Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Antalya Büyükşehir Belediyesi Reklam Ve İlan Yönetmeliği Üzerine

Yazan : İsmail Duygulu [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İLAN ve REKLAM YÖNETMELİĞİ üzerine bir incelemedir.
Yazarın Notu
ANTALYA BAROSU DERGİSİ

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
İLAN ve REKLAM YÖNETMELİĞİ
ÜZERİNE
Av. İsmail DUYGULU

Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları dahilinde reklam panolarının işletmesinin hangi firmaya verileceği tartışılırken, Büyükşehir Belediyesi’nin buna dair hazırlığının bir sene öncesinden başladığı ortaya çıkıyor. Şehrin bütün alanlarında rast gele reklam, ilan ve tanıtım panosu asılmasını önlemeye yönelik girişimde bulunan Büyükşehir Belediyesi, reklam panolarını işletecek firmayı tekel haline getiriyor. Büyükşehir Belediyesi İlan ve Reklam Yönetmeliği kent içinde, reklam panoları dışında reklam ve tanıtım yapmayı yasaklayan yönetmelik ile bez afiş asmak dahi yasaklanıyor.
TURSAB ve KİRADER tarafından eleştirilen, Antalya Büyükşehir Belediyesi İlan ve Reklam Yönetmeliği bu arada yürürlüğe girmiş bulunuyor.
Sivil toplum örgütleri, reklam, reklam veren ve tanıtımcılar ile konunun tarafları bir araya gelmeden hazırlanmış olan tartışmalı, eksik, aksak, yanlış ve çelişkilerle dolu olan Antalya Büyükşehir Belediyesi İlan ve Reklam Yönetmeliği, uygulamada ciddi bir keyfiliğe, suiistimale yol açabilecek nitelikte. Kent görünümünün, doğal, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, ilan, reklam ve tanıtıma kurban edilmemelidir. Ancak, koruma yaklaşımı, yeni sorunlara da yol açmamalıdır. Yönetmeliğin dili de Türkçe olmaktan uzak kalmıştır. Örneğin ‘lokanta ya da restoran’ yerine İngilizce ‘restaurant’ sözcüğü kullanılmıştır. Yönetmelik dil bilimcilerce de incelenmeli ve belediyeye bu konuda katkı sunmalıdırlar.
21. madde de belirtilen “genel ilkeler” altındaki kıstaslarda da çelişkili yüklemler var. Örneğin, “reklamı yapan firma”, “reklam sahibi”, “reklam koyan firma”, “reklam firması” gibi tanımlar getirilmesine rağmen, kendi içinde çelişkili tanımlar oluşmuş. 21. maddenin 5. bendinde reklam panosu, tabela ve ilanların asma, bakım ve onarımı, “reklamı yapan firma tarafından”, 6. maddede “pano kiracısı” tarafından yapılacağı, aksi halde Büyükşehir Belediyesince yapılarak tahsil edileceği müeyyidelendirilmiştir. Tanımlamalar açık değildir. Uygulamada bu durum karmaşa doğuracaktır.
Yönetmelik taraflarca masaya yatırılmalı, karşılaşılabilecek sorunlar, önceden öngörülerek giderilmelidir. Bu mümkündür.
Kim sorumlu?
21. maddede, herhangi bir “izinsizlik, bakımsızlık” hallerinde reklam firması uyarılıyor ancak, reklam sahibinden masrafların talep edileceği yazılıyor. Yani kim uyarılıyor ise ondan para talep edilmeli, ya da kimden masraf talep ediliyor ise, o uyarılmalıdır. 29. madde de ise, reklam panolarının yönetmeliğe uygun hale getirilmesi için “ilgilisi”, 7 gün süreyle yazılı olarak uyarılıyor. Bu durum da hukuki çelişki oluşmaktadır. “İlgili” kim? Yönetmelik bunu net olarak ortaya koyamıyor.
Öte yandan, Yönetmeliğin 22. maddesinde belirtilen izin verme yetkisi, sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığında iken, 16/3, son cümle de ise özel taşıtlar konusunda işyerinin bulunduğu ilgili belediyesi yetkili kılınmış. Kısmen çelişki oluşmuş ve gereksiz bürokrasi yaratılmış durumda. Belediye’nin bütün birimleri izin mercii olarak yetkilendirilmiş. Maddenin ana başlığında çelişki var. “İzin verme yetkisi” Büyükşehir Belediye Başkanı iken, “İzin Mercii” alt birim müdürlükleri olarak sayılmış.
Yönetmeliğin 27. maddesinin son fıkrasında, “Bu yönetmelik hükümlerine aykırı veya izinsiz konan ilan, reklam ve tanıtım elemanları Büyükşehir Belediyesi Zabıta elemanlarınca kaldırılır.” ve ayrıca 28. maddenin 1. fıkrasında “Bu yönetmelik Hükümlerine aykırı veya izinsiz konan ilan, reklam ve tanıtım elemanları; … Büyükşehir Belediyesince kaldırılır.” denilmiş ve yine geçici madde 1’de de, “Daha önce bu yönetmeliğe aykırı olarak konulan reklam levhaları ve panoları yönetmeliğin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde Büyükşehir Belediyesince kaldırılır.” denilerek, lüzumsuz bir tekrar yaratılmıştır.
Ayrımcılık
Kaldırım ve yol üstü ticari tanıtım tabelası bütün işyerlerine yasaklanıyor. Ama “şehrimizde son zamanlarda hızla yaygınlaşan” denilerek, “hem bir suç ikrarı” yapılıyor, hem de “ayrıcalık” yaratılıyor, “akaryakıt istasyonları, oto servisleri ile süper marketler, hipermarketler, grosmarketler, showroomların vb.’lerin imar mevzuatı çerçevesinde kendi imarlı alanları içerisinde peyzaj mimaride, yerleri ve şekilleri belirlenmiş logo veya alameti farikalarının şehircilik, estetik ve trafik açısından mahsur teşkil etmemeleri koşulu ile takılmasına izin verilir.” deniliyor. Vay bakkalların haline!
Elektrik direkleri
Yönetmeliğin 14. maddesine göre, elektrik direkleri reklam amaçlı kullanılamayacak. Neden? Yani sokak aralarında o kadar elektrik direği olacak, üstelik bunlar gri renkte olduğu için, araçlar için sürekli tehlike oluşturacak ve bunların üzerine reklam ve tanıtım yapılması suretiyle değerlendirilmesi engellenecek. Neden? Oysa direkler TEDAŞ tarafından bakım ve gözetimi yapılan ve mülkiyeti bu kuruma ait olan mallar olup, belediye ile TEDAŞ ortak bir proje geliştirebilirdi. Buna ne gibi bir engel var? Elektrik direkleri de bir kent mobilyası olarak tasarlanamaz mı? Bunu da tartışmak gerekir.
Özel mülkiyete yasak
Özel mülkiyete nasıl yasak getirilir? Yönetmelik ise getiriyor. 16. madde de, “Özel araçlar, Büyükşehir Belediyesinden izin alınmak suretiyle reklam aracı olarak kullanılabilir. İzin verilirken aracın mülkiyeti veya reklamı yapılacak ürün ve firma ile hukuki veya fiili ilişkisi esas alınır.” deniliyor. Yani özel aracınıza canınızın istediğini takamayacaksınız. Ama durun, burada bir çelişki var. 16 maddenin hemen 3. fıkrasının son cümlesinde, “özel taşıtlar üzerindeki ilan ve reklam için işyerinin bulunduğu ilgili Belediyesinden izin alınacaktır.” deniliyor. Oysa yukarıda, 1. fıkrada ise Büyükşehir Belediyesi’nden izin almadan reklam aracı olarak kullanılamayacağı ifade ediliyor. Yine bu maddede ticari taksilerle ilgili herhangi bir düzenleme getirilmemiştir. Oysa uygulamada ticari taksiler, tır ve transfer araçları ile trenler, Dünya’nın her yerinde reklam ve tanıtım amaçlı olarak kullanılabilmektedir.
Yüksek katlarda okuma sorunu
Yönetmeliğin 7. maddesinin, 7 nolu fıkrasında, “Zemin üstü katlardaki konut dışı kullanımlarda ön cephede proje müellifinin bulunmadığı durumlarda Büyükşehir Belediyesinin izni alınarak 0.50x0.70 m. Boyutlarında tanıtım levhası konulabilir. Ticari kullanımın birden fazla olduğu hallerde levhaların yatay ve dikey çizgilerinde boyutlarında düzenlemede ve malzemede bütünlük bulunması zorunludur.” Şeklinde bir sınırlama getirilerek, 1. kattan daha yüksek katlara doğru çıktıkça, bu orandaki bir panoya yazılacak yazının hedef kitlesi tarafından nasıl okunacağı, merak konusudur. Yine aynı şekilde, birden fazla şirketin acenteliğini, mümessilliğini üstlenmiş olan herhangi bir ticari şirket için karşılaşılabilecek tanıtım zorluğunu da çözmek gerekir.
Kiracılar ne yapacak?
İlan, Reklam ve Tanıtım elemanlarını asmak ve dikmek için Büyükşehir Belediyesi’ne yapılacak başvuruda, dilekçeye ek olarak, adresi belirten kroki, metin yazısı, vaziyet planı, proje isteniyor. Ancak ek olarak sigorta poliçesi ile arsa veya bina sahibinden izin alındığına dair belge de isteniyor.
Bu arada sigorta şirketleri, asılacak veya konulacak levha veya panonun düşmesi, kopması sonucu doğabilecek zararlar için üçüncü şahısların ve eşyaların sigortalanmasına dair risklere teminat veriyor mu? Uygulamada ne gibi sonuçlar alınabilecek?
Aynı zamanda, “arsa veya bina sahibinden izin” unsuru karşısında, bir yerde kiracı olarak bulunan kimseler, ek olarak ve ayrıca yeniden arsa ya da bina sahiplerinden izin almak zorunda bırakılıyor. Bu maddeye, “izin ya da kiracı olunduğunu gösteren bir belge” denilerek, durum kiracılar lehine yumuşatılabilirdi. Şimdi buna göre, bütün kiracılar ellerindeki kontratlarına ek olarak apartman ya da işhanı yönetimlerinden ya da bağımsız bölüm maliklerinden ayrıca izin almakla karşı karşıya kalabilecekler.
O halde kiracılar, kiralama yaparken, reklam ve tanıtım panosuna dair izni de önceden almayı unutmayacaklar.
Kaleiçi’nin hali
Kaleiçi esnafına açıkça yasak getirilmiş durumdadır. Bu yasak tarihi değerlerin korunması amaçlı olarak konulmuş ama, yasak karşısında oluşan mağduriyetin nasıl giderileceğine dair ise çözüm üretilmemiş. 21. maddenin 10. bendinde, “Koruma amaçlı bölgeler ve sit alanlarına reklam panoları konulamaz. Konulacak tanıtıcı levhaların ebat ve niteliğinde kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu kararları doğrultusunda görüş alınarak izin verilecektir.” deniliyor. Kaleiçi’nin hali ortada. Koruma amacı, yıkıma, harabe görünüme, yangına yol açmaktadır. Başka bir yol bulunmalıdır. Kaleiçi esnafı, getirilen yasağa yeni bir çözüm bulmalı, giriş-çıkış yerlerine plan ve tanıtıcı ortak levha koyma yoluna bakmalıdır.
Yasaklar ve acenteler
Reklam ve ticari tanıtım levhaları ve ilanlarda genel mevzuat ve belirli merciler tarafından belirlenmiş kıstaslar dışında zaten hareket edilmesi mümkün değilken, yani başka bir kural tarafından yasak olan bir hususu, yönetmelik tarafından da tekraren yasak edilmesi, yasakçı zihniyet ve yaklaşımın bir yansımasını oluşturmuş. Yönetmeliğin 21. maddesinin 2. fıkrası buna açık bir örnek oluşturuyor: “Yönetmelikte belirtilen reklam ve ticari tanıtım levhaları ve ilanlar yürürlükteki mevzuata göre getirilen kısıtlamalar ile Hükümet, Bakanlıklar veya Milli Güvenlik ve genel ahlak yönünden konulan ilke ve uygulamalara uymak zorundadır.”
21. maddenin 16. bendinde, “Bez afişleri asmak yasaktır.” denilerek, ilk kez bez afişlere ciddi bir yasak getiriliyor. Asılması halinde zabıta tarafından kaldırılacak ve cezai işlem uygulanacak. Yani eskiden Büyükşehir itfaiye ekipleri tarafından yapılan bez afiş asma uygulaması sona erdiriliyor ve kısa dönemli duyurular dahi yapılamayacak hale getiriliyor.
Sıkı durun, 21. maddenin son bendi olan 18. bend de, “bir reklam levhasında, birden fazla ticari unvan veya logo kullanılamaz.” deniliyor. Kime ne zararı var? Büyükşehir Belediyesi, bundan ne gibi bir kamu yararı görmüş ki, bir reklam levhasında birden fazla ticari unvan veya logo kullanılmasını yasaklıyor? Birden fazla şirketin acentesi, distribütörü, bayisi ne yapacak. Sponsorlu organizasyonlarda, bu yasak karşısında ne yapacağız?
Renklerin dili
Yönetmeliğin 6. maddesi/e fıkrasında da, Türkiye’nin renklere karşı hassasiyeti korunmaya çalışılmış, trafik işaretleri bahane edilerek, “Yol kenarlarında yer alan sabit reklam asma panolarında yanıp sönen ışıklar kullanılamaz. Kırmızı, sarı ve yeşil ışıklarla veya bu renkteki ışık yansıtıcı cisimlerle düzenleme yapılamaz.” denilmek suretiyle, kırmızı, sarı ve yeşil renk cezalandırılmıştır.
Yönetmeliğin 8. maddesinde, toplu ticari tanıtım tabelalarının sadece bina girişindeki dış cephede yer alabileceği, bunun dışında ise bina dışına tanıtım tabelası konulamayacağına dair sınırlama getirilmiş oluyor. Yanı sıra, tanıtım tabelalarının renk kodları da, hangi kıstasa göre belirlenmiş anlaşılmamaktadır. Yani kat numaraları “zemin pantone mavi, yazılar beyaz”; resmi kurumlar, “zemin pantone kırmızı, yazılar beyaz”; sağlık işyerleri “zemin beyaz, yazı siyah ve kırmızı”; diğer iş yerleri “zemin pantoni –diğer yerlerde pantone de, neden burada pantoni?- açık mavi, yazılar siyah” olacakmış.
Renkler neden böyle olmalı?
Belediye başkanının sevgili eşleri böyle mi uygun görüyorlar? Ya da kendileri bu renklerden mi hoşlanıyorlar?
Yakın bir zamanda, Büyükşehir Belediyesi oturacak, esnafa, ticaret sahiplerine “pano cezaları” kesmeye başlayacak. Belediye şimdiden “İlan ve Reklam Yönetmeliği”ni, ATSO aracılığı ile dağıtmaya, ticaret sahiplerini uyarmaya başladı bile. Büyükşehir Belediyesi, “Reklam ve ilan panonu indir, değilse indirir, ceza keserim, kaldırır masrafını yüzde 20 fazlası ile alırım!” diyor.
İlan ve reklam vergisinde yaratılan olağanüstü artışlar da cabası.
Sıkı durun!

Antalya, 26.05.2005
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Antalya Büyükşehir Belediyesi Reklam Ve İlan Yönetmeliği Üzerine" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı İsmail Duygulu'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
31-10-2006 - 03:24
(6384 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 5 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 3 okuyucu (60%) makaleyi yararlı bulurken, 2 okuyucu (40%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
12812
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 gün 7 saat 31 dakika 2 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,01 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 11840, Kelime Sayısı : 1468, Boyut : 11,56 Kb.
* 16 kez yazdırıldı.
* 9 kez indirildi.
* 5 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 390
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,02197504 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.