Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, Esas: 2007/830, Karar: 2007/6230 İçtihat

Üyemizin Özeti
Faturaya vade farkı ödeneceğine dair ibarenin yazılması ve karşı tarafın faturaya sekiz gün içinde itiraz etmemesi sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurur, vade farkının karşı tarafça kabul edildiği anlamına gelmez.
Tek bir vade farkı faturasının karşı tarafça ödenmiş olması da taraflar arasında vade farkı hususunda ticari teamül oluştuğunu kabule yeterli değildir.
(Karar Tarihi : 14.06.2007)
"Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı firmadan Siemens marka ev aletleri satın almak amacıyla davalının talebi doğrultusunda dava dışı D____ A____'a ait taşınmaz üzerinde teminat amacı ile ipotek tesis edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle müvekkilinin davalıdan aldığı ev aletlerinin bedelinin bir kısmına karşılık çekler verdiğini ancak karşılıksız çıkan çeklerin bedellerinin banka havalesi ile tamamen ödendiğini ve çeklerin geri alındığını, ancak davalının müvekkili aleyhine vade farkı ve gecikmiş alacaklar sebebiyle fatura keşide ettiğini, müvekkilinin davalıya ihtarname çektiğini, davalının müvekkili aleyhine haksız ve kötüniyetli olarak teminat olarak verilen ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla takibe geçtiğini ve takibin kesinleştiğini müvekkilinin borçlu olmadığı halde haciz baskısı altında davalıya 13.526.550.000 TL ödemek zorunda kaldıklarını belirterek sebepsiz ödenen bu miktarın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin vade farkı sebebiyle davacıdan alacaklı olduğunu çünkü davacının verdiği çeklerin karşılıksız çıkması üzerine yeni çekler verdiğini ve bu sebeple müvekkilinin vade farkı alacağı doğduğunu, yeni çeklerin zamanında ödenmesinin vade farkı alacağını ortadan kaldırmadığını, şirket kayıtları incelendiğinde müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunun tesbit edileceğini, davacının kendi rızası ile ödeme yaptığını, haciz baskısından söz edilemeyeceğini öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda uyuşmazlığın davalı tarafından düzenlenen vade farkı faturasının geçerli olup, olmadığı ve vade farkı koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, davalı tarafından daha önceki dönemde de davacı adına vade farkı faturası kesildiği ve faturanın davacı defterlerine kaydedilip bedelinin de ödendiğinin tesbit edildiğini, bu durumda taraflar arasında vade farkı hususunda bir teamül oluştuğu ve davacı yanca yapılan ödemenin temelsiz olmadığı ve davalıda sebepsiz zenginleşme oluşturmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık vade farkı alacağından kaynaklanmaktadır. 27.6.2003 gün 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu "taraflar arasında yazılı şekilde yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faturalara (bedelin belli bir sürede ödenmesi halinde vade farkı ödenir) ibaresinin yazılarak karşı tarafa tebliği ve karşı tarafça TTK.nun 23/2.madesi uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durum sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup vade farkının davalı yanca kabul edildiği ve istenebileceği anlamına gelmeyeceğine" karar vermiştir. Somut olayda davalı yanca uyuşmazlık konusu faturadan önce düzenlenen 29.9.1999 tarih 115.000.000.TL bedelli tek bir vade farkı faturasının davacı şirketçe ödenmesi yanlar arasında vade farkı hususunda teamül oluşturmak açısından yeterli sayılamaz.

Mahkemece açıklanan hususlar üzerinde durulup, araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istenmesi halinde iadesine, 14.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 23 :3. FATURA VE TEYİT MEKTUBU:

       Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini istiyebilir.

       Bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.

       Şifahen, telefon veya telgrafla yapılan mukavelelerin veya beyanların muhtevasını teyit eden bir yazıyı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde bir itirazda bulunmamışsa teyit mektubunun yapılan mukaveleye ve beyanlara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 08-07-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02287412 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.