Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ ESAS NO : 2018/4074 KARAR NO : 2018/7712 İçtihat

Üyemizin Özeti
Zamanaşımı, maddi hukuk kurumu olmayıp usul hukuku içerisindeki savunma aracıdır. Usul hukukunda belirtilen süreler içerisinde öne sürülmesi zorunlu olup süresi içerisinde sunulmaması durumunda mahkeme tarafında resen göz önüne alınarak karar vermesi mümkün değildir. HMK 25.'de hakimin tarafların söylemediği şeyleri-vakıları kendiliğinden dikkate alamayacağını da düzenlemiştir. Davalının, yargılamanın hiç aşamasında zamanaşımı savunmasında bulunmamasına rağmen hakimin resen göz önüne alarak karar alması usul hukuku bakımından mümkün değildir.
(Karar Tarihi : 05/07/2018)
YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/4074
KARAR NO : 2018/7712
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 12.10.2017 tarih ve 2016/856 E.-2017/753 K. sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğundan bahisle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.04.2018 gün ve 2018/12918 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

YARGITAY KARARI
Davacı, davalının Adana İl Jandarma Komutanlığı'nda görev yapmakta iken 02.03.2010 tarihinde görevle ilişiğinin kesildiğini, 2010 yılı Mart ayına ilişkin 1.176,24 TL maaşın sehven tarafına ödendiğinin anlaşıldığını; yersiz ödenen bu bedelin davalı tarafından rızan ödenmesi için talepte bulunulmasına rağmen herhangi bir ödemenin yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.176,24 TL'nin, 15.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı savunmada bulunmamıştır.

Mahkemece; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine kesin olarak karar verilmiş;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma isteminde bulunulmuştur.

Dava konusu uyuşmazlık; davalı tarafa yersiz yapılan maaş ödemesinin istirdatı için davacı tarafından açılan eldeki davada, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesinde "(1) Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.
(2) Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz." hükmüne yer verilmiştir.

Yine bu bağlamda somut hadisenin anlaşılması açısından zamanaşımı kavramını açıklamakta fayda bulunmaktadır.

Zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren, ortadan kaldıran bir olgu olmayıp doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran savunma aracıdır.

Zamanaşımı, alacağın varlığını değil istenebilir olmasını ortadan kaldırır. Başka bir anlatımla, alacak hakkının, belli bir süre içinde kullanılmaması yüzünden "dava edilebilme" niteliğinden yoksun kalmasıdır.

Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Bir talep ve dava hakkının yasada belirtilen süre içinde kullanılmaması halinde, usul hukukunda öngörülen biçimde ileri sürülmek koşuluyla borçluya borcunu ödememe olanağı sağlayan bir hukuksal müessesedir.

Borçlunun zamanaşımını, yasada öngörülen biçimde ileri sürmesi zorunludur. Bu yüzdendir ki, zamanaşımı alacağm doğumu ile ilgili olmayıp alacağın istenmesini önleyen bir
savunma olgusudur. Zamanaşımı defi ileri sürülmedikçe alacağın konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde yasal bir engel yoktur. Kişisel bir savunma nedeni olup ilgilisi tarafından ileri sürülmedikçe mahkemece re'sen gözetilip uygulanamaz.

Zamanaşımının davayı etkisiz bırakması, borçlunun iradesine bağlıdır. Kendiliğinden gerçekleşmez, borçlu tarafından açıkça ileri sürülmedikçe, hakim tarafından (dosyadaki bilgi
ve vakıalara bakılarak) kendiliğinden gözetlemeyeceği gibi tarafa hatırlatılamaz da.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; dosyaya sunulan belgelerden, davalı tarafından dava dosyasına usulüne uygun olarak sunulmuş bir cevap dilekçesi olmamasına ve yargılamanın herhangi bir safhasında da zamanaşımı definde bulunulmamasına rağmen mahkemece re'sen davanın zamanaşımından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Nitekim bu husus mahkeme kararının gerekçe kısmında belirtilmektedir.

Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde davalının zamanaşımı definde bulunulmadığı gözetilerek işin esası incelenmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken davanın zamanaşımından reddi doğru görülmemiştir,

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HMK'nın 363/1. maddesine dayalı Kanun yararına temyiz isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, gereği yapılmak
üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 05/07/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 25 :(1) Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.

(2) Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Aydın IŞIK
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 11-09-2018

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01992989 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.