Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 15.HUKUK DAİRESİ Esas: 2006/2879 Karar: 2006/4561 İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava, 6183 SK uyarınca açılmış tasarrufun iptali talebine ilişkindir. Kıyasen uygulanması gereken İİK`nın 280. maddesine göre, ticari işletmenin tamamını veya önemli bir bölümünü satın alan kişi gerekli ilanları yapmamış ve satın alırken alacaklılara haber verilmemiş ise borçlunun mal kaçırma kastını bildiği karine olarak kabul edilmektedir. 6183 SK`da da borçlunun mal kaçırma kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerle yaptığı işlemlerin tarihi ne olursa olsun geçersiz olacağı hükme bağlanmıştır. Açıklanan ilkeler dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
(Karar Tarihi : 18.7.2006)
Hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyadaki kâğıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar
Dava 6183 Sayılı Kanunun 24 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemiyle açılmış, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
6183 Sayılı Kanunun 24. maddesinde amme alacağını ödememiş borçlulardan müddetinde mal beyanında bulunmayan veya hapsen tazyikine rağmen borcunu ödemeyenlerin yapmış olduğu tasarrufların aynı kanunun 27, 28, 29 ve 30. maddeleri uyarınca iptal edileceği açıklanmıştır. Mahkemece, dava konusu tasarruflarda belirtilen maddelerde açıklanan iptal şartlarının oluşup oluşmadığı incelenmemiş, özellikle bedeller arasında fark bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Borçlular anonim şirket ve limited şirket statüsünde olup tasarrufa konu edilen araçlar ticari işletmelerin önemli bir bölümünü teşkil etmektedir. Kıyasen uygulanması gereken İİK`nun 280/3. maddesinde ticari işletmenin önemli bir bölümünü satın alan kişilerin gerekli ilanları yapmadıkları ve satın alırken alacaklıya haber vermedikleri takdirde, tasarrufun mal kaçırmak kastıyla yapıldığını bildikleri karine olarak kabul edilmektedir. 6183 Sayılı Kanunun 30. maddesinde de borçlunun borcunu ödememek amacıyla yaptığı tasarrufların, borçlunun mal kaçırmak maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muamelelerin tarihleri ne olursa olsun hükümsüz olduğu açıklanmıştır. Bu durumda mahkemece davanın belirtilen (6183 Sayılı Kanunun 27, 28, 29 ve 30.) maddeleri doğrultusunda değerlendirilip sonuca bağlanması gerekirken, eksik inceleme ile reddedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 18.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 280 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/115 md.)

(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./66. md.) Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflas yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.

(Mülga fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./103. md.)

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/55 md.) Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları, evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun hilafını üçüncü şahıs, ancak 279 uncu maddenin son fıkrasına göre isbat edebilir.

Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Barış TİRYAKİ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 22-03-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03158092 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.