Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Yolsuzlukla Mücadele

Yazan : Abbas Bilgili [Yazarla İletişim]

Yazarın Notu
Makale Şubat 2001 tarihlidir.

Çok kısa ve sade bir tanımla “kamu görevinin özel çıkar için kullanılması” olarak tanımlanan yolsuzluk, sadece günümüzün değil, tarih boyunca bütün toplumların hastalığı olmuştur.
Ancak, bu hastalığa bazı toplumlarda ya da tarihin belli zamanlarında daha az rastlanırken, şu anda ülkemizde olduğu gibi bazı toplumlarda daha çok rastlanmaktadır. Bunun nedeni yolsuzluğu doğuran nedenlerin ve uygun şartların varlığıdır.

Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve yetersiz gelir seviyesi, geçiş dönemi, iç ve dış savaş, toplumsal yozlaşma, çıkar hırsının öne çıkması, kapalı ve/veya diktatoryal rejim, istikrarsız yönetim gibi daha bir çok unsur yolsuzluğun nedenleri arasında sayılabilir. Ünlü düşünür İbni Haldun’a göre (M.S. 1332-1406) yöneticiler lüks yaşama maliyetini karşılamak için yolsuzluğa başvururlar.

Bu problemleri aşmış olan gelişmiş ülkelerde yolsuzluk, büyük ölçüde azalmakla beraber, bu defa ülkelerarası yolsuzluk başlamıştır. Gelişmiş ülkelerin uluslararası şirketleri bu defa ürettikleri malları satabilmek veya ihale alabilmek için az gelişmiş ülkelerin yöneticilerine rüşvet vermeye başlamışlardır. Ülkelerinin kaynaklarını sömüren bu az gelişmiş ülke diktatörleri, kendileri için tehlike ortamı doğduğunda kendilerine rüşvet veren Batı ülkelerine kaçarlar.

Bu tespitimiz ve tarihi gerçekler yolsuzluğun tamamen yok edilemeyeceğini, ancak azaltılabileceğini göstermektedir. Yöneten ve yönetilenin olmadığı, ekonomik anlamda insanların eşit olduğu bir toplumda yolsuzluğun olmayacağını savunanlar varsa da, böyle bir düşünce tamamen ütopik olup, böyle bir toplum varsayılsa bile yine de yolsuzluk olurdu, çünkü insanların iç dünyaları, özlemleri, istekleri, beklentileri, hırsları farklıdır.

Ne yazık ki, ülkemizde de saydığımız nedenlerden ötürü, yolsuzluk oldukça artmış ve “sistemden meşru gelir elde edemeyenlerin örgütü” olan mafyalaşmaya kadar uzanmıştır. Türkiye deki yolsuzluğun dünyadaki konumu ve toplumumuzdaki yaygınlığını belirtmek için iki tespitten bahsetmek istiyorum.

Transparency International ( Uluslararası Şeffaflık) isimli örgütün her sene açıkladığı Dünya Yolsuzluk Algılamaları Endeksi’nde, yolsuzluğun en azdan en çoğa doğru sıralandığı ülkeler arasında Türkiye, 1995’ te 28., 1996’ da 33., 1997’ de 38. ve 1998’ de ise 84 ülke arasında 10 puan üzerinden 3,4 puanla 54. sırdadır. Bu olumsuzluk giderek artmaktadır.

Bir başka araştırma olan İzmir Ticaret Odası’nın bir çalışmasında, “iş takibi sırasında yasal bedelin dışında bir ödeme yaptınız mı” sorusuna deneklerin %47’sinin “evet” cevabı verdikleri görülmektedir ki, kanımızca bu oran daha da yüksektir.

Konu ile ilgili araştırmalar, yolsuzluğu bir sistem sorunu olarak ele alıp, insan unsurunu ve ahlaki boyutu ihmal etmektedirler.

Yolsuzluğun sistemle çok yakın ilgisi olduğu şüphesiz olmakla birlikte, ahlaki boyut ihmal edilmektedir. Bu gerçeği, Çin’li büyük reformcu Wang An Shih (M. S. 1020-1086) ; yolsuzluğun iki temel kaynağı olduğunu, bunları da 1.”kötü kanun”, 2. “kötü insan” şeklinde belirtmiştir.

Kötü kanun yani kötü sistemin mutlaka değiştirilmesi lazım. Mevcut idari, hukuki ve siyasi düzenlemeler yolsuzluğu teşvik eder mahiyettedir.

Bu sistemle yolsuzlukla mücadele edilmesi oldukça güçtür. Pislikleri halının altına süpürmekle pislik temizlenmez.

Yunan mitolojisinde anlatılan bir olay bu açıdan ilginçtir. Kral Augyas’ın üç bin sığırı varmış ve otuz yıldır temizlik yüzü görmeyen bu sığırlara ait ahırları temizleme görevi Herakles’e (Herkül) verilmiş. Herakles bu işi yaparken pisliğin taşımakla bitmeyeceğini anlayınca, gücünün yanında aklını da kullanarak, Alpheus Nehri’nin yatağını değiştirerek ahırların içinden geçmesini sağlayıp, pisliği temizleyebilmiş.

Bizim mevcut sistemimiz bu temizliği yapmaya müsait değildir. Demokrasi, şeffaflık ve toplumsal tepki, sistemi temizlemek için çok önemlidir ama üçü de ülkemizde yeterli seviyede değildir.

Kuvvetler ayrılığı işlememektedir. Bizim mecliste hükümetin istemediği yasalar çıkmaz, istediği yasalar çıkar. Bu da gösteriyor ki; yasama (meclis) yürütmenin (hükümetin) güdümündedir. Oysa çok önemli hukuki düzenlemelerin yapılması gerekir.

Bağımsız yargı, etkin ve kısa süren yargılama, cezaların caydırıcılığı, ihtisas mahkemeleri, mal bildirimi, ihale mevzuatı, bilirkişilik kurumu, zamanaşımı, teşvik mevzuatı, devlet memurları ve memurun yargılanması mevzuatı, mevzuatın sadeleştirilerek bürokratik işlemlerin azaltılması, bağımsız denetim, dokunulmazlık gibi konular el atılması gereken ve ilk akla gelen konulardır.

İşlemlerin şeffaf hale getirilmesi gerekir. Romada’daki ünlü bir kilisenin çevresinde geceleri fuhuş yapılırken, kolluk güçleri ve baskınlar bunu önlemeye yetmiyordu. Ferri, belediyeye o yöreyi aydınlatmalarını söyledi. Çevre aydınlatılınca fuhuş orada bitti. Çünkü insanlar suç oluşturan eylemi aydınlıkta yapmazlar. Bu nedenle idari, bürokratik ve hukuki bir çok işlemin şeffaf hale getirilmesi gerekir.

Ne yazık ki, toplum olarak da görevimizi tam olarak yapmıyoruz. Yolsuzluk olaylarına yeterli tepki gösterilmiyor. Toplum, biraz da devletin kurumlarına olan güvenini yitirmesinden dolayı mücadele ruhunu kaybetmek üzere. Yolsuzluğu ayyuka çıkmış adamları bu toplum meclise gönderebiliyor. Kurumlara olan güven sağlanmalıdır. Aksi taktirse, boşvermişlik içerisinde herkes kendini mevcut çarka kaptıracak ve zamanla toplum içerisinde masum insan bulmakta zorluk çekilecektir.

Buraya kadar daha çok sistemle ilgili görüşlerimize yer verdik. Yolsuzlukları önlemede insan unsurunun ne kadar önemli olduğu göz ardı edilmemelidir.

Atatürk’ün şu sözü hiç unutulmamalıdır; “Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki, sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki asli cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalınmasın (Nutuk, C. 2, Sh. 203).”

Sonuç olarak; yolsuzluğu önlemek için “pislikleri halının altına süpürme” yönteminin bırakılarak, pisliği temizlemek için gerekiyorsa nehir yataklarının değiştirilmesi ve Atatürk’ün dediği gibi, başa getirdiğimiz adamların kanındaki ve vicdanındaki cevheri iyi tahlil etmemiz gerekecek.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Yolsuzlukla Mücadele" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Abbas Bilgili'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
17-04-2004 - 22:33
(7312 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 14 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 8 okuyucu (57%) makaleyi yararlı bulurken, 6 okuyucu (43%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
6714
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 2 gün 4 saat 37 dakika 38 saniye önce.
* Ortalama Günde 0,92 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 6349, Kelime Sayısı : 752, Boyut : 6,20 Kb.
* 39 kez yazdırıldı.
* 41 kez indirildi.
* 5 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 27
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,02790189 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.