Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, Esas: 2012/3805, Karar: 2012/7819 İçtihat

Üyemizin Özeti
Belediye Encümenince 26.01.2010 tarihinde kira sözleşmesinin 31.07.2010 tarihinden itibaren yenilenmeyeceğine ve 2886 sayılı Yasa'nın 75. maddesi gereğince işlem yapılacağına dair alınan karar davacı kiracıya bildirilmekle kira süresi sona erdiğinden; dava tarihi itibariyle davacı fuzuli şagildir. Dolayısıyla davalı Belediye'nin Ağustos 2010 ayına ait tahsil ettiği para, kira bedeli değil ecrimisil niteliğindedir. Bu sebeple Belediye'nin tahsil ettiği bu para ile kira ilişkisinin devam ettiği intibaını uyandırdığı kabul edilemeyeceğinden kiracılık ilişkisinin tespiti talepli davada yargılama giderlerinin davalı Belediye üzerinde bırakılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
(Karar Tarihi : 24.05.2012)
"Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan kiracılık sıfatının tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, kiracılık sıfatının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece konusuz kalan davanın esası ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ve 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından yargılama giderlerine hasren temyiz edilmiştir.

Davacı vekili 16.08.2010 tarihli dava dilekçesi ile dava konusu taşınmazda 1999 yılından beri kiracı olduğunu, en son 01.08.2002 tarihinde 1 yıl süreli sözleşme yapıldığını ve kendiliğinden yenilenerek devam ettiğini, Belediye Encümenince 26.01.2010 tarihinde sözleşmenin 31.07.2010 tarihinden itibaren yenilenmeyeceğine dair karar alınarak kendisine bildirildiğini, ancak, Ağustos 2010 ayına ait kiranın davalı tarafından tahsil edildiğini, bu nedenle kiracılık sıfatının tespitine ve devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı Belediye vekili ise, Belediye Encümeni tarafından 26.01.2010 tarihinde alınan karar ile sözleşmenin 31.07.2010 tarihinden itibaren yenilenmeyeceği ve 2886 sayılı Yasa'nın 75. maddesi gereğince işlem yapılacağının davacıya bildirildiğini, Valilik makamınca 16.09.2010 tarihinde tahliye işleminin gerçekleştirilmiş olup, kiralananın kendilerine teslim edildiğinden davanın konusuz kaldığını, söz konusu taşınmazın 2886 sayılı Yasa hükümlerine tabi olup, sürenin bitim tarihinde sözleşmenin yenilenmeyerek feshedildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece konusuz kalan davanın esası ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

01.08.2002 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ve dava konusu taşınmazın 2886 sayılı Yasa kapsamında olup, buna göre Belediye Encümeni tarafından alınan 26.01.2010 tarihli karar ile sözleşmenin 31.07.2010 tarihinden itibaren yenilenmeyeceğinin davacıya bildirilmiş olduğu hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Yasası'nın 15. maddesine göre belediye mallarının devlet malı statüsüne alındığı, böylece 2886 sayılı Yasa'ya göre kiraya verilen belediye taşınmazları hakkında da anılan yasa hükmünün uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Taşınmazın musakkaf veya gayrimusakkaf nitelikte olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Mahkemece her ne kadar encümen kararından sonra Ağustos 2010 ayına ait kira parasının davalı Belediye tarafından tahsil edilmekle sözleşmenin yenilendiği intibaının uyandırdığından bahisle yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve davacı yararına vekalet ücreti takdirine karar verilmiş ise de, yukarıda açıklanan yasa hükmü karşısında kira süresi sona erdiğinden dava tarihi itibariyle davacı fuzuli şagildir. Davacıdan tahsil edilen para ecrimisil niteliğinde olup, davacıyı kiracı haline getirmez. Bu nedenle davanın haklı olduğundan söz edilemeyeceğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılarak davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'ya 6217 sayılı Kanun'la eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK'nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Devlet İhale Kanunu MADDE 75 :Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz * malların, gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle, (Değişik İbare: 6009 S.K.-23.07.2010-m.24) "idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve takdir edilecek" ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz.

(Ek Cümle: 6009 S.K. -23.07.2010-m.24)"Ecrimisile itiraz edilmemesi halinde yüzde yirmi, peşin ödenmesi halinde ise ayrıca yüzde onbeş indirim uygulanır." Ecrimisil fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmez ise, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır.

İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.

Ek fıkra: 6009 S.K. - 23.07.2010 - m.24) Köy sınırları içerisinde yer alan Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların işgalcilerinden tahsil edilen ecrimisil gelirlerinin yüzde beşi, 442 sayılı Köy Kanununda belirlenen görevlerde kullanılmak kaydıyla, tahsilatı izleyen ay içinde bu gelirlerin elde edildiği köy tüzel kişiliği hesabına aktarılmak üzere emanet nitelikli hesaplara kaydedilir. Maliye Bakanlığı bu oranı iki katına kadar artırmaya yetkilidir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 23-02-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02737308 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.