Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2008/ 19026 Esas 2008/ 19279 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava dilekçesindeki talep, her ne kadar tedbir ve yoksulluk nafakasının artırılması şeklinde ifade edilmiş ise de; boşanma kararı kesinleşmemiş olduğundan boşanma davasında takdir edilen yoksulluk nafakası da hüküm ifade etmez. Davacının bu talebinin, (boşanma davasının kesinleştiği tarihe kadar hüküm ifade eden) tedbir nafakasının artırılması talebi olarak anlaşılması ve nitelendirilmesi gerekir.
(Karar Tarihi : 11.11.2008)
Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili ile davalının Kırşehir Aile Mahkemesinin 2006/576 Esas ve 2007/159 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını; kararda, müvekkili için 120 YTL tedbir nafakasına hükmedildiğini ve kararın kesinleşmesi ile de yoksulluk nafakası olarak devamının öngörüldüğünü; paranın alım gücündeki düşüş, enflasyondaki yükseliş nazara alındığında, takdir edilen bu nafakanın müvekkilinin geçimine yetmeyeceğinin açık olduğunu ileri sürerek; müvekkili lehine aylık 120 YTL olan tedbir ve yoksulluk nafakasının aylık 250 YTL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, derdestlik itirazında bulunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, derdestlik itirazının kabulüne, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Maddi olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak mahkemeye aittir.

Dava dilekçesindeki talep, her ne kadar tedbir ve yoksulluk nafakasının artırılması şeklinde ifade edilmiş ise de; boşanma kararı kesinleşmemiş olduğundan boşanma davasında takdir edilen yoksulluk nafakası da hüküm ifade etmez. Davacının bu talebinin, (boşanma davasının kesinleştiği tarihe kadar hüküm ifade eden) tedbir nafakasının artırılması talebi olarak anlaşılması ve nitelendirilmesi gerekir. Zira, tedbir nafakasının takdir edildiği tarihten, bu davanın açıldığı tarihe kadar iki yıla yakın bir süre geçmiştir. Bu süre içerisinde paranın, yüksek enflasyon nedeniyle alım gücünün düştüğü de bir gerçektir. O halde, mahkemece; bu husus gözetilerek, davacı lehine hükmedilen tedbir nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre, hakkaniyete uygun olacak şekilde artırılması zorunludur. Mahkemece, nitelendirmede yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK' nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 175 :Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 15-07-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02587199 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.