Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 11.HD. 1997/3026 E.-1997/3861 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Gerek icra inkar tazminatı,gerekse kötüniyet tazminatı, İİK.nun 72. maddesinde sadece menfi tesbit davaları bakımından öngörülmüş bulunmaktadır. Bu bağlamda istirdat davasının borçlu(istirdat isteyen)lehine sonuçlanması halinde, takip alacaklısı aleyhine "kötüniyet tazminatı" ödeneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. O halde, istirdat davasına konu olan miktar bakımından borçlu yararına tazminata hükmedilmesi hatalıdır.
(Karar Tarihi : 26.05.1997)
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 6.Ticaret Mahkemesince verilen 18.12.1996 tarih ve 1122-708 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı ve Muk.Davacı K. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı vekili, davalılardan Y.Y. tarafından müvekkili aleyhine takip dayanağı bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığı gibi, senette alacaklı görünen A.Y.´a kardeşi K.´ya borçlu bulunmadığını, yapılan imza incelemesinde imzanın müvekkile ait olmadığının saptandığı, ancak müvekkilin teminat yatırmaması nedeni ile takibin durmadığını, borca karşılık davalı K.ya 350.000.000 TL ödeme yaptığı gibi, elden 35.000.000 TL ödeyip 35.000.000 TL bedelli çek ve 50.000.000 TL´lık çek verdiğini, halen takipte olan 50.000.000 TL´lık çekin tedbir nedeniyle ödenmediğini, asıl alacaklının davalı K. olup, diğerinin muvazaalı olarak devreye girdiğini ileri sürerek, davalıya borçlu bulunmadığının tesbiti ile, 420.000.000 TL istirdadı ve 50.000.000 TL´lık çekin iptali ile %40 inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, asıl davanın reddini savunmuş, karşı dava ile davacı ve davalı K.´nin öz kardeş olduklarını, babalarının sağlığında birlikte kazanılan malların satılması karşılığı K.´ya 330.000.000 TL´lık senet verildiğini, senedin davalı Y.´a ciro edilip, Y.tarafından icraya konulduğunu, itiraz nedeniyle ödenmediğini, eski anlaşmanın bozulduğunu, yeniden yaptıkları anlaşmada davacının K.ya 35.000.000 TL nakit 35.000.000 TL ve 50.000.000 TL bedelli iki çek verip, Polatlı´daki arsayı vermeyi taahhüt ettiğini, ancak davacının anlaşmaya uymayıp dava yoluna gittiğini, davalı Y.´a pasif husumet yöneltilemeyeceğini, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, şimdilik 100.000.000 TL´nın davacı K.için asıl davacıdan tahsilini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya arasındaki yazılara göre, takip konusu bonodaki senedin sahte olduğunun saptanıp, takibin iptaline karar verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda davacının 350.000.000 TL için borçlu bulunmadığı, 50.000.000 TL´ lık çek için yapılan takibin icraen durdurulduğu, davacının, davalı Kemalettin´e 35.000.000 TL nakit, 35.000.000 TL çek bedeli ödediğinin anlaşıldığı, davacının 350.000.000 TL´yi ödediğini kanıtlayamadığı, davalı her ne kadar, Polatlı´daki arsayı davacının kendisine vereceğini taahhüt ettiğini ileri sürmüş ise de, söz konusu taşınmazın tapulu olduğu, satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, bu arsanın icrada kalan borç için verileceğinin taahhüt edildiği bildirilmiş ise de, takip dayanağı senedin sahte olduğunun sabit olması nedeniyle borcun ortadan kalktığı gerekçesiyle, davacının 350.000.000 TL borçlu bulunmadığının tesbitine, davalı Y. hakkındaki davanın reddine, davalı K. hakkındaki istirdat davasının 70.000.000 TL kısmının reeskont faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline, 50.000.000 TL´lık çekin iptaline, 350.000.000 TL menfi tesbit ve 120.000.000 TL´lık istirdat toplamı 470.000.000 TL üzerinden davalı K.´den %40 kötüniyet tazminatı tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı K. vekili temyiz etmiştir.

1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Ancak, ödemeden sonra açılan istirdat davası bakımından bu tür davalarda, davanın borçlu lehine sonuçlanması halinde alacaklı aleyhine icra tazminatı(kötüniyet tazminatı)ödeneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Zira, gerek icra tazminatı, gerekse icra inkar tazminatı İİK.nun 72.maddesinde sadece menfi tesbit davaları bakımından öngörülmüş bulunmaktadır. O halde, istirdat davasına konu olan miktar bakımından borçlu yararına inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

KARAR : Yukarıda (1) No´lu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının reddine, (2) No´lu bentte yazılı nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 72 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 01-08-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01766801 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.