Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, Esas: 2003/35, Karar: 2003/40 İçtihat

Üyemizin Özeti
Karayolunda seyir halinde iken husule gelen kazada ölen işçinin mirasçılarına, işveren şirket tarafından adli yargı kararı ile ödenen tazminatın, İşveren Şirketçe, bu davada kusuru bulunduğu saptanan Karayolları Genel Müdürlüğünden rücuen tahsili talebi ile ikame edilecek davanın, Borçlar Kanunu hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevlidir.
(Karar Tarihi : 16.06.2003)
"OLAY : Davacı Şirkette Zooteknist olarak çalışmakta olan M____A____'nın, Şirkete ait araç ile seyir halinde bulundukları Yozgat-Akdağmadeni karayolu üzerinde karşı yönden gelen bir araçla çarpışmaları sonucunda ölmesi nedeniyle, mirasçıları tarafından adı geçen Şirket ile Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan tazminat davasında; (Ankara 1. İş Mahkemesi'nce; 6.10.1998 gün ve 1996/1471, K: 1998/678 sayı ile, davacılar tarafından Ankara 10. İş Mahkemesi'nde açılan 1997/483 esas sayılı tespit dosyasında olayın iş kazası olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiğinden bahisle davaya asliye hukuk mahkemesinde devam edilmesinin gerektiği nedeniyle Mahkemenin görevsizliğine ve dava dosyasının yetkili ve görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Hakimliğine gönderilmesine karar verilmiştir.) Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesi; 28.9.1999 gün ve E: 1998/670, K: 1999/521 sayı ile, Mahkemenin 1999/153 esasında açılan ek dava bu dava ile birleştirildikten sonra, davacı taraf, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine dava açıp tazminat isterken bu davalının hizmet kusuru nedeniyle sorumlu olduğu gerekçesine dayandığından, bu davalı yönünden davanın idare mahkemesinin görev alanına girdiğinin açıkça anlaşıldığı; toplanan delillerden, araç sürücüsünün 6/8, Karayolları Genel Müdürlüğünün 2/8 nispetinde kusurlu bulundukları, davalı Şirketin sürücünün kusurundan dolayı sorumlu olduğu ve davacı taraf haksız fiilden dolayı müteselsil sorumluluk esasına göre tazminat talep ettiğinden davalı Şirketin davacıların uğradığı zararın tümünden sorumlu olacağı; benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın aynen kabulünün gerektiği gerekçesiyle, davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden Mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, hükmedilen toplam 2,010,117,555 TL. maddi ve manevi tazminatın tamamının, olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı A____ Şti.'nden tahsil edilerek davacılara verilmesine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Anılan yargı kararı gereğince hak sahiplerine 5,000,000,000 TL. ödemede bulunan A____ Şti. vekilince, olayın meydana gelmesinde 2/8 oranındaki kusuruna isabet eden 1.250.000.000 TL. alacağın, ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte Karayolları Genel Müdürlüğünden rücuen tahsiline hükmedilmesi istemiyle, idari yargı yerinde dava açılmıştır.

Kayseri İdare Mahkemesi; 9.11.2000 gün ve E: 2000/446, K: 2000/856 sayı ile, uyuşmazlık, 2577 sayılı İYUK m.2 de sayılan idari dava türlerinden hiçbirine girmemekte olup, adli yargı kararının yerine getirilmesi sonucu ödenen tazminatın kusuru oranına tekabül eden kısmının davalı idareden tahsili için açılan bir rücu davası niteliğinde bulunduğundan, Borçlar Kanunu hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı Şirket vekilince, bu kez, aynı istekle, 13.12.2000 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi; 20.11.2001 gün ve E: 2000/810, K: 2001/699 sayı ile, toplanan delillere ve kesinleşen kusur durumuna, alınan bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 1.204.282.018 TL tazminatın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar vermiş; bu karar, davalı İdare vekilinin temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 30.5.2002 gün ve E: 2002/2078, K: 2002/6622 sayılı kararıyla, aynen "Davaya dayanarak tazminat istemine ilişkin Ankara Asliye 28. Hukuk Mahkemesinin 1998/670 sayılı dosyasında esas alınan kusur raporunda 6/8 oranında davacı şirket sürücüsüne, 2/8 oranında Karayolları Genel Müdürlüğüne karayolunda mucur döküldüğünü gösteren levha konulmaması nedeniyle kusur verilmiştir. Anılan davada Karayolları Genel Müdürlüğü hakkındaki davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği belirtilerek onun yönünden görevsizlik kararı verilmiş, buna karşın tazminatın tamamından müşterek müteselsil sorumluluk esasına göre davalı sorumlu tutulmuştur. Bu karar nedeniyle davacı şirket kazada ölen kişinin yakınlarına ödemede bulunmuştur. Ancak davalı idareye verilen kusur karayolundaki işaret eksikliğine ilişkin olup onun gördüğü kamu hizmetini ilgilendirdiğinden bu davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesi uyarınca idari yargıda açılması gerekir. Şu durumda dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi gerekir." gerekçesiyle bozulmuştur.

Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi; 12.11.2002 gün ve E: 2002/689, K: 2002/676 sayı ile, Yargıtay bozma kararına uymak suretiyle ve aynı doğrultudaki gerekçeyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

USULE İLİŞKİN İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

Dava, yargı kararı ile tazminle yükümlü tutulan Şirket tarafından, şirketlerince ödenen tutarın, Karayolları Genel Müdürlüğünden rücuen tahsili isteminden ibarettir.

Olayda, trafik kazasında ölen Şirket çalışanının yakınları tarafından açılan tazminat davasında, Mahkemece hükmolunan tazminatın tamamının davalı Şirket tarafından hak sahiplerine ödendiği ve bu yoldaki kararın derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Tazminat davasına bakan Mahkemece, her ne kadar Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın hizmet kusuru esasına göre idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle bu davalı yönünden görevsizlik kararı verilmiş ise de, verilen bu görevsizlik kararı, bilirkişi raporu ile saptanan kusur ve sorumluluk oranları esas alınarak davanın konusu bakımından bir tefrik yapılıp ayrılan kısma ilişkin bulunan zararın idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerinde saptanmasının gerekeceği yolunda olmadığına ve müteselsil sorumluluk esas alınarak hükmolunan tazminat da tamamen ödenmiş olduğuna göre, olayda ölenin mirasçıları olan taraf yönünden, ortada tazminat davasında giderilmemiş bir alacak bulunduğundan söz edilemeyeceği gibi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde belirtilen "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında, zarar gören tarafından idari yargı yerinde açılacak bir idari dava yoluyla giderilmesi gereken zarar da kalmamıştır.

Belirtilen tüm bu hususlara göre, tam yargı davası niteliği taşımayan rücu davasının, Borçlar Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi; bu nedenle, Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

KARAR : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12.11.2002 gün ve E: 2002/689, K: 2002/676 sayılı GÖREVSİZLİK kararının kaldırılmasına, 16.6.2003 gününde kesin olarak oybirliği ile karar verildi."
Üye Notu : İşbu kararın özeti tarafımızca yazılmıştır.
İlgili Mevzuat Hükmü : (Eski) Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu - Mülga MADDE 7 :(Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/1 md.)

       Diğer bir mahkeme yahut idari makam veya yargı merciinin görevine giren bir dava veya iş kendisine arz olunan mahkeme, duruşma yapmadan görevsizlik kararı verebileceği gibi davanın her safhasında kendiliğinden görevli olmadığına da karar verir.

       Görev itirazı davanın her safhasında ileri sürülebilir.

       Bir dava, asliye mahkemesinde hükme bağlandıktan sonra, davanın sulh mahkemesinin görevi içinde olduğu ileri sürülerek üst mahkemede itirazda bulunulamaz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 20-01-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02803397 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.