Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Esas: 2007/8857, Karar: 2009/3616 İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacı keşideci tarafından, bono bedellerini tahsil eden, bononun hamili bankaya karşı ikame edilen sebepsiz zenginleşme davasında:

Davacının keşidecisi olduğu bonolar, dava dışı şirketler tarafından bankadan kullanılan değişik tarihli kredilere karşılık rehin cirosu ile davalı bankaya intikal ettirilmiştir. Davacı; kambiyo senetlerinin, genel kredi taahhütnamesi ile kefil olunan borcun teminatı olarak bankaya verildiğini ileri sürmektedir. Oysa, bonolar davacı tarafından dava dışı borçlu şirketlere verilmiş ve borçlu şirketlerin rehin cirosu ile davalı bankaya intikal etmiştir. O halde davacının keşidecisi olduğu bonolar ile genel kredi taahhütnamesi arasında irtibat kurarak mükerrer tahsilat yapıldığı iddiası yerinde değildir.
(Karar Tarihi : 24.03.2009)
"Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 6.2.2007 tarih ve 2004/412-2007/19 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 24.3.2009 gününde davacı Avukatı ile davalı Avukatı gelip, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kredi kullanan B____ Tekstil A.Ş.'nin imzaya yetkili temsilcisi olduğunu, şirketin kullandığı krediler için kredi sözleşmesine müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla da imza koyduğunu ve ayrıca aynı kredi için müvekkilinden 34.000 YTL toplam tutarlı 3 ayrı şahsi bono alındığını, şirket kredi borcunun kaldırıldığı tarihe denk gelecek şekilde şahsi senetlere dayalı olarak ihtiyati haciz kararı alınıp icra takibine girişildiğini ve takipte tahsilde tekerrür olmama kaydı ile davacıya ait taşınmaza haciz konulduğunu, daha sonra da aynı taşınmaza kredi sözleşmesine dayalı olarak haciz konulduğunu, taşınmazın icrada satışı sonucunda kredi sözleşmesi gereğince alınan borç için tahsilat yapılması gerekir iken, aynı borcun teminatını oluşturan bonolar içinde tahsilat yapıldığını, ayrıca satış bedelinin arta kalan kısmından da aile şirketlerinden olan ancak davacının hiçbir taahhüt ve imzasını taşımayan B____ Giyim A.Ş.'nin borçlarından dolayı da 47.360 YTL'lik tahsilat yapıldığını, bu tahsilatın davacının borçlu olduğu zannı ile verdiği muvafakatla yapıldığını ileri sürerek, kredi sözleşmesine dayalı takip dışında kalan teminat senetlerinin takibi sonucunda tahsil edilen 56.265 YTL ile, yanılgı sonucu verilen muvafakat ile tahsil edilen 47,360 YTL olmak üzere toplam 103.625 YTL'nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak 22.2.1999 tarihinden itibaren en yüksek ticari mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı vekili, zamanaşımı def'i ile birlikte davanın esastan reddini istemiştir.

Mahkemece; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, zamanaşımı def'i süresinde ileri sürülmediğinden reddine, davacıdan kredi sözleşmesinin teminatı olarak alınan bonolara dayalı olarak 56.265 YTL tahsilat yapıldığı, oysa bu bonoların temin ettiği borcun kredi sözleşmesi dayanak yapılan takip ile ödendiği ve bu sözleşmeye dayalı borç ödenmiş olmakla teminat altına alınacak başka bir borcun bulunmadığı keza davacıdan 47.360 YTL tahsilat yapılıp hesaplara yatırılmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, toplam 103.025 YTL'nin 22.2.1999 tarihinden itibaren ticari kredilere uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, dava dışı şirketin kredi borcunun, borca kefil olan ve aynı borç için davalıya teminat olarak verilen kambiyo senetlerine dayanılarak mükerrer tahsilat yapıldığı iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir.

Davalı Esbank A.Ş. (devir sonucunda Birleşik Fon Bankası A.Ş.) ile dava dışı B____ Tekstil A.Ş. arasında genel kredi taahhütnamesi ile şirkete 22.000 YTL'lik kredi kullandırılmış, davacı bu sözleşmeye kefil olmuştur. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı bankaca hesap kat edilmiş, İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 1998/18090 Esas sayılı icra takibi borçlu şirket ve kefiller davacı ile dava dışı B____ Giyim A.Ş. aleyhine yapılmıştır.

Davalı banka İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 1998/12614 Esas sayılı dosyası ile de 3 adet bonoya dayalı olarak toplam 34.000 YTL alacak için davacı aleyhine takibe girmiştir. Bu takibin dayanağı olan bonoların keşidecisi davacı, lehtarı ise dava dışı B____ Tekstil A.Ş. ve B____ Giyim A.Ş. 'dir. Bonolar davalı bankaya rehin cirosu ile intikal etmiştir.

Bu bonolar dava dışı şirketler tarafından bankadan kullanılan değişik tarihli kredilere karşılık rehin cirosu ile davalı bankaya intikal ettirildiğine ve somut olarak hangi kredi sözleşmesi ile irtibatlı oldukları açıkça belirtilmediğine göre, rehin veren şirketlerin davalı bankaya asaleten veya kefaleten tüm borçlarına karşılık verildiğinin kabulü zorunludur. O halde bonolara dayalı takip ile elde edilen tahsilatın mükerrer olmadığı dosyaya sunulmuş olan kredi sözleşmeleri ile sabittir. Davacının kefili olduğu B____ Tekstil A.Ş. nin hesabının kat edildikten sonra takibe konulan kredi borcu açısından davacının herhangi bir itirazı yoktur. Davacı; kambiyo senetlerinin, genel kredi taahhütnamesi ile kefil olunan borcun teminatı olarak bankaya verildiğini ileri sürmektedir. Oysa, bonolar davacı tarafından dava dışı borçlu şirketlere verilmiş ve borçlu şirketlerin rehin cirosu ile davalı bankaya intikal etmiştir. O halde davacının keşidecisi olduğu bonolar ile genel kredi taahhütnamesi arasında irtibat kurarak mükerrer tahsilat yapıldığı iddiası yerinde değildir. Bonoları bankaya borçlu şirketler intikal ettirmişler ve bonoların teminat amaçlı olduğuna ilişkin herhangi bir delil de sunulmamıştır. B____ Tekstil A.Ş. ile B____ Giyim A.Ş. karşılıklı olarak bankadan kullanılan kredilerin kefili durumundadırlar.

Davacının diğer bir işlemi de, İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 1998/12614 Esas sayılı takip dosyasına haczedilen ve 173.000 YTL'ye davalı bankaca satın alınan taşınmazın satış bedelinde 20.000 YTL'nin dava dışı Garanti Bankası A.Ş. 'ne olan borcu, 49.377 YTL'nin genel kredi taahhütnamesine dayanılarak yapılan 1998/18090 Sayılı takip dosyası borcuna, 56.505 YTL'nin 1998/12614 Sayılı bonolara dayalı borca mahsup edildiği, bakiye 47.360 YTL'nin ise davacının 18.6.1999 tarihli 1998/188 sayılı takip dosyasında verdiği muvafakata göre Esbank A.Ş.'ye ödendiği, bu ödemenin de mükerrer olduğuna ilişkindir. Ancak, ödeme davacının açık muvafakati ile yapılmıştır. Bu tahsilatın başka kayıtlara intikal ettirilmediği, bu sebeple davalının sebepsiz zenginleştiği ileri sürülmektedir. Ancak, dosyaya sunulan deliller ile anılan tutarın da banka kayıtlarına intikal ettirildiği, dava dışı B____ Tekstil A.Ş.'nin borçlarına mahsup edildiği anlaşılmaktadır.

Davacının dava dışı B____ Tekstil A.Ş. ile B____ Giyim A.Ş. 'nin ortağı, B____ Tekstil A.Ş. 'nin yönetim kurulu başkanı olması, şirketlerin aile şirketi niteliğinde bulunması, her iki şirketin de değişik tarihlerde karşılıklı olarak birbirleri lehine kefil olarak davalı bankadan kredi kullanmış olmaları sebebiyle davacının banka lehine mahsup için verdiği açık muvafakatin B.K.'nun iradeyi sakatlayan hallere dayalı olduğu ileri sürülmemiş olması sebebiyle iadesi istenemez.

Kaldı ki davacı, dava dışı B____ Giyim A.Ş.'nin kredi sözleşmesine herhangi bir kefaletinin olmadığını iddia ediyor olmasına rağmen, anılan şirketin borçlarını temin amacıyla verilen taşınmaz ipoteklerine ilişkin akit tablosunda şirketin borcunun tamamında sorumluluğu kabul etmiştir.

O halde mahkemece, davalı vekilinin bilirkişi raporlarına yaptığı itirazların yukarda açıklanan hususlar da gözetilerek değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken, yazılı gerekçeyle sınırlı incelemeye dayalı olarak düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, takdir edilen 625.00 TL vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 24.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 601 :2. REHİN CİROSU:

       Madde 601 - Ciro, "Bedeli teminattır", "Bedeli rehindir" ibarelerini yahut terhini ifade eden diğer her hangi bir kaydı ihtiva ederse, hamil poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat kendisi tarafından yapılan bir ciro ancak tahsil cirosu hükmündedir.

       Poliçeden mesul olanlar, kendileriyle ciranta arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri hamile karşı ileri süremezler; meğer ki, hamil poliçeyi iktisabederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 12-11-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02234197 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.