Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 21.HD 2003/10076 E.-2004/1453 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı işyeri devrinde, bir an için işlemin danışıklı olmadığı varsayılsa dahi B.K.´nun 179 maddesi uyarınca 3. kişi devir aldığı işyeri borçlarından sorumlu olacaktır.
(Karar Tarihi : 24.02.2004)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Uyuşmazlık 3.kişinin İİK´nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.

Dava konusu menkul mallar; borç kaynağı bonoda yazılı olan, borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste ve (borçlu) şirket ortağı Z____ huzurunda haczedilmiştir. İİK´nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi (borçlu) dolayısıyla (alacaklı) yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davacı tarafından kesin ve güçlü delillerle kanıtlanması gerekmektedir.

Davacı 3. kişi haciz adresini borçluların boşaltmalarından sonra dükkan sahibinden kiralayarak; ticarete başladığını, haczedilen malların kendisine ait olduğunu iddia etmiştir.

Davacı S____; (borçlu) şirket ortaklarından Z____´in eşi olup borç doğumundan sonra eşi ile aynı faaliyet konusunda ve eşine ait şirket adresinde; (borçlu) eşini de işçi olarak yanına alarak ticarete başlamıştır. 14.8.2001 tarihli haciz sırasında; adreste halen (borçlu) kişi ve şirkete ait vergi levhası oda kaydı gibi belgeler bulunmaktadır. Tüm bu maddi ve hukuki olgular hayat deneyimlerine uygun olmadığı gibi davacı iddiasının aksine yapılan işlemlerin; alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı işyeri devri niteliğinde olduğu ve bu haliyle alacaklıların haklarını etkilemeyeceği açıktır.

Öte yandan; bir an için işyeri devrinin danışıklı olmadığı düşünülse dahi İİK´nun 44. maddesi koşullarına uygun devir yapıldığı iddia ve ispat edilemediği gibi B.K.´nun 179 madde uyarınca da davacı 3. kişi devir aldığı işyeri borçlarından sorumlu olacaktır.

Bu nedenlerle davacı 3. kişinin davasının reddi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

KARAR : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 97 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/54 md.)

İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir.

İstihkak davasının sırf satışı geri bırakmak gayesiyle kötüye kullanıldığını kabul etmek için ciddi sebepler bulunduğu takdirde merci takibin taliki talebini reddeder.

Takibin talikine karar verilirse, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı davacıdan 36 ncı maddede gösterilen teminat alınır.

Teminatın cins ve miktarı mevcut delillerin mahiyetine göre takdir olunur.

(Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./9.mad) Takibin devamına dair verilen icra mahkemesi kararı kesindir.

Üçüncü şahıs, merci kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır.

(Değişik ibare: 6103 S.K. m.41/2-g / Yürürlük: m.43-01.07.2012) “Kiralanan taşınmaz veya gemilerdeki” hapis hakkına tabi eşya ile ilgili istihkak davaları Borçlar Kanununun 268 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yazılı hükümlere uygun olmadıkça talik emri verilemez.

Dava esnasında 106 ncı maddedeki müddetler cereyan etmez.

Yukardaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkanı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. Bu halde davacının talebi üzerine merci hakimi takibin talik edilip edilmemesi hakkında yukardaki hükümler dairesinde acele karar vermeye mecburdur. Bu karar diğer taraf dinlenmeksizin de verilebilir.

İstihkak davası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilmiş bulunursa merci hakimi işbu bedelin yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi hususunda ayrıca karar verir.

İstihkak davasına umumi hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır.

Mahcuz eşya ile ilgili olarak icra memuruna dermeyan edilen iddiada üçüncü şahıs ve borçlunun birleşmeleri alacaklıya müessir değildir. Üçüncü şahsın bu iddiasını ispat etmesi lazımdır. Ancak üçüncü şahsın mahcuz eşyanın kendisinin mülkü veya kendisine merhun olduğu hakkındaki iddiasının borçlu tarafından kabulü kendi aleyhine delil teşkil eder ve ileride bu ikrara aykırı hiçbir iddiada bulunamaz.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/11 md.) İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.19) "yüzde yirmisinden" aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunur.

(Değişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./9.mad) Davanın reddi hakkındaki karara karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran istihkak davacısı icra dairesinden 36 ncı maddeye göre mühlet isteyebilir.

İstihkak davası sabit olur ve birinci fıkra gereğince istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötü niyeti tahakkuk ederse haczolunan malın değerinin yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere itiraz edenden tazminat alınmasına asıl dava ile birlikte hükmolunur.

Koca aleyhine yapılmış bir hacizde karı şahsi malları üzerindeki haklarını Medeni Kanunun 160 ıncı maddesi hükmüne tabi olmaksızın kendisi takip edebilir.

İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklı bu kanunun 11 inci babı hükümlerine dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen iptal davası açabilir. Dava ve mütekabil davada tarafların gösterecekleri bütün delilleri hakim serbestçe takdir eder.

İstihkak davaları süratle ve diğer davalardan önce görülerek karara bağlanır.


İSTİHKAK DAVALARINDA MÜLKİYET KARİNESİ:
MADDE 97/a.
Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. (Ek üçüncü ve dördüncü cümle:24/11/2021-7343/8 md.) Bu hâlde üçüncü şahıs yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz. Ancak 97 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca takibin devamına karar verilmesi hâlinde mal muhafaza altına alınabilir. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer.
İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 13-07-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02811003 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.