Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu - 2016/1715 Esas - 2017/1615 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
6100 sayılı Kanun’un 120’inci maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenleme ve 324’üncü maddedeki delil ikamesi için avans kuralı birlikte değerlendirilerek, dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin ise gider avansı içinde değerlendirilmemesi gerekir. ... tanık deliline dayanılması sebebiyle istenilecek giderin delil avansı olduğu kabul edilip, HMK’nın 324’üncü maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken bu masrafların gider avansı olarak kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesi hatalıdır.
(Karar Tarihi : 13.12.2017)
Taraflar arasındaki "işçilik alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda

Tavşanlı Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla) davanın reddine dair verilen 15.06.2015 gün ve 2015/325 E., 2015/466 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine

Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 12.10.2015 gün ve 2015/27624 E., 2015/28184 K. sayılı kararı ile;

"…Temyiz olunan karar tazminat ve birkısım işçilik alacaklarının ödetilmesi istemi ile açılan davada, eksik ödendiği belirtilen gider avansının verilen kesin süre içerisinde tamamlanmaması sebebi ile davanın usulden reddine ilişkindir.

Dava, açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun 114/g. maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.

Anılan Kanun`un 120. maddesinde;
" Davacı yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir " düzenlemesine yer verilmiştir.

324. maddesi ise;
"Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır." hükmünü içermektedir.

6100 sayılı Kanun'un 120. maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenlemenin 324. maddedeki delil ikamesi için avans kuralı ile birlikte değerlendirilmesi ve dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması gerekir. Dolayısı ile delil ikamesi için alınacak avans ile dava şartı olan gider avansının birbirinde ayrılması, delillerin ikamesi için alınacak avansın gider avansı içinde yer almaması zorunludur.

Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi 6100 sayılı Kanun`un 324. maddesi düzenlemesi karşısında mümkün değildir. Delil ikamesine yönelik avans istenmekte ise 6100 sayılı Kanun`un 115. maddesine göre değil, 324. maddesine göre işlem yapmalıdır.

Dosya içeriğine göre mahkemece, dava açılırken tanık giderinin ödenmemesi sebebi ile eksik yatırıldığı belirtilen gider avansının, iki haftalık kesin süre içerisinde tamamlanması konusunda davacı tarafa süre verilmiş ve tamamlanması istenen giderin ödenmediği gerekçesi ile dava usulden reddedilmiştir. 28.09.2014 tarihli ve 29133 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 4. maddesinde dava açılırken taraf sayısının beş katı tutarında tebligat gideri ve diğer işlemler için 55,00 TL`nin ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Tarifenin aynı maddesinde sayılan tanık, keşif ve bilirkişi ücretine ilişkin giderlerin 6100 sayılı Kanun`un 324. maddesinde düzenlenen delil ikamesi avansına ilişkin olduğu, yukarıda açıklanan şekli ile Yargıtay uygulaması ile benimsenmiştir.

Davacı, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Garp Linyitleri İşletmesi Müessesesine yönelttiği davada, taraf sayısının beş katı tutarında tebligat gideri ve diğer giderler için 55,00 TL olmak üzere, ödemesi gereken toplam 145,00 TL gider avansını dava açarken mahkeme veznesine yatırmıştır.

Mahkeme ara kararında tamamlanması istenen tanık gideri, delil ikamesi avansına ilişkin olup, yatırılmaması ancak 6100 sayılı Kanun`un 324. maddesi gereğince usulüne uygun kesin süre verilmesinden sonra, sözkonusu delile dayanılmasından vazgeçilmesi sonucunu doğuracaktır.

Bu durumda gider avansına ilişkin dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın usulden reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir..."

gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.

Davacı vekili müvekkilinin dava dışı ... Madencilik San. ve Tic. A.Ş. nezdinde çalışırken iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmesi talebiyle açtıkları dava sonucu verilen kararın Yargıtay tarafından onanmakla kesinleştiğini ancak şirketin iflas ettiğini ve müvekkilinin alacaklarının tahsilinin imkansız hale geldiğini, bu nedenle asıl işveren olan davalıya karşı dava açtıklarını, kesinleşen işçilik alacaklarının tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı TKİ Garp Linyitleri İşletmesi Müessesesi Müdürlüğü vekili zamanaşımı itirazında bulunduklarını, kesinleşmiş bir karar söz konusu olduğundan müvekkili aleyhine açılan davanın yok hükmünde olduğunu, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, müvekkili ile davacı arasında sözleşme veya bir bağ olmadığından müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, yüklenici firmanın iflas etmediğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece dava açılışında gider avansının eksik alınmış olduğu gözetilerek, 04.05.2015 tarihli tensip ara kararı ile davacı tarafa eksik gider avansını yatırmak üzere Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verildiği,
ihtaratlı davetiye 21.05.2015 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği halde süresi içerisinde gider avansı eksiğinin ikmal edilmediği,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120'nci maddesinde gider avansının düzenlendiği,
30.09.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 1'inci maddesinde tarifenin amacının dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğunun açıklandığı,

Tarifenin 6'ncı maddesinde
"Bu Tarifenin yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan davalarda, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 120'nci maddesinin ikinci fıkrasına göre gider avansı ikmal ettirilir." düzenlemesinin getirildiği,
anılan düzenlemelerden ve dava şartı müessesesinden, gider avansının davanın açılması sırasında alınmasının şart olmadığı, mahkemenin sonradan bu eksikliği kesin süre vererek ikmal ettirebileceğinin anlaşıldığı, buradan hareketle davanın her aşamasında aranan gider avansı dava şartının HMK'nın 114/1-g, 115/2 ve 120'nci maddeleri gereği gözetilmesi gerektiğinin ortaya çıktığı, davanın açıldığı tarihte eksik veya hiç gider alınmamış olsa bile gider avansının dava şartı olmakla hüküm verilinceye kadar ikmal ettirilebileceği, ister gider avansı isterse tamamlama avansı olarak tanımlansın ikmal edilmesi gereken paranın hukuk yargılamasındaki nitelemesinin dava şartı olarak gösterilen gider avansı olduğu, gider avansının yatırılmaması veya ikmal edilmemesi halinde dava usulden reddedileceği gerekçesiyle; davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.

Mahkemece 6100 sayılı HMK`nın 120'nci maddesinin gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun uyarınca düzenlenen ve 30.09.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 1'inci maddesinde, "Delil İkamesi İçin Avans" başlıklı 6100 sayılı HMK`nın 324'üncü maddesinin gerekçesinden bahsedilerek,

aynı Kanunun "basit yargılama usulüne tabi dava ve işler" başlıklı 316/1-g maddesine göre,
iş mahkemelerinde uygulanacak yargılama usulünün basit yargılama usulü olduğu, bu yargılama usulünde, dilekçeler aşaması, ön inceleme, tahkikat ve hüküm aşaması dışında yazılı yargılamada olduğu gibi tahkikatın tamamlanmasından sonra sözlü yargılama için ayrıca bir aşama öngörülmediği, bu düzenlemelerden ve kanun gerekçesinden açıkça anlaşılacağı üzere kanun koyucunun dava şartı olarak yargılama giderlerinin davanın açılmasıyla yaklaşık olarak mahkemece hesaplanarak davacıdan peşin olarak tahsilini öngördüğü, bu arada her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderlerini madde kapsamında değerlendirdiği,

aynı Kanunun 324'üncü maddesiyle getirilen düzenlemenin ise,
daha ziyade davalı tarafça sunulacak deliller için uygulanacağının açıklandığı, kanun koyucunun açık iradesine rağmen 6100 sayılı Kanunun 324'üncü maddesi hükmünü, gider avansının dava şartı olarak düzenlenmesine ilişkin aynı Kanunun 120'inci maddesini sınırlayan bir hüküm olarak yorumlamanın, yargılamanın hızlandırılmasına ilişkin temel amaca ket vuracağı gibi reform niteliğindeki bu düzenlemeyi büsbütün anlamsız hale getireceği, zira tarafların duruşmaya daveti ile sınırlı olarak yapılacak tebligat masrafı dışında yargılama aşamasında yapılan masrafların tümünün delil ikamesine ilişkin olduğu, kanun koyucunun iradesinin uygulamaya tam olarak geçirilmesi durumunda, ön inceleme aşamasında dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra ilk duruşmada tahkikat aşamasına geçilerek delillerin incelenmesi ve tartışılması için gereksiz fasılalar verilmesinin engellenmesi yönünde olduğu, bozma kararının yeni usul kanununun amacına ve özellikle gerekçesi ile gösterilen çözüm yoluna uyarlı olmadığı belirtilerek önceki kararda direnilmiştir.

Direnme kararını davacı vekili temyiz etmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, mahkemece dava dilekçesinde tanık deliline dayanıldığı gerekçesiyle eksik tanık masrafının tamamlanması için davacı vekiline tebliğ edilen muhtıra gereğinin yerine getirilmemesinin gider avansı eksikliği teşkil edip etmeyeceği ve burada varılacak sonuca göre davanın usulden reddine karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle gider avansına ilişkin yasal düzenleme ve ilkelerin ortaya konulmasında yarar bulunmaktadır.

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 114/1-g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.

HMK'nın "harç ve avans ödenmesi" başlıklı 120'inci maddesinde;
"(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
(2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir." düzenlemesi bulunmaktadır.

Anılan maddenin gerekçesinde ise;
"Madde ile, dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğu düzenlenmiştir.
Maddede ayrıca, 1086 sayılı Kanunda yer almayan, yeni bir düzenleme yapılarak, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği hususu hüküm altına alınmıştır.
Avans miktarının, davanın türü ve özelliklerine göre her yıl Adalet Bakanlığınca ilan edilecek tarifeye göre belirleneceği, maddede yer almıştır.
Maddede yapılan bu düzenlemeyle, gerekli masrafların zamanında yatırılmamasından dolayı davaların gecikmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır" ifadelerine yer verilmek suretiyle, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirildiği vurgulanmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "delil ikamesi için avans" başlıklı 324'üncü maddesinde ise
" (1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır." Hükmü getirilmiştir.

Anılan madde gerekçesinde de; "harç ve avans ödenmesi" başlıklı 125'inci maddede davacının dava masraflarının karşılığı olarak avans ödemesi öngörülmüştür. Bu avans, davacının delillerinin toplanması için yapılması gereken harcamaları da kapsar.

Bu maddede ise daha çok davalının delillerinin toplanması için ödenmesi gereken avans düzenlenmiştir.

Öte yandan davacının avansı yönünden "dava şartları" başlıklı 119'uncu maddede hüküm getirilmiştir.

Davacının avansı yatırmış olması dava şartlarındandır. Şu hâlde davacı avansının yargılamanın devamı sırasında yetersiz kalması hâlinde, uygulanacak hüküm, bu maddeden ziyade 125'inci madde hükmüdür…" ifadelerine yer verilmek suretiyle, gider avansının davacının dava masraflarının karşılanması amacıyla, delil avansının ise daha çok davalının delillerinin toplanması amacıyla getirildiği belirtilmiştir.

Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan ve 03.04.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği'nin 45'inci maddesinde:
"(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder.
(2) Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır.
(3) Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir.
(4) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır.
(5) Delil avansının ödenmesine, hâkim tarafından dilekçelerin verilmesi, ön inceleme aşaması veya tahkikatın başında karar verilir…" hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Yönetmeliğin 45'inci maddesinde gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, davacının, her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği belirtilmiştir.

Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan ve 30.09.2011 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 1'inci maddesinde tarifenin amacının; dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu açıklanmıştır.

Tarifenin 4'üncü maddesinde gider avansı olarak, taraf sayısının beş katı tutarında tebligat gideri, dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmış ve tanık sayısı belirlenmiş ise tanık sayısınca tanık asgari ücreti ve tebligat gideri, tanık sayısı belirtilmemiş ise en az üç tanık asgari ücreti ve tebligat gideri, dava dilekçesinde keşif deliline dayanılmış ise keşif harcı avansı ile birlikte 75,00-TL ulaşım gideri, dava dilekçesinde bilirkişi deliline dayanılmış ise Bilirkişi Ücret Tarifesinde davanın açıldığı mahkeme için öngörülen bilirkişi ücreti, diğer iş ve işlemler için 50,00-TL`nin davacı tarafından ödeneceği belirtilmiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere, Yönetmelikte gider avansının içinde delil avansı için gerekli giderler de gösterilmiştir. Gider avansının yatırılmaması hâlinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması hâlinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır. (Yön. m. 45/4). Bu durumda Yönetmeliğin 45'inci maddesinin birinci fıkrası ile dördüncü ve beşinci fıkraları arasında uyum bulunmadığından, HMK.'nın 324'üncü maddesi gözetilerek Yönetmeliğin 45'inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarının öncelikle uygulanması gerekir (Pekcanıtez H./Atalay O./ Özekes., M., Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku 13. Bası, Ankara 2012, s.354).

Bu itibarla, her ne kadar Yönetmeliğin 45'inci maddesinin birinci fıkrasında "keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi" delillere ilişkin meblağ da gider avansı kavramı kapsamında ifade edilmiş ise de, aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması" ifadesinden deliller için yatırılması gereken avans dışındaki meblağın anlaşılması gerekmektedir. Nitekim üçüncü fıkrada sadece "gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması" ifadesi kullanılabilecekken, bu ifadenin önünde bilinçli olarak "Dava şartı olan" ibaresinin de kullanıldığı görülmektedir.

Dolayısıyla yukarıda belirtilen Yönetmelik hükümleri, 6100 sayılı Kanun'un 120'inci maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenleme ve 324'üncü maddedeki delil ikamesi için avans kuralı birlikte değerlendirilerek, dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin ise gider avansı içinde değerlendirilmemesi gerekir.

Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacı vekilince dava açılırken tebligat ile diğer iş ve işlemler gideri karşılığı olarak 145,00-TL gider avansının mahkeme veznesine yatırıldığı, ardından mahkemece 04.05.2015 tarihli tensip zaptının 8'inci bendinde yer alan ara karar ile tanık gideri karşılığı olarak 87,00-TL'yi iki hafta içerisinde yatırması için davacı tarafa kesin süre verildiği ve belirtilen tutarın kesin süre içerisinde yatırılmadığı takdirde HMK`nın 115'inci maddesi gereği dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddedileceği ihtar edilerek bu hususları içeren ara kararın davacı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

Bununla birlikte, davacı vekili tarafından iki haftalık sürede masrafın yatırılmaması sonrasında, mahkemece davacı vekilinin verilen kesin süre içinde belirtilen masrafı yatırmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, tanık deliline dayanılması sebebiyle istenilecek giderin delil avansı olduğu kabul edilip, HMK'nın 324'üncü maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken bu masrafların gider avansı olarak kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesi hatalıdır.

Nitekim HGK'nın 05.04.2017 gün ve 2017/12-1141 E., 2017/641 K. sayılı kararında da aynı sonuca varılmıştır.

O hâlde yukarıda belirtilen gerekçelerle mahkemece Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararının bozulması gerekmiştir.

KARAR : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 324 :(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.

(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.

(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Yakup AYDIN
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 20-06-2018

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03228688 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.