Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 13 HD 2010/10178E. 2011/625K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Ticari defterlere kaydedilen bir kayıt belli koşulların gerçekleşmesi halinde sahibi lehine delil kabul edildiği gibi, kaydın mevcut olmaması da aleyhine delil teşkil eder.

Önemli not: İş bu karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Esas: 2011/7671, Karar: 2012/3698 Sayılı kararı ile karar düzeltme talebi üzerine değişmiştir! Okumak için baknız: http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=13671
(Karar Tarihi : 24.01.2011)
Dava ve Karar: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı, dava ve birleşen davasında, davalıdan alacağı kereste karşılığı her bir; 8.350.00.-TL bedelli üç adet çek keşide ederek davalıya verdiğini, ancak davalının keresteleri teslim etmediğini belirterek karşılıksız kalan çeklerden dolayı borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, çekin bir ödeme vasıtası olup illetten mücerret olduğunu, davacının çek bedelini ödediğini kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, çekin ödeme vasıtası olduğu, davacının iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verdiği karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafça keşide edilen çeklerin karşılıksız olup olmadığı, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden kaynaklanmaktadır.

Davacının davalıya her biri 8.350.00.-TL meblağlı üç adet çek verdiği, bu çeklerin karşılığının çıkmadığı, davalının davacı hakkında icra takibi yaptığı dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi bu hususlar tarafların ve mahkemenin de kabulündedir.

Menfi tespit davasında kural olarak alacaklı davalının, alacaklı olduğunu yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Diğer bir deyişle alacaklının senede dayanması halinde (çek, bono vs.) borçlu olmadığının ispat yükü davacıdadır. Davacı aynı nitelikte bir delil ile borçlu olmadığını kanıtlamalıdır. Davalı elinde yukarıda açıklandığı üzere 3 adet çek vardır; çekin ödeme vasıtası olduğu gözetildiğinde davalının alacaklı olduğu davacının aynı şekilde yasal delille borçlu olmadığını kanıtlaması gerekir.

Davaya konu çeklerin keşidecisi davacı olup davalı şirket lehdar konumundadır. Davalı şirket olduğundan tacir olduğunun kabulü zorunludur. Davacı dava dilekçesi ve delil listesinde davalının ticari defterlerine dayandığını kabul etmiştir. Diğer bir deyişle davalı defterlerindeki kaydı kabul edeceğini beyan etmiştir. Davalı tacir olduğuna göre TTK. 66. maddesi gereğince, her tacir, ticari işletmenin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak münasebetlerini ve her iş yılı içinde elde edilen neticeleri tespit etmek maksadıyla, işletmenin mahiyet ve öneminin gerektirdiği bütün defterleri tutmaya mecburdur. Bu yasal düzenleme doğrultusunda davalı bir hukuki işlem nedeniyle alacaklı ise buna defterlerine kayıt etme zorunluluğu vardır. Tacirin ticari defter tutma ve işlemlerini kayıt etmesi veya etmemesi hukuki sonuçlar doğurur. Bu bağlamda usulüne uygun tutulmuş defterlerdeki kayıtlar sahibi lehine delil teşkil eder. Buna karşılık usulüne uygun tutulsun veya tutulmasın aleyhteki kayıtlar da sahibi aleyhine delil teşkil eder.

TTK 66 ve devamı maddelerine göre davalı, davacıdan çek nedeniyle alacaklı olduğunu ticari defterlerine kayıt etmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı sonuçlarına da katlanmalıdır. Çünkü ticari defterlere kaydedilen bir kayıt belli koşulların gerçekleşmesi halinde sahibi lehine delil kabul ettiği gibi, kaydın mevcut olmaması da aleyhine delil teşkil eder.

Mahkemece, davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu olan 09.02.2009 tarihli bilirkişi raporunda; açıkça davalı defterinde davacıdan alacaklı olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı saptanmıştır. Bu belirleme davalı aleyhine delil teşkil eder.

Bu durumda davalı TTK 66. maddesi gereğince kaydı zorunlu olmasına rağmen ticari deftere bunu kaydetmemiş olması nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekir. Ne var ki, davalı cevap dilekçesinde sair delil demek suretiyle yemin deliline dayanmış olduğu anlaşıldığından davalıya yemin teklif etmek hakkı hatırlatılıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

2- Yukarıdaki belirtilen nedene göre bu aşamada sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

KARAR : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan 17.15.-TL temyiz harcının istek halinde iadesine, 24.01.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


MUHALEFET ŞERHİ

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; dava İİK'nun 67. maddesine dayalı ve çek sebebiyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin olup, TTK'nun 557. maddesi hükmü gereğince, bunlarda mündemiç olan hakkın senetten ayrı dermeyan edilemeyeceği gibi, başkalarına da devredilemeyeceğine, ödeme vasıtası olan çekin aynı zamanda ispat vasıtası olma özelliğini de taşımasına (Prof. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku Sh. 20), davalının böyle bir senede dayanması ve asli ilişki bakımından kendini bağlayıcı hiçbir beyanda bulunmaması karşısında davacının aynı kuvvette bir yazılı belge ile senedi hükümden düşürmesinin zorunlu olmasına ve tacir olan davalının dava konusu çeki ticari defterlerine işlememiş olmasının somut olayda sonuca etkili olmaması karşısında yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun kararına katılamıyoruz.
Üye Notu : İş bu karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Esas: 2011/7671, Karar: 2012/3698 Sayılı kararı ile karar düzeltme talebi üzerine değişmiştir!
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 84 :III - SAHİBİNİN ALEYHİNDE:

       Kanuna uygun olarak veya olmıyarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. Şu kadar ki; kanuna uygun olan defterlerde sahibi lehine olan kayıtlar dahi aleyhindeki kayıtlar gibi muteber olup bunlar birbirlerinden ayrılamaz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Mehmet Saim DİKİCİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 28-05-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02327991 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.