Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Esas: 2011/7671, Karar: 2012/3698 İçtihat

Üyemizin Özeti
TTK düzenlemelerindeki şartların gerçekleşmesi ile ticari defterlerin kapsamı, sahibi lehine ya da aleyhine delil olmakta ise de; ticari defterlere kaydolunmayan konunun delil olacağına ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.

NOT: Dairenin temyiz incelemesine ait 24.02.2011 T., 2010/10178 E., 2011/625 K. sayılı gerekçeli kararı için bkz:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=13135
(Karar Tarihi : 23.02.2012)
"M____ M____ vekili Avukat O____ Ş____ ile M____ San. Tic. Ltd Şti vekili Avukat M____ A____ aralarındaki dava hakkında Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 06.04.2010 gün ve 61-86 sayılı hükmün Dairemizin 24.01.2011 tarih ve 10178-625 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu:

Davacı, davalıdan inşaatında kullanmak üzere kereste satın aldığını ve karşılığında 27.9.2008 tarihli 8.350 TL bedelli çek verdiğini ancak keresteleri teslim etmediğini ileri sürerek, çekin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, aynı nedenle davalıya verdiği 27.10.2008 tarih ve 8.350 TL bedelli çek ile 28.11.2008 tarihli 8.350 TL bedelli çekler nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ve çeklerin iptaline yönelik açtığı dava da eldeki dava ile birleştirilmiştir. Davalı, çekin bir ödeme vasıtası olup illetten mücerret olduğunu, davacının çeklerin borç ödeme dışında başka bir nedenle verildiğini yazılı belge ile kanıtlamasını gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, çekin ödeme vasıtası olduğu, davacının iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizce oy çokluğu ile bozulmuş, bu kez davalı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairemizce (...Davacı, dava dilekçesi ve delil listesinde davalının ticari defterlerine dayandığını kabul etmiştir. Diğer bir deyişle davalı defterlerindeki kaydı kabul edeceğini beyan etmiştir. Davalı tacir olduğuna göre TTK 66. maddesi gereğince her tacir, ticari işletmenin iktisadi ve mali durumunu, BORÇ VE ALACAK münasebetlerini ve her iş yılı içinde elde edilen neticeleri tesbit etmek maksadıyla işletmenin mahiyet ve öneminin gerektirdiği bütün defterleri tutmaya mecburdur. Bu yasal düzenleme doğrultusunda davalı bir hukuki işlem nedeniyle alacaklı ise bunu, defterlerine kayıt etme zorunluluğu vardır. Tacirin ticari defter tutma ve işlemlerini kayıt etmesi veya etmemesi hukuki sonuçlar doğurur. Bu bağlamda usulüne uygun tutulmuş defterlerdeki kayıtlar sahibi lehine delil teşkil eder. Buna karşılık usulüne uygun tutulsun veya tutulmasın aleyhteki kayıtlar da sahibi aleyhine delil teşkil eder. TTK 66 ve devamı maddelerine göre davalı, davacıdan çek nedeniyle alacaklı olduğunu ticari defterlerine kayıt etmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı, sonuçlarına da katlanmalıdır. Çünkü ticari defterlere kaydedilen bir kayıt belli koşulların gerçekleşmesi halinde sahibi lehine delil kabul edildiği gibi kaydın mevcut olmaması da aleyhine delil teşkil eder. Bu durumda davalı TTK 66. maddesi gereğince kaydı zorunlu olmasına rağmen ticari deftere bunu kaydetmemiş olması nedeniyle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekir. Ne var ki davalı cevap dilekçesinde sair delil demek suretiyle yemin deliline dayanmış olduğu anlaşıldığından davalıya yemin teklif etmek hakkı hatırlatılıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir...) gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmaktadır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafça keşide edilen çeklerin karşılıksız olup olmadığı, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden kaynaklanmaktadır. Davacının davalıya, her biri 8.350 TL meblağlı üç adet çek verdiği, bu çeklerin karşılığının çıkmadığı, davalının davacı hakkında icra takibi yaptığı dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi bu hususlar tarafların ve mahkemenin de kabulündedir. Menfi tespit davasında kural olarak alacaklı davalının, alacaklı olduğunu, yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Diğer bir deyişle alacaklının senede dayanması halinde (çek, bono v.s.) borçlu olmadığının ispat yükü davacıdadır. Davacı aynı nitelikte bir delil ile borçlu olmadığını kanıtlamalıdır. Davalı elinde yukarıda açıklandığı üzere üç adet çek vardır, çekin ödeme vasıtası olduğu gözetildiğinde davalının alacaklı olduğu yazılı belge ile anlaşılmasına göre, davacının aynı şekilde yasal delille borçlu olmadığını kanıtlaması gerekir. TTK'nun 66/1 maddesi hükmüne göre "her tacir ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak münasebetlerini... tespit etmek maksadıyla ... işletmenin gerektirdiği bütün defterleri tutmaya mecburdur." Bütün işlemler yasaya uygun bir biçimde defterlere kaydedilmemişse yasa koyucu buna cezai yaptırımlar getirmiştir. Ayrıca defterlerin kapsamı sahibi lehine ya da aleyhine delil olur. Ancak ticari defterlere kaydolunmayan konunun delil olacağına ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Kaldı ki; davalının ödeme vasıtası olmasının yanı sıra ispat aracı olma özelliğini de taşıyan çeklere dayanmasına ve temel ilişki bakımından kendisini bağlayıcı bir beyanda bulunmamasına göre, davalının dava konusu çekleri ticari defterlerine işlememesinin sonuca etkili olmadığının kabulü gerekir.

Açıklanan nedenlerle; mahkeme kararının onanması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde bozulduğu, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin bozma kararının kaldırılmasına ve yukarıda açıklandığı şekilde onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 24.1.2011 gün 2010/10178-2011/625 sayılı BOZMA kararının KALDIRILMASINA ve mahkeme kararının bu şekilde ONANMASINA, 4,00 TL kalan harcın davacıdan alınmasına, 43,90 TL peşin alınan harcın davalıya iadesine, 23.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 84 :III - SAHİBİNİN ALEYHİNDE:

       Kanuna uygun olarak veya olmıyarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. Şu kadar ki; kanuna uygun olan defterlerde sahibi lehine olan kayıtlar dahi aleyhindeki kayıtlar gibi muteber olup bunlar birbirlerinden ayrılamaz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 27-05-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02376103 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.