Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İdarenin Kamu Görevlisine Uyarı Ve Kınama Cezası Yanı Sıra Naklen Atama Cezası Uygulamasının Kanun Ve Yargı Kararları Karşısındaki Durumu

Yazan : Çağatay Güven [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
İdarenin takdir yetkisinde olan Naklen Atama Yetkisinin, kamu görevlisi aleyhine tamamen ceza-i , hukuki dayanaktan yoksun ve Anayasa ile koruma altına alınmış “Aile Birliği” ilkesine aykırı ve en önemlisi de kamu görevlisinin kadro derecesi gözetilmeksizin daha alt derecede bir kadroya atanması şeklinde tesis edilen “Naklen Atama Cezası”nın yasal mevzuat ve yerleşik içtihatlar çerçevesinde bir çok yönden hukuka aykırılığı.

İDARENİN KAMU GÖREVLİSİNE
UYARI VE KINAMA CEZASI
YANI SIRA
NAKLEN ATAMA CEZASI UYGULAMASININ
KANUN VE YARGI KARARLARI KARŞISINDAKİ DURUMU


Anayasa ile temellendirilmiş kanunlar çerçevesinde, kanunkoyucu tarafından düzenleme altına alınmış ve İdareye tanınmış olan kamu görevlilerinin görev yerlerini değiştirme yetkisine; “Naklen Atama Yetkisi” denilmekte ise de;

Uygulamada, kamu görevlilerinin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125’nci maddesi uyarınca düzenleme altına alınan yasak fiil ve davranışları işlediklerinin disiplin soruşturma memurlarınca (Müfettişlerce) tespit edilmiş olması halinde haklarında; “Uyarma, Kınama, Aylıktan Kesme, Kademe İlerlemesinin Durdurulması veya Devlet Memurluğu’ndan Çıkarma” cezalarının kamu görevlisi aleyhine tesis edilmesi gerekirken;

Tesis edilen disiplin cezası yanı sıra 657 Sayılı Kanun’nda düzenlenerek İdarenin takdirinde olan Naklen Atama Yetkisi, kamu görevlisi aleyhine tamamen ceza-i , hukuki dayanaktan yoksun ve Anayasa ile koruma altına alınmış “Aile Birliği” ilkesine aykırı ve en önemlisi kamu görevlisinin kadro derecesi gözetilmeksizin daha alt derecede bir kadroya atanması şeklinde “Naklen Atama Cezası” olarak tesis edilmektedir.

Bu yazımızda; İdarenin, kamu görevlisi aleyhine tesis etmekte olduğu “Naklen Atama Cezasının” 657 Sayılı Kanun ve Yargı kararları çerçevesinde hukuki mahiyeti üzerinde durulacaktır.

A-) İDARE TARAFINDAN KADRO DERECESİ GÖZETİLMEKSİZİN NAKLEN ATAMA CEZASI UYGULANMASI

Uygulamada İdare tarafından aleyhine disiplin cezası tesis edilmiş olan kamu görevlileri hakkında “Naklen Atama Cezası” tesis edilirken 657 Sayılı DMK’nun 76’ncı maddesi dayanak alınmakta ve bu suretle örnek olarak “1/1 1320+2200 kadro derecesi ile X İli İlçe müdürü görevini icra etmekte olan kamu görevlisinin 3/2 1065+2200 kadro derecesi ile Y İli mühendislik görevine” naklen atama cezası tesis edilmektedir.

Ancak; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 45’nci maddesinin 1’nci fıkrasında; “hiçbir memurun sınıfının dışında ve sınıfının içindeki derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılamayacağı” hükmü ve,

76’ncı maddesinde; “Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler. Memurlar istekleri ile, kurumla-rında kazanılmış hak derecelerinin en çok üç derece altında aynı veya başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler. Aşağı dereceye atananların 68 inci maddede yazılı süre kaydı aranmaksızın eski derecelerine tekrar atanmaları mümkündür.” hükmü ile,

Kanun koyucu tarafından; devlet memurlarının bu-lundukları kadro derecelerine eşit kadrolara atanmaları öngörülmüş ve naklen atama sırasında memurların kadro derecelerinin korunması amaçlanmıştır.

Keza, Danıştay’ımızın yerleşik içtihatları da; “657 Sayılı DMK’nun 45’nci ve 76’nci maddelerinin birlikte değerlendirilmesinde memurların naklen atamalarının kadro ve derecelerine uygun olarak yapılmasının gerektiği” yönündedir.

Nitekim, Danıştay 5. Dairesi’nin 22.02.2010 gün ve 2010/850 sayılı kararında; “Kazanılmış hak aylık derecesi 1/4 olan ve 1. dereceli ilçe müftülüğü kadrosunda görev yapan davacının, dava konusu işlemle 1. derecenin 4. Kade-mesinden aylık almak üzere 2. dereceli il müftü yardımcılığı kadrosuna atandığı anlaşılmış-tır. Davacının soruşturma sonucunda saptanan hususlar göz önünde tutularak naklen atan-masında hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte; 657 Sayılı Yasa'nın 76’ncı maddesi ilgilile-rin bulundukları kadro derecelerine eşit kadrolara atanmalarını öngörmüş olup, bu düzen-lemeyle naklen atama sırasında memurların kadro derecelerinin korunmasının amaçlandığı açık olduğundan, 1. dereceli ilçe müftülüğü kadrosunda görev yapan davacının bulunduğu kadro derecesi gözetilmeksizin 2. derece il müftü yardımcılığı kadrosuna atanmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık ve davanın reddi yolundaki idare Mahkemesi kararında da hukuki isabet görülmemiştir.” denilmek sureti ile koyucunun 657 Sayılı Kanun’un 76’ncı maddesinde düzenleme altına alınan iradesine açıklık getirilmiştir.

Yukarıda yer vermiş olduğumuz kanun maddeleri, Danıştay’ımızın yerleşik içtihatları ve Anayasa’mızın 49’ncu maddesi ışığında; İdare tarafından kamu görevlisi aleyhine “Naklen Atama Cezası” tesis edildiğinde mutlaka kadro derecesi gözetilmesi gerekmekte; aksine idari işlemlerin Yasal Mevzuat ve Danıştay’ımızın yerleşik içtihatlarına açıkça aykırılık teşkil ettiği görülmektedir.

B) DİSİPLİN SORUŞTURMA RAPORU İLE İDARENİN NAKLEN ATAMA CEZASININ BAĞDAŞMAMASI

İdare tarafından kamu görevlisi aleyhine 657 Sayılı DMK’nun 125’nci maddesi uyarınca disiplin cezası tesis edilmeden önce; idarenin disiplin soruşturma memuru (müfettiş) tarafından; kamu görevlisinin 657 Sayılı Kanun’da düzenleme altına alınan yasak fiil ve davranışları ile bu yasak fiil ve davranışların kanundaki cezai yaptırım karşılıklarını içeren detaylı soruşturma raporu düzenlenmesi gerekmektedir.

Bu gerekliliğe rağmen; İdare, kamu görevlisi hakkında düzenlenmiş olan soruşturma raporunda yer alan tespit ve değerlendirmeleri ve bu tespit ve değerlendirmelerin dayanağı olan kanun düzenlemelerini hiçe sayarak, keyfi olarak kendisine tanınmış olan naklen atama yetkisini, aleyhine disiplin cezası tesis edilmiş olan kamu görevlisi aleyhine tesis etmek sureti ile naklen atama yetkisini “Naklen Atama Cezası”na dönüştürmektedir.

İlaveten; her ne kadar kamu görevlisi aleyhinde düzenlenmiş olan disiplin soruşturma raporunda tespit ve değerlendirmeler bulunmakta ise de; Kanun koyucu, bu tespit ve değerlendirmelerin “Somut ve Kesin” olması gerektiği şeklindeki yasal düzenlemesi çerçevesinde; İdarenin, disiplin soruşturma raporunda yer alan tespit ve değerlendirmeler üzerinde detaylı bir inceleme yaparak, kamu görevlisi karşısındaki kamu gücünü Anayasa, yasal mevzuat ve genel ahlak kuralları çerçevesinde değerlendirmesi gerekmekte iken, hiçbir araştırma ve inceleme yapmaksızın disiplin ve soruşturma raporunu esas alarak kamu görevlisi aleyhine disiplin cezası ve naklen atama cezası tesis etmektedir.

Nitekim Danıştay 2. Daresi’nin 12.05.2005 gün ve 2005/1657 sayılı kararında; “657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun’un "Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi" başlıklı 76’ncı maddesinde kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri öngörülmüştür. Anılan maddeyle idarelere kamu görevlilerinin naklen atanmaları konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de, bu yetkinin kullanımı kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olup, bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir. Bu durumda, davacının köyün ve ilçenin huzuru için ne gibi sakıncalar yaratacağı hususunun somut olarak ortaya konulamadığı, faaliyette bulun-duğu şeklindeki duyumların hukuki değerinin olmadığı ve bu şekliyle içeriği itibariyle hukuki bir delil olarak kullanılması mümkün olmayan doğruluğu kanıtlanmamış istih-bari bilgilere dayanılarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” şeklinde olup bu konudaki iddialarımızı doğrular niteliktedir.

Netice itibari ile; İdarenin, kamu görevlisi aleyhine tesis ettiği disiplin cezası ile naklen atama cezasının somut , kesin ve hukuki dayanağının bulunduğunu, kanun koyucu tarafından kendisine tanınan kamu gücü çerçevesinde değerlendirmesi ve tespit etmesi gerekmekte iken uygulamada aksi yönde gerçekleşen idari işlemlerin hukuka aykırı olduğu açıkça görülmektedir.

C) Anayasamız, 657 Sayılı Kanun Ve İdare Personelinin Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik Uyarınca Aile Birliğinin Korunması İlke Olarak Benimsenmiş İken İdarenin Kamu Görevlisinin Eş Ve Çocuklarının Durumu Gözetilmeksizin Naklen Atama Cezası Tesis Etmesi Hukuka Aykırılık Teşkil Etmektedir.
Anayasamızın 41’nci maddesinde; aile birliğinin korunması, devletin korumakla görevli olduğu sosyal haklar arasında sayıla-rak düzenleme altına alınmış,

657 Sayılı DMK’nun 72’nci maddesinin 2’nci fıkrasında; “Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşin de isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74 ve 76’ncı maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır. Yer değiştirme suretiyle atanmaya tabi memurun atandığı yerde eşinin atanacağı teşkilatın bulunmaması ya da teşkilatı olmakla birlikte niteliğine uygun münhal bir görev bulunmaması ve ilgilinin de talebi halinde, bu personele eşinin görev süresi ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki şartlarda izin verilebilir.” hükmü ile Devlet memurlarının yer değiştirme suretiyle atanmalarına ilişkin yönetmelikte; Aile Birliğinin Korunması ilke olarak benimsenmiştir.

Nitekim, Danıştay 5. Dairesi’nin 07.12.2005 gün ve 2005/5834 sayılı kararında; “Anayasa'nın ve 657 Sayılı Yasa'nın söz konusu düzenlemelerine göre, farklı kurumlarda çalışan eşlerden birinin hizmet gereği başka bir yere naklen atanması halinde diğer eşin çalıştığı kurumla gerekli koordinasyonun sağlanması ve bu eşin de isteği halinde aynı yere naklinin yapılması idare için bir yükümlülüktür. Ancak, memurun atandığı yerde eşinin atanacağı teşkilat yoksa ya da teşkilat olmakla birlikte niteliğine uygun boş bir kadro bulunmamakta ise, eşe belirli koşullarda izin isteme hakkı tanınmıştır. Dava konusu işlemle davacının yer ve görev değişikliği sureti ile atanmasında hukuka aykırılık bulunmamakta ise de, davacının eşinin Sürmene Halk Eğitim Merkezinde memur olarak görev yaptığı göz önünde bulundurularak dava konusu işlem kurulurken eşinin kurumuyla eşgüdüm sağlanarak aile birliğinin sağlanması açısından eşlerin birlikte aynı yere atanmaları için gerekli girişimde bulunulmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk görülmemiştir.” hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıdaki yasal mevzuat ve Danıştay kararı çerçevesinde; örnek olarak kamu görelisinin eşi ve çocuğu ile X İlçesi’nde hayatlarını düzen içerisinde yaşamakta ve Anayasa’mız, 657 Sayılı DMK’nu ile İdarenin personelinin yer değiştirme suretiyle atanmalarına ilişkin yönetmelikte “Aile Birliğinin Korunması” ilke olarak benimsenmiş ve kanun koyucu tarafından bu sosyal hak, devletin gözetmesi gereken bir yükümlülük olarak idareye yüklenmiş olmasına karşın;

İdare tarafından tesis edilen naklen atama cezası işlemi ile kamu görevlisinin X İlçe Müdürlüğü emrinde müdürlük görevinden Y Valiliği emrinde daha düşük bir kadro olan mühendislik görevine naklen atanmasında kamu görevlisinin aile birliğinin gözetilmemesi, eşine naklen atama ile ilgili olarak isteğinin sorulmaması ve bu konuda kamu görevlisinin eşinin çalıştığı kurumla koordinasyon sağlanmamasının açıkça kamu görevlisinin aile birliğini zedeler nitelikte hukuka aykırı olduğu açıkça görülmektedir.

Netice itibari ile; yukarıda üç ayrı başlık altında 657 Sayılı Kanun’nda düzenlenerek İdarenin takdir yetkisinde olan Naklen Atama Yetkisi, kamu görevlisi aleyhine tamamen ceza-i , hukuki dayanaktan yoksun ve Anayasa ile koruma altına alınmış “Aile Birliği” ilkesine aykırı ve en önemlisi kamu görevlisinin kadro derecesi gözetilmeksizin daha alt derecede bir kadroya atanması şekline dönüşen “Naklen Atama Cezası”nın yasal mevzuat ve yerleşik içtihatlar çerçevesinde bir çok yönden hukuka aykırı olduğu kanaatindeyim.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İdarenin Kamu Görevlisine Uyarı Ve Kınama Cezası Yanı Sıra Naklen Atama Cezası Uygulamasının Kanun Ve Yargı Kararları Karşısındaki Durumu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Çağatay Güven'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
08-09-2015 - 13:28
(3149 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
8139
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 3 saat 51 dakika 58 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,58 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 11911, Kelime Sayısı : 1414, Boyut : 11,63 Kb.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1857
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03317189 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.