Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 2012/339 Esas 2012/ 4717 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Ziynet alacağı davalarında davacının seçimlik hakkı vardır. Davacı dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini isteyebileceği gibi, bu isteklerden yalnız birini de dava konusu yapabilir.
(Karar Tarihi : 22.03.2012)
Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet eşyası alacağı davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Dava, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili, 16 adet 22 ayar 35er gram bilezik, iki adet 22 ayar altın yüzük, bir adet 22 ayar altın set, bir çift 22 ayar altın küpenin davacıya düğünde takıldığını, davalının bunları davacıdan aldığını ancak geri iade etmediğini, Adana 2. Aile Mahkemesinin 2007-29 değişik iş sayılı dosyasında yapılan tespitte davalının altınların kendisinde olduğunu kabul ettiğini belirterek mümkünse altınların aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde değeri olan 20000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise düğünde takılan altınların bir bölümünün evin ortak ihtiyaçları için bozdurulduğunu, kalan 2 adet, 35'er gram bileziğin ise daha güvenli olması nedeniyle davalının babasının evinde saklandığını, ortak giderler için harcanan altınların istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece talebin kısmen kabulü ile 6486,48 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu ziynet eşyalarının bir kısmının evliliğin devamı sırasında bozdurularak ortak ihtiyaçlar için harcandığı davalı tarafından ileri sürülmüştür. Davalı koca, davalı kadının iade edilmemek üzere kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini kanıtlayamadığından, dava konusu ziynet eşyalarının davacıya iadesi gerekir. Mahkemenin buna ilişkin kabulünde yasaya aykırı bir yön yoktur. Ancak bilirkişi raporunda davacıya nişanda da 4 adet 22 ayar, 35er gramlık 3603,60 TL değerinde burma bilezik ile toplam değeri 1981,98 TL olan iki adet tüm Cumhuriyet Altını, üç adet 22 ayar yarım Cumhuriyet Altını ve 30 adet 22 ayar çeyrek Cumhuriyet Altını takıldığı tespit edilmiştir. Davacı tanıklarından C____ Y____ 08.07.2008 tarihli beyanında davacının nişanda takılan çeyrek altınlar ile 140 gram gelen dört adet burma bilezik aldığını söylemiş, davacının kayınpederi M____ Ş____ de 08.07.2008 tarihli beyanında nişanda takılan Cumhuriyet Altınları ile davacının bilezik aldığını doğrulamıştır. Bu durumda nişanda takılan 35 er gramlık 4 adet burma bilezik ile nişanda takılan Cumhuriyet Altınları ile alınan 4 adet 35 er gramlık bileziğin de ziynet eşyası olarak kadında mevcut olduğunun ve davalıda kaldığının kabulü gerekir. Bu takılar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, hükmün bozulması gerekmiştir.

Öte yandan, ziynet alacağı davalarında davacının seçimlik hakkı vardır. Davacı dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini isteyebileceği gibi, bu isteklerden yalnız birini de dava konusu yapabilir.

Olayımızda davacı vekili dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istediğine göre istek dışına çıkılarak ve gerekçesi belirtilmeksizin doğrudan bedele hükmedilmesi de doğru değildir.

Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır

KARAR : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 220 :Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır:

1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,

2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,

3. Manevi tazminat alacakları,

4. Kişisel mallar yerine geçen değerler.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 10-02-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02560210 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.