Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 22. Hukuk Dairesi, ESAS NO: 2012/9935; KARAR NO: 2013/30 İçtihat

Üyemizin Özeti
İşçinin kıdem tazminatı hesaplanırken; işçinin aldığını iddia ettiği ücret daha fazla ise, sadece bordroda gösterilen ücret esas alınmamalı, işin gerçek ücreti araştırılarak bulunan rakam üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır.
(Karar Tarihi : 21.01.2013)
DAVA :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi N. Taşdelen tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı vekili, davacının işçilik ücretlerinin zamanında ödenmemesi, sigorta primlerinin gerçek çalışma süresini karşılar şekilde yatırılmaması, işçilik ücretlerinin bir kısmının elden bir kısmının ise banka kanalıyla ödenerek ilgili kanun ve yönetmeliklere aykırı davranılması üzerine iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğini belirterek kıdem-ihbar tazminatları ile fazla çalışma ve işçilik ücretlerinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı vekili, davacının çalışma süreleri karşılığında sigorta primlerinin doğru ve zamanında yatırıldığını hak ettiği tüm ücretlerin ödenmesine karşın davacı işçi tarafından haksız olarak feshedildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna dayanılarak iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Davacı vekili davacının net 1.800,00 TL ücretle çalıştığını iddia ederken davalı vekili davacının ücretinin net 650,00 TL olduğunu savunmuştur. Ücret hususunda davacı tanıkları davacı taraf iddiasını, davalı tanıkları ise davalı taraf savunmasını destekleyen ifadeler vermişlerdir. Dosyaya davalı tarafça 2006-2007 yıllarına ait bir kısım ücret bordroları sunulmuştur. Mahkemece herhangi bir emsal ücret araştırması yapılmaksızın bilirkişi raporundaki davacı taraf iddiasında belirtilen ücret üzerinden yapılan hesaplamalara itibar edilerek hüküm kurulmuştur.

Kimi zaman çalışma yaşamında çeşitli sebeplerle, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçekte alınan ücretle örtüşmediği görülmektedir. Bu durumda kabule konu edilecek alacak kalemlerinin belirlenmesi bakımından gerçek ücretin tespiti önem kazanmaktadır. İşçinin çalıştığı süre, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve benzer işi yapan işçilere ödenen ücretler gibi hususlar göz önünde tutulduğunda işçiye ödenen ücret hususunda tereddüt oluştuğunda tanık ifadeleri dikkate alınmalı ve ancak tanık ifadeleri ile şüphe giderilemediği halde işçinin meslekte geçirdiği süre, davalı işyerindeki çalışma süresi, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Yukarıda belirtilen kıstaslar çerçevesinde emsal ücret araştırması yapılmaksızın davacı iddiasına göre belirlenen ücret üzerinden alacak kalemlerinin hesap edilmesi isabetsizdir.

3-Davalı vekilince ıslaha konu edilen tutarlara ilişkin zamanaşımı def-i ileri sürülmesine karşın fazla mesai ücreti alacağı bakımından zamanaşımı def-i değerlendirilmeksizin karar verilmiş olması hatalıdır.

KARAR : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Üye Notu : 1475 Sayılı İş Kanunu 14. Madde
İlgili Mevzuat Hükmü : İş Kanunu MADDE 14 :ÇAĞRI ÜZERİNE ÇALIŞMA

Yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesidir.

       Hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat kararlaştırılmış sayılır. Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanır.

       İşçiden iş görme borcunu yerine getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan işveren, bu çağrıyı, aksi kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün önce yapmak zorundadır. Süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine getirmekle yükümlüdür. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Gül KÜLCÜ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 02-04-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02819395 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.