Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Web Sitesi Tasarımlarının Hukuksal Çerçevesi

Yazan : Av. Sedat Yıldız [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
Türkiye, internet kullanımı açısından dünya ülkeleri arasında küçümsenmeyecek bir yere sahip olmasına rağmen, gerek fikri hakların korunması, gerekse yasa metinlerinin değişen dünyaya ayak uydurması konusunda oldukça gerilerde kendine yer bulabilmektedir.

WEB SİTESİ TASARIMLARININ HUKUKSAL ÇERÇEVESİ


Hukuk kuralları, ancak toplumsal hayatının gerektirdiği yer ve zamanda oluşturulabilir. Bu yüzden gelecekte sosyal veya ekonomik hayatta meydana gelecek değişimleri öncen hesaplayarak bu değişimlerin hukuksal altyapısını oluşturmak mümkün değildir. Örneğin, uzayda henüz yerleşik yaşam formları bulunmadığından, uzayda şehirleşme üzerine kurallar koymaya çalışmak gereksiz bir çabadan ibaret olacaktır. Bu nedenle yazılı hukuk kuralları olayları izler, ve önceden hazırlanamaz.

İçinde bulunduğumuz teknoloji ve bilgi çağında ise, aynı kuramsal gerçekle yaşamak zorunda olmamıza rağmen, insanoğlunun kendi eliyle yarattığı sanal dünyanın takip edilemez bir hızla büyümesi, mevcut yasal düzenlemelerin ihtiyaca cevap verememesi sonucunu doğurmaktadır. Çünkü artık yaşanan gelişmeler, öngörülemez bir biçimde sürekli yenilenmekte, ancak hukuk aynı hızla doğurgan bir yapıya sahip olamamaktadır. Ülkemizin ise bu konudaki notu oldukça düşüktür. Türkiye, internet kullanımı açısından dünya ülkeleri arasında küçümsenmeyecek bir yere sahip olmasına rağmen, gerek fikri hakların korunması, gerekse yasa metinlerinin değişen dünyaya ayak uydurması konusunda oldukça gerilerde kendine yer bulabilmektedir.

Örneğin, yazılımların “eser” olarak kabul edilmesi, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yapılan 7 Haziran 1995 tarihli değişiklikle mümkün olabilmiş, ancak yasaya yapılan eklemeler çağdaş örneklerinin sağladığı kadar geniş bir hukuksal koruma alanı yaratamamış, ve geçen zaman içinde sürekli yamanarak, ve ancak mevcut ihtiyacın sürekli gerisinde kalarak bugüne gelinmiştir. Farklı eser kavramlarına çoğu zaman aynı uygulamaların yapıldığı ve benzer hükümlerin konulduğu Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, bu anlamda tamamen değiştirilmeli, eser olarak kabul edilen kavramlar net bir biçimde birbirinden ayrılarak her biri için spesifik düzenlemeler yapılmalıdır. Bir şarkı albümü ile bir yazılım ürününü eser olarak kabul edip bire bir aynı hükümlere tabi tutmak çağın gerekleriyle örtüşmemektedir. Kaldı ki kanun, değişen dünyanın hızlı devinimine de ayak uyduramayacak geriliktedir.

Yasanın inceleme konumuzu ilgilendiren 2.maddesi, tüm bu anlatılan karmaşık, ancak hayatımızın bütününe hakim olan dünyayı;

“Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları,” olarak tanımlamış ve özetlemiştir. Yasa metni içinde, internet ve yazılım haklarına ilişkin başka hiçbir açıklama veya tanım yer almamaktadır. Oysa meydana getirilen bir eserin, kanun nazarında eser olup olmadığı, ve hukuksal korumadan yararlanıp yararlanmayacağı ancak bu tanımlama ile çözümlenebilecektir. Dar bir yorumlama yapılacak olursa, yalnızca bilgisayar aracılığı ile yapılan software ürünleri bu korumadan yararlanacak, ancak web tasarımları kapsam dışında tutulacaktır. Çünkü kanun maddesinde yalnızca bilgisayar programları ile bunların hazırlık tasarımları “eser” olarak anılmıştır. Doktrinde bazı hukukçular tarafından, maddede adı geçen “herhangi bir dil” kavramının aynı zamanda bilgisayar dili olarak ta kabul edilebileceği, ve web sitesi tasarımları bilgisayar dili kullanılarak hazırlandığından, site tasarımlarının da kanunun himayesi altında bulunduğu şeklinde yorumlar yapılmaktadır. Ancak yasa değişikliği kabul edilmeden önce, TBMM Genel Kurulu’nda yapılan görüşmelere şöyle bir göz atmak dahi, tasarıyı hazırlayanların madde metninde bilgisayar dilini kastetmediklerini anlamak için yeterli olacaktır. Kanunun gerekçesinde de bu yönde bir açıklama yer almamaktadır. Dolayısıyla metinde kastedilen dil, sadece ve sadece yazı dilidir. Günümüzde artık devletin bile neredeyse tüm kamu kurumlarıyla kendisini sanal dünyaya entegre ettiği bu çağda, henüz dos tabanlı işletim sistemleri ve programlarının kullanıldığı dönemden kalma bir yasa metniyle çağı yakalamak, elbetteki hayaldir. Öte yandan, kanun maddesinde anılan “dil” kavramını bilgisayar dili olarak kabul etsek dahi, günümüzde site tasarımları bilgisayar dillerini kullanarak html türü veya benzeri kodlar yazmak yerine, bu işlemi otomatikleştiren programlar vasıtasıyla yapıldığından, dolayısıyla artık dil kullanılmadan da site tasarlanabildiğinden, yine başladığımız yere dönmüş olmaktayız. Web sitesi tasarımlarının günlük yaşamımızda önemli bir konuma sahip olduğu, artık bilgilendirme amacının ötesinde görsel güzellik, yaratıcılık gibi kavramların da ön plana çıktığı düşünüldüğünde mutlak surette eser olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır. Peki, hazırlanan tasarımlar hak ihlallerine karşı nasıl korunacaktır? Her şeyden önce, arka planlarında program çalıştıran türden web sayfalarının kanun himayesinde olduğunu kabul etmek gerekir. Ancak yalnızca browser üzerinden görüntüleme işlevi gören tasarımlar ise bu himayenin dışında kalacaktır. Haksız rekabet veya yorum yolu ile başka kanun hükümlerinin uygulanması suretiyle hak ihlallerine karşı alınacak önlemler ise çözüm getirmek konusunda oldukça yetersiz kalacaktır. Kaldı ki, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ceza hükümleri, eser sahiplerinin haklarının ihlali durumunda uygulanmakta olup, bu anlamda web sitesi tasarımları ile ilgili hak ihlallerinde ise cezai müeyyideler de uygulanamayacaktır. Sonuç olarak net çözüm, ancak spesifik yasal düzenlemelerin yapılmasından geçmektedir. Copyright Av. Sedat Yıldız
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Web Sitesi Tasarımlarının Hukuksal Çerçevesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av. Sedat Yıldız'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
20-11-2006 - 11:04
(6366 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 4 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 3 okuyucu (75%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (25%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
5692
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 6 saat 46 dakika 51 saniye önce.
* Ortalama Günde 0,89 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 5713, Kelime Sayısı : 710, Boyut : 5,58 Kb.
* 2 kez arkadaşa gönderildi.
* 3 kez indirildi.
* 2 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 409
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,02457190 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.