Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2000/3815E. 2000/3905 K İçtihat

Üyemizin Özeti
İyi niyetle zenginleşen kimse, zenginleşmenin geri verilmesinden dolayı, zenginleşme hiç olmasaydı bulunacağı durumdan daha kötü duruma düşürülemez.
(Karar Tarihi : 29.05.2000)
Davacı, fuzulen ödenen 570.052.734 TL'nın davalıdan kanuni faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği biçimde isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Osman Bülbül tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Davacı Kurumca yersiz ödenen "570.052.734 TL" nın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ait davanın yargılaması sonucunda kabule karar verilmiştir.

1-Davalının 14.10.1997 tarihli dilekçesi ile yaşlılık aylığı isteminde bulunduğu, bu istek Kurumca kanuna uygun görülerek, Kurumca 01.11.1997 gününden itibaren aylık bağlanarak 23.10.1998 gününe kadar ödemelerin yapıldığı açıktır.Uyuşmazlık, Kurumun 01.11.1997-23.10.1998 tarihleri arasında fuzulen ödediğini iddia ettiği yaşlılık aylığını geri alıp alamıyacağı, başka bir anlatımla yaşlılık aylığı bağlanmasında Kurumu yanıltıp yanıltmadığı, kötüniyetli olup olmadığı noktasındadır.

2-Davalı, usulüne uygun olarak ve kanunun öngördüğü şekilde yaşlılık aylığı talebi için başvurmuş, Kurumda kendisine yaşlılık aylığı bağlamıştır.Davalının yaşlılık aylığı bağlanması işleminde Kurumu yanılttığı kötü niyetli olduğu söylenemez.Görev sigortalı ile ilgili bütün bilgi ve belgeleri elinde bulunduran, davacı Kuruma aittir. Kurum Anayasadan kaynaklanan Sosyal Güvenlik Ödevinin zorunlu sonucu olan gerekli araştırma görevini, yazışmalarını yapmadan yaşlılık aylığı bağlamış ise; bunun sonuçlarına katlanması gerekir.Esasen Sosyal Sigortalar Kurumu hiçbir zaman davalının kendisini yanılttığını, onun fiili ile hataya düştüğünü de iddia etmemiştir."Koşulları mevcut olmadan "sehven" fuzulen ödenen aylıkların geri ödenmesinden bahsetmiştir.

Olay;Borçlar Yasasının 63. maddesine göre irdelenirse iyi niyetle zenginleşen kimse, zenginleşmenin geri verilmesinden dolayı, zenginleşme hiç olmasaydı bulunacağı durumdan daha kötü duruma düşürülemez" gerçeği ortaya çıkar.Davalının yaşam deneyimleri, günümüz koşulları karşısında günü tarihine ve kıtı kıtına yaşayan kimse olduğunun kabulü gerekir.

Öyle ise Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular ve yukarıda kısaca değinilen Borçlar Yasasının 63. maddesindeki koşulların olayda oluştuğu gözönünde tutulmaksızın davanın reddi yerine yazılı biçimde hüküm kurulması usül ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

KARAR : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde ilgiliye iadesine, 29.05.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 63 :Haksız olarak bir şeyi istifa eden kimse, onun istirdadı zamanında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği miktar nispetinde red ve iade ile mükellef değildir.

Şu kadar ki kabız, o şeyi suiniyet ile elden çıkarmış yahut onu elden çıkarır iken bilahare red ve iadeye mecbur olacağına vakıf bulunmuş olursa red ve iadeye mecburdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Adnan Koray DEMİRCİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 25-03-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02193499 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.