödemeye zorlanması doğru görülmemiştir. Bu düzenleme hakkaniyete uygun düşmektedir. Aslında karar ve ilâm harcı süresinde ödenmediği takdirde kanunî yoldan tahsili her zaman mümkündür....
(Şerh No: 10354 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-02-2011 15:30)

 Bilgi  [HMK. 301] Madde Gerekçesi
Madde “Hüküm nüshası” başlığını taşımakta olup, birinci ve ikinci fıkra hükümleri 1086 sayılı Kanunun 392 nci maddesinin günümüz Türkçesiyle ifade edilmiş şeklidir. 1086 sayılı Kanundaki “mahkeme mührünün bulunması”na ilişkin düzenleme, sistematik açıdan daha uyumlu olacağı düşüncesiyle bu maddeye alınmıştır. Taraflara verilen hüküm suretleri ilâm adını almaktadır. Suret deyiminin taşıdığı anlam bakımından, bunların her birinin aslıyla aynı olmasını gerektirir. Ancak, herhangi bir sebeple...
(Şerh No: 10353 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 15-02-2011 15:27)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,06788301 saniyede 11 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.