Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 19.HD 2006/745E. 2006/5427K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Davalı taraf, iddiaya konu ödemenin başka bir senede yönelik olduğunu savunmuş, ancak savunmasına dayanak yaptığı senedi dosyaya sunmamıştır. Kural olarak ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğu yolundaki savunmanın davalı alacaklı tarafından usulen kanıtlanması gerekir.
(Karar Tarihi : 22.05.2006)
Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan buğday satın aldığını, karşılığında bir miktar elden nakit ödediğini, bakiye kısım için 14.811.000.000.-TL bedelli senet verdiğini, senede karşılık toplam 15.420.000.000.-TL ödeme yaptığını, tarafların sürekli birbirleriyle buğday alışverişi bulunduğundan ve güvene dayalı olarak senedin geri alınmadığını, ancak davalının söz konusu senedi takibe koyarak 5.015.000.000.-TL'nin tahsilini istediğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davacıdan 29.622.000.000.- TL alacaklı olduğunu, davacının 24.622.000.000.- TL ödediğini, kalan 5.000.000.000.- TL ödenmeyince takip başlattığını, davacının ödeme makbuzlarının dava konusu senetle ilgisi bulunmayıp, 28.08.2004 tarihli senede ilişkin olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece toplanan delillere güne, takibe konu senedin vadesinin 28.09.2004 olup, davacının ibraz ettiği ödeme belgelerinin bu tarihten önceye ait olduğu, vade gelmeden önce yapılan ödemenin hayatın olağan akışına uygun düşmediği, dava dosyasına sunulan ödeme makbuzlarında ödemenin dava konusu senede karşılık olduğu yazılı ise de, İcra dosyasına sunulan aynı makbuzlarda böyle bir ibarenin yazılı olmadığı, bu notun makbuzlara sonradan yazıldığının anlaşıldığı, ödemelerin daha önceki borçlara ilişkin olduğuna dair davalı beyanlarının aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine, verilen ihtiyati tedbir dolayısıyla davalının alacağına geç kavuşması nedeniyle de davacının % 40 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacının göreve ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davacı, dava konusu bono bedelini ödediğini ileri sürerek, bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitini istemiş, 15.09.2005 tarihli oturumda ise, kısmi feragat beyanında bulunmuştur. Davalı taraf, iddiaya konu ödemenin başka bir senede yönelik olduğunu savunmuş, ancak savunmasına dayanak yaptığı senedi dosyaya sunmamıştır. Kural olarak ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğu yolundaki savunmanın davalı alacaklı tarafından usulen kanıtlanması gerekir. Mahkemece bu yön gözetilerek davalıya buna ilişkin delillerini sunma olanağı tanınıp davacı vekilinin 15.09.2005 tarihli oturumdaki kısmi feragati de gözetilerek deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

KARAR : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte belirtilen nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 72 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)

Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.

İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmiden" aşağı tayin edilemez.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) "yüzde yirmisinden" aşağı olamaz.

Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Mehmet Saim DİKİCİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 14-02-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02835393 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.