Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay C.G.K. 2011/3-167 E., 2011/194 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmesi için ceza davasının mahkumiyetle sonuçlanması ve katılanın kendisini hukuki yardımından yararlandığı bir vekille temsil ettirmesi yeterli olup, ayrıca vekilin duruşmaları takip etmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
(Karar Tarihi : 27.09.2011)
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

Esas No : 2011/3-167
Karar No : 2011/194

Taksirle orman yangınına neden olma suçundan sanık O.'ın 6831 sayılı Yasa'nın 110/3, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın TCY'nin 51. maddesi uyarınca ertelenmesine, "idare vekilinin duruşmaları takip etmediği, dosyaya dilekçe sunduğu anlaşıldığından 150 Lira dilekçe yazım ücretinin sanıktan alınarak katılan idareye verilmesine" ilişkin, (K___ Asliye Ceza Mahkemesi)'nce verilen 04.03.2009 gün ve 71-21 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Üçüncü Ceza Dairesi'nce 05.05.2011 gün ve 13610-6106 sayı ile;

"Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;

Sözleşmeli kurum avukatı olan katılan orman idare vekilinin duruşmalara katılmadığı görülmekle, katılan idare lehine dilekçe yazma ücretine hükmedilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi bozulmasına, ancak; bu husus yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından 11 numaralı bendin çıkarılarak düzeltilerek onanmasına" karar verilmiştir.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise 22.06.2011 gün ve 115951 sayı ile;

"Vekalet ücretinin idarenin vekil tutmaya zorlanmasının karşılığı olduğu, müdahale dilekçesi hazırlayarak mahkemesine ibrazı, tebligatların kabul edilmesi ve hükmün temyiz edilmesi faaliyetlerinin maktu vekalet ücreti tayini için yeterli olduğu, vekilin duruşmalara katılma mecburiyetinin olmadığı, müdahale dilekçesi veren vekilin duruşmalara katılmaması halinde dahi bu ücretin takdiri gerekip 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 10.05.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4667 sayılı Kanun'un 81. maddesi ile değişik 168, 4667 sayılı Kanun ile değişik 164. maddeleri ve Ceza Genel Kurulu'nun 20.04.2004 gün MD-47 E sayılı kararları uyarınca hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınarak idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği..." görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak Özel Daire'nin düzelterek onama kararının kaldırılmasına ve "575 TL vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılan orman idaresine verilmesi şeklinde hükmün düzeltilerek onanmasına" karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

Sanığın taksirle orman yangınına neden olma suçundan 6831 sayılı Yasa'nın 110/3, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın TCY'nin 51. maddesi uyarınca ertelenmesine, "idare vekilinin duruşmaları takip etmediği, dosyaya dilekçe sunduğu anlaşıldığından 150 Lira dilekçe yazım ücretinin sanıktan alınarak katılan idareye verilmesine" hükmolunmuş, sanığın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Özel Daire'ce "sözleşmeli kurum avukatı olan katılan orman idare vekilinin duruşmalara katılmadığı" gerekçesiyle hükümden dilekçe yazım ücretine hükmedilmesine ilişkin bölümün çıkartılmak suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Yargıtay C.Başsavcılığı ise, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurmuştur. Görüldüğü gibi Yargıtay C.Başsavcılığı ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulu'nca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; vekili duruşmalara iştirak etmeyen katılan orman idaresi lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti ya da dilekçe yazım ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğinden;

Sanık hakkında düzenlenen iddianamenin yerel mahkemece kabulü üzerine 15.07.2008 tarihinde düzenlenen duruşmaya hazırlık tutanağı ile verilen ara kararı uyarınca 17.09.2008 günü yapılacak ilk duruşmanın 21.07.2008 tarihinde orman idaresine tebliğ edildiği,

17.09.2008 tarihli oturuma orman idaresinin veya vekilinin katılmadığı,

Katılan orman idaresi vekili Av. F.'nın 12.11.2008 günü yapılacak duruşma için yerel mahkemeye başka bir yerde duruşması olduğundan mazeret dilekçesi fakslayarak, oturumun saat 13.30'a bırakılmasını talep ettiği, yerel mahkemece belirlenen gün ve saatte duruşmanın yapılarak sanığın savunmasının alındığı ve 4 nolu ara karar ile; "müşteki vekilinin yarım gün mazeret talebinin tam gün kabul edilerek duruşma gün ve saatinin kendisine kalemce bildirilmesine" karar verildiği,

Katılan vekilinin 17.11.2008 havale tarihli dilekçe ile davaya katılma isteminde bulunduğu, yerel mahkemece bu dilekçe üzerine 17.12.2008 günlü Av. F.'nın hazır olmadığı oturumda orman idaresinin katılma isteminin kabulüne ve Av. F.'nın duruşmalara katılan vekili olarak kabulüne karar verildiği,

Katılan vekilinin yargılama boyunca yapılan oturumlara ve keşfe katılmadığı, yokluğunda verilen kararın 30.03.2009 tarihinde katılan vekiline tebliğ edildiği ancak hükmü temyiz etmediği anlaşılmaktadır.

Avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan avukatlık ücreti ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre karşı tarafa yüklenen avukatlık ücreti olarak ikiye ayrılan avukatlık ücreti, 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164. maddesinin 1. fıkrasında; "avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder" şeklinde tanımlanmıştır. Hukuki yardımın ne şekilde yerine getirileceği maddede açıklanmamış ve tarafların aralarındaki yapacakları anlaşmaya bırakılmıştır.

Avukatlık Yasası'nın 168. maddesi uyarınca hazırlanıp 19.12.2008 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve yerel mahkemenin karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Ceza davalarında ücret" başlıklı 13/1. maddesindeki; "Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir" şeklindeki hükmüne göre, sanığın mahkum olması halinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ikinci kısım ikinci bölümüne göre vekalet ücreti ödenmesine karar verilmelidir. Katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmesi için ceza davasının mahkumiyetle sonuçlanması ve katılanın kendisini hukuki yardımından yararlandığı bir vekille temsil ettirmesi yeterli olup, ayrıca vekilin duruşmaları takip etmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Zira tarifeye göre hükmedilmesi gereken vekalet ücreti, katılana vekili tarafından sunulan hukuksal yardımın şekli ve kalitesiyle ilintili olmayıp, katılanın kendisini vekil ile temsil ettirmesinin bir sonucudur. Nitekim Ceza Genel Kurulu'nun 14.06.2005 gün ve 66-65 sayılı kararı da aynı doğrultudadır.

Öte yandan, 5271 sayılı CYY'nin "Yargılama Giderleri" başlıklı 324/1. maddesindeki; "Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesi'nden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir" şeklindeki hüküm uyarınca avukatlık ücreti yargılama giderlerindendir. Bu nedenle, isteme bağlı olmaksızın diğer yargılama giderleri gibi avukatlık ücretine de kendiliğinden hükmedilmesi gerekir. Ancak bu durum, Ceza Genel Kurulu'nun 07.06.1971 gün ve 497-209, 07.02.1972 gün ve 447-72, 24.02.1975 gün ve 37-32, 14.06.2005 gün ve 66-65, 07.02.2006 gün ve 172-10 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, vekalet ücretinin kişisel hak olma niteliğini değiştirmez. Nitekim aynı maddenin 4. fıkrasındaki; "Devlete ait yargılama giderlerine ilişkin kararlar, Harçlar Kanunu hükümlerine göre; kişisel haklara ilişkin kararlar, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yerine getirilir" biçimindeki düzenlemesinde de belirtildiği üzere, hükümde belirtilen ve kamuyu ilgilendiren yargılama giderlerinin tahsili Harçlar Yasası, kişisel hakka ilişkin bulunan avukatlık ücretinin tahsili ise İcra ve İflas Yasası hükümlerine göre yapılmaktadır.

Kişisel hakka ilişkin yasaya aykırılıkların Yargıtay tarafından bozma konusu yapılabilmesi için, hükmün karşı hak sahibi tarafından temyiz edilmiş olması gerekir. Bu yönü itibariyle, kişisel hakka ilişkin olan vekalet ücretine katılanın aleyhine olacak şekilde noksan hükmedilmesi ve hükmün sadece sanık tarafından temyiz edilmesi halinde, aleyhe bozma yasağı nedeniyle bu hususun bozma konusu yapılamayacağı da uygulamada yerleşmiş hususlardandır.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Katılan orman idaresi, taksirle orman yangınına neden olma suçundan sanığın mahkumiyetiyle sonuçlanan ceza davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca lehine vekalet ücretine hükmedilmesi zorunlu olup, yerel mahkemece katılan vekilinin duruşmaları takip etmediği gerekçesiyle vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesinde ve yine aynı gerekçe ile Özel Daire tarafından dilekçe yazım ücretinin de hükümden çıkartılmasına karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.

Ancak, yerel mahkemece vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı ise de, bu hususun Yargıtay tarafından bozma konusu yapılabilmesi için, hükmün karşı hak sahibi tarafından temyiz edilmiş olması gerekir. Somut olayda, katılan lehine 150 Lira dilekçe yazım ücretine hükmedilmesine ilişkin yerel mahkeme kararı yalnız sanık tarafından temyiz edildiğinden aleyhe bozma yasağı nedeniyle, Yargıtay C.Başsavcılığı'nın itirazında talepte bulunulduğu gibi, Özel Daire'nin düzelterek onanma kararının kaldırılarak "575 TL vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılan orman idaresine verilmesi şeklinde yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanmasına" karar verilmesi olanağı bulunmamakta ve eleştiri ile yetinilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, yerel mahkeme hükmünden dilekçe yazım ücretinin çıkartılmasına ilişkin Özel Daire düzelterek onama kararının kaldırılmasına, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün, katılan lehine hüküm tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı 575 Lira vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 150 Lira dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi hususunun aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle eleştirilmesi suretiyle onanmasına karar verilmelidir.

KARAR : Açıklanan nedenlerle,

1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile KABULÜNE,

2- Yargıtay Üçüncü Ceza Dairesi'nin 05.05.2011 gün ve 13610-6106 sayılı düzelterek onama kararının KALDIRILMASINA,

3- Eleştirilen husus dışında usul ve yasaya uygun bulunan K___ Asliye Ceza Mahkemesi'nin 04.03.2009 gün ve 71-21 sayılı hükmünün ONANMASINA,

4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 27.09.2011 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Ceza Muhakemesi Kanunu MADDE 324 :(1) Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir.
(2) Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.
(3) Giderlerin miktarı ile iki taraftan birinin diğerine ödemesi gereken paranın miktarını mahkeme başkanı veya hâkim belirler.
(4) Devlete ait yargılama giderlerine ilişkin kararlar, Harçlar Kanunu hükümlerine göre; kişisel haklara ilişkin kararlar, 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu hükümlerine göre yerine getirilir. (Ek cümle: 2/7/2012-6352/100 md.) Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.
(5) Türkçe bilmeyen ya da engelli olan şüpheli, sanık, mağdur veya tanık için görevlendirilen tercümanın giderleri, yargılama gideri sayılmaz ve bu giderler Devlet Hazinesince karşılanır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Cengiz ALADAĞ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 19-10-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03146100 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.