Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, Esas: 2008/38370, Karar: 2010/34050 İçtihat

Üyemizin Özeti
Davalı işveren tanığı 14.04.2007 tarihli tutanakta davacı işçiyi evi önünde depodan motorin çekerken yakaladığını belirtmiş, mahkemedeki beyanında da bu tutanağı doğrulamıştır. Davacı işçi ile koordinatör olan davalı tanığı arasında daha önce bir husumetin de olmadığı sabittir. Bu nedenle sözü edilen tanıklığın inandırıcı olduğu anlaşıldığından tutanağa, tanık beyanına değer verilerek kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
(Karar Tarihi : 22.11.2010)
"Davacı, kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, genel tatil ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi R. Taşdelen tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2 - İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.

Davacı vekili, müvekkilinin 20.04.1995-14.04.2007 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde şoför olarak çalıştığını bu tarihte iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, 14.04.2007 günü öğle yemeğini yemek üzere evine geldiğini, hemen ardından iş yeri sorumlu müdürünün müvekkilinin evine geldiğini ve kendisini kamyonun mazotunu çalmakla suçladığını bu nedenle aleyhine tutanak tutulmaya çalışıldığını, müvekkilinin imzalamadığını ve işine son verildiğini, iş akdinin asıl fesih sebebinin müvekkilinin N____ G____'nin davasında tanıklık yapması olduğunu iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı isteğinde bulunmuştur.

Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin İstanbul'a maya sevkiyatı yaptığı aracı yol kenarına çekerek benzini tahliye ederek çaldığını, söz konusu durumun fabrika koordinatörü tarafından görüldüğünü ve tutanak tutulduğunu, kamyonun işyerinde yapılan kontrolünde mazotun eksik olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle iş akdinin İş Kanunu'nun 25/ll-e maddesi uyarınca haklı olarak feshedildiğini, tüm taleplerinin yasal dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece "davacının 10.12.1998-14.04.2007 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde hizmet akdi ile çalıştığı, her ne kadar davalı işverence 14.04.2007 tarihinde tutanak tanzim edilerek davacının iş akdinin evinin önünde aracın deposundan motorin çekerken şirket müdürü A____ A____ tarafından görüldüğünden bahisle haklı sebepler ile feshedildiği savunulmuş ve dinlenilen davalı tanığı A____'nin olay günü davacının kullandığı kamyonu tesadüfen görüp takip ettiğini evinin önüne gelince hortumla bidonla kamyonun deposundan mazot çektiğini gördüğünü, anahtarı alıp polis çağırmak istediğini, durumu işyeri yetkilisine anlattığını bu sebeple iş akdinin feshedildiğini beyan etmiş ise de; davalı tarafça kamyonun iş yerinde yapılan kontrollerinde mazotun eksik olduğunun tespit edildiğine ilişkin hiçbir delilin dosyaya sunulmadığı, davalının cevap dilekçesinde belirttiği olay içeriği ile davalı tanığı A____'nin beyanı ve tutanak içeriğinin birbiri ile çeliştiği anlaşılmış, bu şekilde davalının, akdin kıdem ve ihbar tazminatını gerektirmeyecek şekilde sona erdiğini her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller ile ispatlayamadığı değerlendirilmiş, davacının hizmet süresi ve iş akdinin fesih şekli itibari ile kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı" gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.

4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.

Somut olayda; davalı tanığı A____ A____ 14.04.2007 tarihli tutanakta, davacının evi önünde depodan motorin çekerken davacı işçiyi yakaladığını belirtmiş, mahkemedeki beyanında da bu tutanağı doğrulamıştır. Davacı işçi ile koordinatör olan tanık arasında daha önce bir husumetin de olmadığı sabittir. Bu nedenle sözü edilen tanıklığın inandırıcı olduğu anlaşıldığından tutanağa tanık beyanına değer verilerek kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : İş Kanunu MADDE 25 :İŞVERENİN HAKLI NEDENLE DERHAL FESİH HAKKI

Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

       I- Sağlık sebepleri:

       a) İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa (Değişik ibare: 25.04.2013-6462 S.K. m.1/55-a) “yakalanması veya engelli hâle gelmesi durumunda”, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi,

       b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda.

       (a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.

       II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:

       a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.

       b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.

       c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.

       d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması (Değişik ibare: 20.06.2012-6331 S.K. m.32/b), işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması,

       e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.

       f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.

       g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.

       h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.

       ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.

       III- Zorlayıcı sebepler:

       İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması.

       IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.

       İşçi feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 29-06-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02389193 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.