Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Cevap Ve Düzeltme Hakkı

Yazan : Av. Merve Gürkan [Yazarla İletişim]
Avukat

Yazarın Notu
İstanbul Barosu Dergisi 2014/2 Mart-Nisan sayısı sf. 144-160

CEVAP VE DÜZELTME HAKKI


I. GİRİŞ


Kısaca bilgi edinme ve yayma özgürlüğü olarak tanımlayabileceğimiz basın özgürlüğünün1 amacı toplumun gerçeğe ulaşmasını sağlamaktır. Basın bilinmeyenleri araştırıp ortaya çıkararak tartışmalar açarak halkı aydınlatmaya çalışır. Ancak kimi zaman basın, haber verirken, tartışırken ve eleştirirken, kişinin toplum içindeki saygınlığını ve kişiliğini serbestçe geliştirmesine yardımcı olan haklarını (örneğin kişinin adı, resmi, vücut bütünlüğü üzerindeki hakları gibi) ihlal edebilir. Bu ihlalden hızla gelişen bilim ve teknolojiye paralel olarak ortaya çıkan modern kitle iletişim araçları yoluyla yapılan yayınlar aracılığı ile daha geniş kitleler haberdar olabilir ve söz konusu kişilik hakkı daha ciddi zararlar görebilir. Bu nedenle bireyin korunması başka bir deyişle silahların eşitliğinin sağlanabilmesi için, cevap ve düzeltme hakkı büyük önem taşımaktadır.

II. KAVRAM

Cevap ve düzeltme hakkı; kişi ve kuruluşların, kendileri ile ilgili yayınlar konusunda, aynı araçtan yararlanarak düşüncelerini açıklama, kendilerini savunma ve böylece yanlış beyanları düzeltme imkânı veren temel bir haktır.2 Söz konusu yayın yasalarda bir suç ya da haksız fiil olarak tanınması dahi, cevap ve düzeltme hakkı yoluyla etkin ve hızlı bir şekilde yayın sonucu ortaya çıkmış yanlış anlaşılmalar ve kötü sonuçlar ortadan kaldırılabilir. Zaten cevap ve düzeltme hakkının mantığı da diğer yollara nazaran daha hızlı ve etkin bir biçimde çözüm üretmesinde yatmaktadır. Ayrıca cevap ve düzeltme hakkının kullanılması, söz konusu yayına karşı diğer hukuki yollara başvuru imkânını ortadan kaldırmaz.3

İletişim özgürlüğünün kötüye kullanılmasını önlemek, kamusal iletişim görevinin amaca uygun kullanılmasını sağlamak amacıyla öngörülen koruma yollarından biri olan cevap ve düzeltme hakkı hem bir hakkı hem de bir yükümlülüğü kapsar. Kendisi hakkında, kanunun belirttiği şekilde yayında bulunulan kişi, bu yayına cevap vermek ve yanlış beyanları düzeltmek yetkisine sahiptir. Yayında bulunan organ ise, verilen cevabı yahut yapılan düzeltmeyi yayımlamakla yükümlüdür.4

Hukukumuzda cevap hakkı, düzeltme hakkı ve tekzip aynı kavramlar olarak kullanılmaktadır. Oysa bu kavramlar birbirlerinden farklı anlamlar içermektedir. Karşılaştırmalı hukukta da bu kavramlar birbirlerinden farklı şeyleri ifade etmektedirler. Tekzip5; ilgilinin açıklaması değil, tam tersine, yayımlanmış olan açıklamanın gerçek dışı olduğu hakkında yayımlayanın açıklamasıdır. Burada ilgili kişi, yayımlayanı mahkeme kararı yardımıyla açıklamanın gerçek dışı olduğunu kabule zorlayabilmek için, önce ilk haberin yanlışlığını ispat etmek zorundadır. Cevap ve düzeltme hakkı için, ilk haberin gerçek dışı olduğunun kanıtlanması gerekmez. Bu hak sadece ilk haberin gerçek dışı olmasıyla sınırlı olarak da tanınmış değildir.6 Cevap hakkı, kişinin, hakkındaki yayına karşılık vermesi demektir. Düzeltme hakkı ise, kişinin, kendisi hakkındaki gerçeğe aykırı, yalan açıklamaların doğrusunu, gerçeğe uygun olanını yayımlatma hakkıdır.7

III. HUKUKİ NİTELİĞİ

Cevap ve düzeltme hakkının hukuki niteliği doktrinde tartışmalıdır. Bu hakkın kamunun doğru bilgi alma hususundaki bilgilenme hakkını gerçekleştirmesi nedeniyle, eskiden kamu hukukuna ait bir kavram olduğu düşünülmekteydi. Daha sonra bu görüş karma görüş olarak adlandırılan, cevap ve düzeltme hakkını kamu hukukuna ait olarak görmekle birlikte, özel hukuka ilişkin bir talep olarak da kabul gören görüşün taraftar bulması sonucunda etkisini yitirmiştir. Bu görüşe göre cevap ve düzeltme hakkı, tıpkı isim hakkı, şeref ve haysiyet gibi genel kişilik hakkına etkili bir haktır. Bugün cevap ve düzeltme hakkının özel hukuka ait bir kavram olduğu kabul edilmektedir.8

DÖNMEZER’ e göre cevap ve düzeltme hakkı belirli bir suçlamaya karşı kullanılan ve meşru müdafaanın benzeri olan bir araçtır. Aksi fikirde olanlar ise, meşru müdafaadan yararlanabilmek için kanunda suç olarak belirtilen bir fiilin gerektiğini, cevap ve düzeltme hakkının kullanılabilmesi için ise böyle bir zorunluluk olmadığını belirtmektedirler.9

Cevap ve düzeltme hakkını durdurma davasının özel düzenleniş biçimi olarak yorumlayan yazarlar bulunduğu gibi, bu hakkın manevi tazminatın bir türü olduğunu öne sürenler de bulunmaktadır.10

Bireysel hak ve özgürlükleri korumaya yönelik diğer hukuki yollara nazaran daha hızlı koruma sağlayan cevap ve düzeltme hakkı, aynı zamanda daha geniş bir alanda etki doğurmaktadır. Örneğin gerçeği yansıtmayan bir habere ilişkin ilgililerin tazminata mahkûm edilmesi küçük bir kitlenin haberdar olabileceği bir durum iken, cevap ve düzeltme hakkının kullanılarak söz konusu gerçeği yansıtmayan haberin düzeltilmesi daha geniş bir kitle üzerinde daha hızlı etki doğurur. Bunun yanı sıra cevap ve düzeltme hakkı, basının doğru haber vermesi, bununla bağlantılı olarak da toplumun doğru olarak bilgilenmesine de yardımcı olur.11

IV. TÜRK HUKUKUNDA CEVAP VE DÜZELTME HAKKI

A. GENEL OLARAK


Türk Hukukunda cevap ve düzeltme hakkı her şeyden önce anayasal bir haktır. 1982 Anayasasının “Temel Hak ve Ödevler” başlığı altındaki 32. maddesinde düzenlenerek hem yazılı, hem de sözlü basın için Anayasal bir güvenceye kavuşturulmuştur. Söz konusu düzenlemeye göre;

“Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir.
Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hâkim tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir.”

Cevap ve düzeltmeye karar verecek yargılama makamının kararını kaç gün içinde vereceği hükmünü dahi belirleyen Anayasa düzenlemesi, bu hakkın yasa koyucu tarafından ne derece önemsendiğini göstermesi bakımından dikkat çekicidir.12

Cevap ve düzeltme hakkına ilişkin iki temel sistem bulunmaktadır. Bunlardan ilki anavatanı Fransa olan mutlak hak sistemidir. Buna göre; cevap ve düzeltme hakkının kullanılabilmesi için kişinin kendisi ile ilgili yayın yapılması yeterli olup, yapılan yayının gerçek olup olmaması veya kişi bakımından zarar verici sonuç doğurması önemli olmadan kişi ilgili yayına karşı cevap ve düzeltme hakkını kullanabilir. Bu sisteme göre salt maddi olaylara karşı değil, görüş ve değerlendirmelere karşı da cevap ve düzeltme hakkı kullanılabilir. İkinci sistem ise sınırlı hak sistemidir. Buna göre cevap ve düzeltme hakkının kullanılması belli koşullara bağlıdır. Bu koşullar genelde haberin gerçek dışı olması veya ilgilinin kişilik hakkına dokunmasıdır. Bu sisteme göre değerlendirme ve görüşlere karşı cevap ve düzeltme hakkı kullanılmaz.13 Cevap ve düzeltme hakkının basın hürriyetinin kötüye kullanılmasını önleme ve kişileri kendilerine göre güçlü durumda olan basından koruma amacı dikkate alındığında bu hakkın hem maddi olaylara, hem haberlere, hem de değer yargısı ve görüşlere karşı kullanılması daha uygundur. Anayasamızdaki düzenleme ve diğer mevzuatlar dikkate alındığında Türk Hukuk siteminde cevap ve düzeltme hakkı sınırlı hak sistemi çerçevesinde kabul edilmiş olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Türk hukukunda cevap ve düzeltme hakkı özel bir kısıtlama olmadığı için ilan ve reklamlara karşı da kullanılabilecektir. Ayrıca olay açıklamaları yanında düşünce açıklamaları da cevap ve düzeltme hakkının kapsamında yer almaktadır.

Türk Hukukunda cevap ve düzeltme hakkı yazılı basın için, görsel ve işitsel basın için ve internet yayınları için ayrı ayrı düzenlenmiştir. Şimdi bu düzenlemelerin her birini ayrı ayrı inceleyeceğiz.

B. YAZILI BASINDA CEVAP VE DÜZELTME HAKKI

Yazılı basında cevap ve düzeltme hakkına ilişkin düzenlemeler 5187 sayılı Basın Kanunu’ nun 14 ve 18. maddelerinde yer almaktadır.

1. CEVAP VE DÜZELTME HAKKININ DOĞMASI İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR
a. Yayım


Cevap ve düzeltme hakkının doğması için gerekli ilk koşul, süreli bir yayında yer alan bir yayımdır. Basın Kanunu’ nun tanımlar başlıklı 2. maddesine göre, süreli yayından anlaşılması gereken; belli aralıklarla yayımlanan gazete, dergi gibi basılmış eserler ile haber ajansları yayınlarıdır. Yayım kavramından anlaşılması gereken ise; basılmış eserin herhangi bir şekilde kamuya sunulmasıdır. Buradan anlaşılması gereken, cevap ve düzeltme hakkı sadece süreli yayınlar bakımından tanınmaktadır.

b. Kişilerin Şeref ve Haysiyetinin İhlali

Şeref ve haysiyet, kişilik haklarını oluşturan değerlerden olup, bir kimseye içinde yaşadığı toplum tarafından verilen manevi değerlerin bütünüdür. Kişinin şeref ve haysiyeti, onun toplum içi saygınlığını ve sosyal yaşamını önemli derecede etkileyen unsurlardır. Haysiyet ve şeref ihlali yazı veya resimlerle meydana gelebileceği gibi, burada asıl önemli olan, kullanılan kelimelerin içerdiği anlamın iyi saptanmasıdır.14

Ceza Kanunu’ na göre hakaret suçunu oluşturan her yayın şeref ve haysiyeti ihlal edici nitelikte olmasına rağmen, şeref ve haysiyeti her yayın hakaret suçunu oluşturmaz.15

Şeref ve haysiyeti ihlal eden yayının objektif haber verme kriterine sahip olması ya da başka kaynaktan iktibas edilmiş olması cevap ve düzeltme hakkının doğması yönünden önemsizdir.16

c. Gerçeğe Aykırılık

Kişilerin şeref ve haysiyetinin ihlalinden başka, kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayın yapılması halinde de cevap ve düzeltme hakkı kullanılabilir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus kişinin ancak kendi ile ilgili gerçeğe aykırı haberlere karşı bu hakkı kullanabileceğidir. Bu bağlamda salt gerçeğe aykırı yayın cevap ve düzeltme hakkının doğumu için yeterli olmayacaktır.17

Haberin gerçeğe uygunluğundan anlaşılması gereken görünürdeki gerçekliktir. Yani haberin kamuoyuna veriliş anındaki gerçeklere uygun olmasıdır.18 Her ne kadar Basın Meslek İlkeleri arasında haberin doğruluğunu yeterli şekilde araştırıp, doğruluğundan emin olunduktan sonra yayınlanması gerektiği ilkesi yer alsa da yapılan araştırma gazeteciden beklenmeyecek düzeyde olmamalıdır. Zira gazeteci maddi gerçeği bulmak zorunda değildir.19

1. CEVAP VE DÜZELTME HAKKINI KULLANABİLECEK OLANLAR

5187 Sayılı Basın Kanunu’ nda cevap ve düzeltme hakkı yalnızca gerçek kişilere tanınmıştır. Yasa’da açıkça belirtilmese de tüzel kişilerin de cevap ve düzeltme hakkını kullanabilecekleri asıldır.20 Bu hakkın kullanılabilmesi için vatandaşlık şartı aranmamaktadır.
Kural olarak bu hak yayına hedef olan, yayından zarar gören kişi tarafından şahsen kullanılabilecek bir hak olmakla birlikte, vekâletnamede bu konuda kendisine özel yetki verilen vekilde müvekkil adına söz konusu hakkı kullanabilmektedir.21
Küçük ve kısıtlılar bu hakkı bizzat kullanabilecekleri gibi temsilcileri vasıtası ile de kullanabilirler. Ana babanın akıl hastası olması durumunda ise bu hak mahkemece atanacak bir vasi tarafından kullanılır.22
Basın Kanunu’ nun 14. Maddesin son fıkrasına göre, cevap ve düzeltme hakkına sahip kişinin ölmesi durumunda, söz konusu hak mirasçılardan biri tarafından kullanılabilir.

2. CEVAP VE DÜZELTMENİN ŞEKLİ

Cevap ve düzeltme yazısı ilgili yazıdan uzun olamayacaktır. Ancak ilgili yazı yirmi satırdan az yazı veya resim veya karikatür ise düzeltme ve cevap otuz satırı geçememelidir.

Cevap ve düzeltme hakkı kişiye bağlı haklardan olduğu için kural olarak cevap ve düzeltme yazısı hak sahibi kişi tarafından imzalanır. Ancak ölen bir kimsenin cevap ve düzeltme hakkı mirasçıları tarafından kullanılıyorsa, metni bu kimseler imzalayacaktır. Aynı şekil de vekilin ve kanuni temsilcinin imzası da geçerli sayılmalıdır.

3. CEVAP VE DÜZELTMENİN İÇERİĞİ

Cevap ve düzeltme, bu hakkın kullanımına sebep olan eser belirtilerek23, yapılan yayınla ilgili olmalı, bu hakkın kötüye kullanımına izin verilmemelidir. Örneğin cevap ve düzeltme hakkı sahibinin kendisini övmesi, işi ile ilgili reklam yapması… Basın Kanunu md. 14’ e göre cevap ve düzeltme suç unsuru içermemeli ve üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmamalıdır.24

4. CEVAP VE DÜZELTME HAKKININ KULLANILMASI USULÜ

Kanundaki koşulları taşıyan cevap ve düzeltme yazısı, yayımdan itibaren iki ay içinde dönemsel yayının sorumlu müdürüne gönderilmelidir.25 Cevap ve düzeltme hakkı sahibinin ölümü nedeniyle bu hakkı mirasçıların kullanacağı durumunda, bu süreye bir ay daha eklenecektir. Sorumlu müdür bu yazıyı aldıktan itibaren günlük süreli yayınlarda üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda aynı punto ve şekilde26 hiçbir düzeltme ve ekleme27 yapmaksızın yayımlamak zorundadır.
Süreli yayının birden fazla yerde basılması halinde, cevap ve düzeltme yazısı, cevap ve düzeltme hakkının kullanılmasına sebebiyet veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yayımlanmalıdır. Ancak birden çok yerde basılıp da, ek niteliğinde farklı bölgesel yayın yapan gazetelerin sadece bir ekinde düzeltme gerektiren yayın yapılmışsa, bu durumda salt o bölgesel yayında düzeltme metninin kullanılması yeterli olacaktır.28
Cevap ve düzeltme gerektiren yayının ilgili yayın kuruluşunda birden fazla yayın şeklinde yer alması durumunda her sayıda yer alan yayına ayrı ayrı cevap ve düzeltme başvurusunda bulunulabileceği gibi, söz konusu yayın örneğin bir yazı dizisi ise yazıların bitiminden itibaren genel ve tek bir başvuru da yapılabilir. Ancak bu durumda hangi günkü yayın için tekzip hakkının kullanıldığı özellikle belirtilmelidir. Cevap ve düzeltme metninin içeriği ve yasada belirtilen kapsamı belirtilen günkü yayına bakılarak belirlenir.29
Cevap ve düzeltme talep eden kişi, cevap ve düzeltme yazısı kanunda belirtilen süre içinde yayımlanmazsa, yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren ya da kanuna aykırı bir biçimde yayımlanırsa, yayım tarihinden itibaren on beş gün içinde bulunduğu yer sulh ceza hâkimine müracaat edebilir.30
Sulh ceza hâkimi, cevap ve düzeltmenin kanuna uygun olup olmadığını inceleyerek karar verecektir. Bu incelemeyi yaparken, cevap ve düzeltmenin suç unsuru taşıyıp taşımadığı, söz konusu hakkın kanunda öngörülen sürede kullanılıp kullanılmadığı, şekil şartlarına uyulup uyulmadığı ve üçüncü kişilerin menfaatlerine zarar verip vermediği noktaları üzerinde durmalıdır.
Hâkim, cevap ve düzeltme metni üzerindeki incelemesini bitirdikten sonra, cevap ve düzeltme metninin aynen yayımlanmasına, uygun göreceği değişiklikleri yaparak yayımlanmasına ya da yayımlanmamasına karar verebilir. Söz konusu karar üç gün içinde ve duruşma yapılmaksızın verilmelidir. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı itiraz yolu açıktır. Ceza Muhakemesi Kanunu’ na göre itiraz makamı asliye ceza mahkemesidir.
Basın Kanunu md. 14’ de göre; düzeltme ve cevabın yayımlanmasına hâkim tarafından karar verilmesi halinde, md. 14/1’ de ki süreler, sulh ceza hâkiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten, itiraz edilmişse, yetkili makamın kararının tebliğ tarihinden itibaren başlar.

5. CEVAP VE DÜZELTMENİN YAYIMLANMAMASI

Basın Kanunu’ nun 18. maddesine göre düzeltme ve cevabın yayımlanmasına ilişkin kesinleşmiş hâkim kararlarına uymayan sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili*on milyar*liradan*yüzeli milyar*liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Ağır para cezası, bölgesel süreli yayınlarda*yirmi milyar*liradan, yaygın süreli yayınlarda*elli milyar*liradan az olamaz.

Sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilen ağır para cezasının ödenmesinden yayın sahibi, sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili ile birlikte*müteselsilen sorumludur.

Bazı yazarlar, kanunda bu şekilde bir müteselsil sorumluluğun yer almaması gerektiğini; çünkü ceza sorumluluğunda müteselsil sorumluluğun olmayacağını esasen suçun borca aykırılık ve haksız fiilden en önemli farklarından birinin de bu olduğunu savunmaktadırlar. Ayrıca böyle bir düzenlemenin ceza hukukunun temel niteliğine ve Anayasa’ nın 37. maddesi ve TCK md. 20’ de yer alan “ceza sorumluluğunun şahsiliği” ilkesi ile bağdaşmadığını ve anayasaya aykırı olduğunu belirtmektedirler.

Basın Kanunu md. 18’ de yer alan bir diğer husus ise; düzeltme ve cevap yazısının yayımlanmaması veya 14 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartlara uyulmaksızın yayımlanması hallerinde hâkimin ayrıca, masraflar yayın sahibi tarafından karşılanmak üzere, bu yazının tirajı*yüzbinin*üzerinde olan iki gazetede ilân şeklinde yayımlanmasına da karar verebileceğidir.

C. TÜRKİYE RADYO VE TELEVİZYON KURUMUNDA CEVAP VE DÜZELTME HAKKI

Cevap ve düzeltme hakkına ilişkin bir diğer düzenleme 2954 Sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu md. 27’ dir.

1. CEVAP VE DÜZELTME HAKKININ DOĞMASI İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR

TRT Kanunu’ nun 27. Maddesine göre cevap ve düzeltme hakkının doğması için yapılan yayınlarda kişinin şeref ve haysiyetine dokunulması veya kişinin kendi ile ilgili gerçeğe aykırılıklar bulunması gerekir.
Kanunda yayın türü bakımından hiçbir ayırım yapılmadığından ötürü, ön hazırlıktan geçtikten sonra yapılan yayınlar kadar, ön hazırlık olmadan yapılan yayınlarda da cevap ve düzeltme hakkı doğabilir.
Bazı yazarlar yayınlanması zorunlu yayınlar açısından da cevap ve düzeltme hakkının kullanılabileceğini belirtmektedirler. Bu görüşü savunanlara göre, TRT personelinin bu yayınlardan sorumlu tutulamaması kişilerin cevap ve düzeltme hakkını ortadan kaldırmamalıdır. Çünkü cevap ve düzeltme hakkı bir tür savunma hakkıdır ve yayını yapanın sorumluluğu veya sorumsuzluğu ile ilgili değildir.31

2. CEVAP VE DÜZELTME HAKKINI KULLANABİLECEK OLANLAR

Basın Kanunu kapsamında cevap ve düzeltme hakkına sahip olanlar dışında TRTK md. 27/2 uyarınca özel hukuk tüzel kişilerinin de cevap ve düzeltme hakkı vardır. Maddede özel hukuk tüzel kişileri için ayrı bir hüküm olmasına rağmen kamu tüzel kişileri için böyle bir hüküm olmaması, kamu tüzel kişilerinin cevap ve düzeltme hakkı olmadığı anlamına gelmektedir.
Ayrıca TRTK md. 19 uyarınca yapılan yayınlar nedeniyle TBMM’ de grubu bulunan fakat hükümete dahil olmayan siyasi partiler cevap ve düzeltme taleplerini yayın tarihinden başlayarak üç gün içinde Ankara Sulh Ceza Hakimliği nezdinde yaparlar. Siyasi partilerin radyo ve televizyondan özel kanunları uyarınca yapacakları seçim propaganda konuşmaları ile TRTK md. 18 uyarınca yayınlanan hükümet bildirisi veya konuşmaları hakkında bu madde hükmü uygulanmaz.32

3. CEVAP VE DÜZELTMENİN İÇERİĞİ VE ŞEKLİ

Cevap ve düzeltme hakkını kullanan kişi, cevap ve düzeltme metninde, yayında kendisine gerçeğe aykırı bir husus atfedildiğini veya şeref ve haysiyetine dokunulduğunu ve gerçeğin ne olduğunu kısaca açıklamalıdır. Ayrıca cevap ve düzeltme metni yasa kurallarına aykırı olmamalıdır, yeni bir cevap hakkı doğurur nitelikte olmamalıdır ve suç niteliğinde ifadeler yer almamalıdır. Metnin bu nitelikte olup olmadığı, hem genel müdürlük nezdinde hem de olay yargıya intikal ettiğinde hâkim tarafından incelenir. Bunlara ilaveten hâkim bir de cevap ve düzeltme metninin zamanında TRT Kurumu’ na gönderilip gönderilmediğini inceler.

4. CEVAP VE DÜZELTME HAKKININ KULLANILMASI USULÜ

Cevap ve düzeltme hakkını kullanmak isteyen kişi, yayın tarihinden itibaren yedi gün içinde cevap ve düzeltmesini TRT Genel Müdürlüğü’ ne göndermelidir. Genel Müdürlük cevap ve düzeltmeyi aldığı tarihten itibaren üç gün içinde yayımlamalıdır. Eğer, cevap ve düzeltme, kanunda aranan nitelikleri taşımıyorsa, Genel Müdürlük yayımlamayı reddedebilir ve yayımlamayı reddettiğini söz konusu üç günlük sürenin ardından iki gün içinde ilgilisine bildirmelidir. İlgili red kararına karşı, iki gün içinde Ankara Sulh Ceza Hâkimliği nezdinden itiraz edebilir. İlgili hâkimlik söz konusu cevap ve düzeltmenin TRTK md. 27’ nin aradığı nitelikleri taşıyıp taşımadığını ve süresinde TRT Genel Müdürlüğü’ ne gönderilip gönderilmediğini inceleyerek, iki gün içinde karar vermelidir. Hâkim, cevap ve düzeltme metninin aynen yayımlanmasına karar verebileceği gibi uygun göreceği değişiklikleri bizzat yaptıktan sonra yayımlanmasına da karar verebilir. Taraflar bu karara da kararın kendilerine tebliğinden başlayarak iki gün içinde Ankara Asliye Ceza Hâkimliği nezdinde itiraz edebilirler. Burada da hâkim, sulh ceza hâkiminin yaptığı incelemeye benzer bir inceleme yapacaktır. Hâkimin bu inceleme sonucu verdiği karar kesindir ve kararın Genel Müdürlüğe tebliğinden itibaren iki gün içinde cevap ve düzeltmenin yayımlanması zorunludur. Cevap ve düzeltme metni, cevap ve düzeltmeye neden olan yayının yapıldığı aynı saatte ve aynı programda, aynen yayımlanmalıdır.

5. CEVAP VE DÜZELTMENİN YAYIMLANMAMASI

Kesinleşmiş hâkim kararının aksine cevap ve düzeltmenin yayımlanmaması durumunda, ne tür bir yaptırımın söz konusu olacağı kanunda düzenlenmemiştir. Bu durumda, meseleye genel hükümler çerçevesinde çözüm aramamız gerekir.
TRT’nin devlet eliyle kurulan kamu tüzel kişiliğine sahip ve kamu hizmeti gören bir kurum olması ve bu kamu hizmetini yerine getiren TRT personelinin de devlet memuru statüsünde olmasından hareket edersek 5237 sayılı TCK’nın “görevi kötüye kullanma” başlıklı 257. Maddesindeki yaptırımlar diğer kamu görevlileri için geçerli olduğu gibi TRT personeli için de geçerli olacaktır.
Söz konusu suçun faili olarak TRT Genel Müdürünü göstermek doğru olmayacaktır. Çünkü kanunda geçen “Genel Müdürlük” ifadesi tüm genel müdürlük personelini kapsadığından, sorumlu kişiyi Türk ceza hukuku genel ilkeleri çerçevesinde belirlemek yerinde olacaktır. Buna göre, cevap ve düzeltme, TRT Genel Müdürünün emri ile yayımlanmıyorsa Genel Müdür suçun sorumlusu olarak kabul edilmelidir. Ancak, cevap ve düzeltme, Genel Müdürün bilgisi dışında Genel Müdürlük personeli tarafından yayımlanmamışsa, “ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi” gereğince o personelin sorumluluğuna gidilmelidir.33

D. ÖZEL RADYO VE TELEVİZYONLARDA CEVAP VE DÜZELTME HAKKI

6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun md. 18 hükmü de cevap ve düzeltme hakkını içermektedir. Genel kabul edilen görüşe göre, Kanunda her hangi bir sınırlama yapılmadığı için bu düzenlemenin TRT yayınlarını da kapsadığı ve bu nedenle açıkça yürürlükten kalkmasa bile 2954 sayılı Kanunun 27. Maddesinin artık uygulanmayacağı belirtilmektedir.34

1. CEVAP VE DÜZELTME HAKKINI KULLANABİLECEK OLANLAR

Kanuna göre bu hakkı kullanabilecek olanlar gerçek ve tüzel kişilerdir. Bazı yazarlar tüzel kişi kavramının hem özel hukuk tüzel kişisi, hem de kamu hukuku tüzel kişisi kavramını içine aldığını düşünmektedirler. Yargıtay da bir kararında35, GAP İdaresi’ nin cevap ve düzeltme hakkına sahip olduğunu kabul etmiştir. Bazı yazarlar ise kanunda kamu tüzel kişileri için ayrıca düzenleme olmadığı için “tüzel kişiler” ibaresinden sadece özel hukuk tüzel kişilerinin anlaşılması gerektiğini ifade etmektedirler.36
Düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin bu hakkı kullanmadan ölmesi hâlinde, bu hak mirasçılarından biri tarafından kullanılabilir. Bu durumda, ölümün altmış günlük düzeltme ve cevap hakkı süresi içinde gerçekleşmiş olması kaydıyla, kalan düzeltme ve cevap hakkı süresine otuz gün ilâve edilir.

2. CEVAP VE DÜZELTME HAKKININ KULLANILMASININ USULÜ

Hak sahibi, yayın tarihinden itibaren altmış gün içinde, düzeltme ve cevap yazısını ilgili medya hizmet sağlayıcıya37 gönderir. Medya hizmet sağlayıcılar, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde, cevap ve düzeltmeye konu yayının yapıldığı saatte ve programda, izleyiciler tarafından kolaylıkla takip edilebilecek ve açıkça anlaşılabilecek biçimde düzeltme ve cevabı yayınlar. Düzeltme ve cevap hakkı doğuran programın yayından kaldırıldığı veya yayınına ara verildiği durumlarda, düzeltme ve cevap hakkı, yedi günlük süre içinde anılan programın yayın saatinde kullandırılır. Düzeltme ve cevapta, buna neden olan yayın belirtilir.

Düzeltme ve cevabın kanunda belirtilen süre içinde yayımlanmaması hâlinde bu sürenin bitiminden; kanuna aykırı şekilde yayınlanması hâlinde düzeltme ve cevabın yayınlandığı tarihten itibaren on gün içinde ilgili kişi, mahkemeden cevap ve düzeltmenin kanuna uygun olarak yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Yetkili ve görevli mahkeme; başvuru sahibinin ikamet ettiği yerdeki sulh ceza mahkemesi, başvuru sahibinin yurt dışında ikamet etmesi hâlinde Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’ dir.

Sulh ceza hâkimi, istemi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı tebliğden itibaren yedi gün içinde yetkili asliye ceza mahkemesine itiraz edilebilir. Asliye ceza mahkemesi itirazı üç iş günü içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

Hâkim tarafından düzeltme ve cevabın yayımlanmasına karar verilmesi hâlinde, yedi günlük süre, sulh ceza hâkiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten; itiraz edilmişse asliye ceza mahkemesi kararının tebliği tarihinden itibaren başlar.

İlgili kişi yukarıda belirtilen cevap ve düzeltme hakkını, aynı süreler içinde doğrudan sulh ceza mahkemesinden isteyebilir.

3. CEVAP VE DÜZELTMENİN YAYIMLANMAMASI

Yargı kararlarına rağmen düzeltme ve cevap hakkına uyulmaması durumunda medya hizmet sağlayıcılarına idari yaptırımlar öngörülmüştür. İlgili yayın kuruluşunun mahkeme kararını yerine getirmemesi durumunda, o yayın kurumuna uygulanacak yaptırım Yasa’nın 32. Maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre 8. maddenin birinci fıkrasının düzeltme ve cevap hakkına saygılı olmayı gerektiren bentlerinin de yer aldığı düzenlemeler ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Yasa’nın diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcılarının uyarılacağı, uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlalin tekrarı hâlinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verileceği düzenlenmiştir. İdarî para cezasının da radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları içinse on bin Türk Lirasından az olamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Para cezalarına karşı idari yargı yoluna gidilebileceği ancak bunun ödeme zorunluluğunu durduramayacağı ve de ceza oranlarının en geç bir ay içinde ödeneceği belirtilmiştir.

E. İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARDA İÇERİĞİN YAYINDAN ÇIKARILMASI CEVAP HAKKI


Cevap ve düzeltme hakkına ilişkin düzenlemelerin en yenisi internet yayınlarını düzenleyen 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’ dur. İnternet yaşamımızda yerini sağlamlaştırdıkça, bu alana ilişkin hukuki düzenlemeye duyulan ihtiyaç da artmıştır. Basın Kanunu hükümlerinin internet yayınları için de uygulanabilirliği meselesi doktrinde bir süre tartışılmıştır. 5651 sayılı kanun ile bu tartışmalara son verilmeye çalışılmıştır.

1. CEVAP HAKKININ DOĞMASI İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR

5651 Sayılı Kanun md. 9’ a göre, cevap hakkının doğması için, içeriği itibari ile kişinin haklarını ihlal eden bir yayın olmalıdır. Kanunda yer alan “haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişi” ifadesi muğlâktır ve hak kavramından ne anlaşılması gerektiği belirsizdir. Bu anlamda, gerek 5187 Sayılı Kanun’ da gerekse 2954 Sayılı Kanun’ da cevap ve düzeltme hakkının doğması için “şeref ve haysiyetin ihlali” gibi somut bir halden bahsedilmektedir. Ayrıca kanunda yer alan söz konusu ifade, Anayasa’daki düzenleme ile de uyuşmamaktadır. Zira, Anayasa’ da söz konusu hakkın doğumu için aranan şartlar kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayın yapılmasıdır. Düzenlemenin devamında da, cevap ve düzeltme hakkının kanunla düzenleneceği belirtilmiştir.
Kanunda geçen “haklar” ifadesi hukuki anlamda kişilik hakları, sosyal haklar ve ekonomik haklar da dâhil olmak üzere birçok kavramı kucaklayan bir ifadedir. Cevap ve düzeltme hakkının “haklar” kavramının içerisine giren her bir hak için kullanıldığı düşünülürse, basın özgürlüğü ve kişilik hakları arasında gerekli hassas dengenin kurulmasını sağlayan bir araç olma özelliği ortadan kalkar. Terazinin dengesi, basın özgürlüğünün özüne dokunulur bir biçimde ve aleyhine bozulur. Dolayısıyla 5651 Sayılı Kanun’ da yer alan bu düzenleme; esas olarak Anayasa’ da ki düzenlemeyi, yardımcı olarak ise cevap ve düzeltme hakkının amacına dikkate aldığımızda Anayasaya aykırı bulunmaktadır.

2. CEVAP HAKKINI KULLANABİLECEK OLANLAR

5651 Sayılı Kanun’ un 9. Maddesine göre, cevap hakkını kullanabilecek kişi, cevap hakkının doğumuna neden olan internet ortamındaki yayının içeriğinden dolayı hakları ihlal edilen kişidir. Düzenlemede sadece “kişi” ifadesi kullanılmış, bunun dışında ne ölen kişinin mirasçıları, ne de tüzel kişiler bakımından bir düzenleme yapılmamıştır. Düzenleme bu haliyle gerçek ve tüzel kişileri kapsar niteliktedir.38

3. CEVAP HAKKININ KULLANILMASININ USULÜ

İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir. İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getirir. Bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır.
Görüldüğü üzere diğer kanunlardan farklı olarak burada başvuru için öngörülen bir süre sınırlaması bulunmamaktadır. Başvurucu hakkındaki yayını fark ettiği andan itibaren içerik ya da yer sağlayıcıya başvuracak, ancak bu tarihten itibaren belirli sürelere uymak gerekecektir.
Talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişi onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Sulh ceza hâkiminin kesinleşen kararının, birinci fıkraya göre yapılan başvuruyu yerine getirmeyen içerik veya yer sağlayıcısına tebliğinden itibaren iki gün içinde içerik yayından çıkarılarak hazırlanan cevabın yayımlanmasına başlanır.

4. CEVABIN YAYIMLANMAMASI

Sulh ceza hâkiminin kararını kanunda belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İçerik veya yer sağlayıcının tüzel kişi olması halinde, bu hüküm yayın sorumlusu hakkında uygulanır.

V. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ


Medyanın sahip olduğu güç günümüzde çok büyük boyutlardadır. Gelecek yıllarda daha da büyüyeceği açıktır. Zira iletişim günden güne gelişmekte ve gitgide küreselleşmektedir. Bu nedenle cevap ve düzeltme hakkının önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Nitekim cevap ve düzeltme hakkının amacı, basın hürriyeti ile kişilik hakkı arasında gerekli hassas dengenin kurulmasını sağlamaktır.

Kişilik hakkının ihlal edilebileceği mecralar her gün büyümekle birlikte cevap ve düzeltme hakkını düzenleyen hükümler de bu büyümeye ayak uydurabilmek adına sürekli güncellenmektedir. Bu sebeple cevap ve düzeltme hakkının kullanım alanları tarihsel boyutta genişlemiş bulunmakla birlikte, kimi zaman bu hakkın kötüye kullanımını engellemek adına sınırlayıcı hükümler getirilmiş, kimi zaman ise, kişilik haklarının ihlali gibi ağır bir sonuçla karşıya kalan kişilerin, bu ihlale karşı başvurabilecekleri yollardan biri ve belki de en hızlısı olan cevap ve düzeltme hakkı kişilere geniş yetkiler tanınmıştır.

Hukukumuzda cevap ve düzeltme hakkı, ihlal sonucunu doğuran yayının yapıldığı yer bakımından farklı kanunlarda düzenlenmiş ve farklı prosedürlere tabi tutulmuştur. Bu nedenle ihlale yol açan yayının hangi yayın türüne tabi olduğu göz önünde tutularak, ilgili prosedüre göre cevap ve düzeltme hakkının ileri sürülmesi gerekecektir.

Kaynakça:
* ÇETİN, Erol Basın Hukuku, Ankara, 2007.
* ÇİFTÇİ, Ahmet “Yazılı Basında Cevap ve Düzeltme Hakkı”, AÜHFD C:42, 1991-1992, Ankara.
* DANIŞMAN, Ahmet “Cevap ve Düzeltme Hakkı”, Prof. Dr. Coşkun Üçok’a Armağan, SÜHFD, C:2, S.2, Ocak-Haziran, 1989.
* DÖNMEZER, Sulhi Basın ve Hukuk, İstanbul, 1976.
* DURSUN, Şeyda“Türk Hukuku’ nda Cevap ve Düzeltme Hakkı”, Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Türk Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku, II. Kitap, İstanbul, 2010.
* GÖLCÜKLÜ, Feyyaz Haberleşme Hukuku, Ankara, 1970.
* GÜZEL, Abdullah Cevap ve Düzeltme Hakkı, Ankara, 2010.
* İÇEL, Kayıhan / ÜNVER, Yener Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul, 2005.
* ONGUN, Coşkun Gazete, Radyo, TV ve İnternet Yayınlarında Basın Davaları (El Kitabı), İstanbul, 2008.
* ONGUN, Coşkun Yargı Kararları Işığında Medya Hukuku, İstanbul, 2010.
* ONGUN, Coşkun “Medya Yayınlarına Karşı Cevap ve Düzeltme Hakkı(Tekzip)”, İBD, C:86, S: 2012/1, s. 52-73. (İBD)
* ÖNGÖREN, Gürsel “Basın, Radyo ve Televizyonda Cevap ve Düzeltme Hakkı”, İBD, C:69, S:1-2-3, 1995.
* ÖZEK, Çetin Türk Basın Hukuku, İstanbul, 1978.
* ÖZEL, Sibel Uluslararası Alanda Medya ve İnternette Kişilik Hakkının Korunması, Ankara, 2004.
* SERDAR, İlknur Radyo ve Televizyon Yoluyla Kişilik Hakkının İhlali ve Kişiliğin Korunması, Ankara, 1999.
www.kazancihukuk.com
www.tdkterim.gov.tr

1 Y. 4. HD. T. 8.5.2008, E. 2007/11582, K. 2008/6398: “Basın özgürlüğü, Anayasa`nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası`nın 1 ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.” www.kazancihukuk.com
2 Sibel Özel, Uluslararası Alanda Medya ve İnternette Kişilik Hakkının Korunması, Ankara, 2004, s. 68; Abdullah Güzel, Cevap ve Düzeltme Hakkı, Ankara, 2010, s. 22.
3 Ahmet Çiftçi, “Yazılı Basında Cevap ve Düzeltme Hakkı”, AÜHFD C:42, 1991-1992, s. 49; Şeyda Dursun, “Türk Hukuku’ nda Cevap ve Düzeltme Hakkı”, Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Türk Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku, II. Kitap, İstanbul, 2010, s. 393.
4 Feyyaz Gölcüklü, Haberleşme Hukuku, Ankara, 1970, s. 131; İlknur Serdar, Radyo ve Televizyon Yoluyla Kişilik Hakkının İhlali ve Kişiliğin Korunması, Ankara, 1999, s. 325; Gürsel Öngören, “Basın, Radyo ve Televizyonda Cevap ve Düzeltme Hakkı”, İBD, C:69, S:1-2-3, 1995, s. 361.
5 Tekzip; yalanlama anlamına gelen Arapça kökenli bir sözcüktür, Türk Dil Kurumu Sözlüğü, http://tdkterim.gov.tr/bts/, 15.04.2012.
6 Serdar, s. 325; Öngören, s. 364.
7 Mukayeseli hukukta, cevap hakkı genellikle şahıslar, düzeltme hakkı ise devlet teşkilatı (kamu kurum ve kuruluşları) için kabul edilip ayrı ayrı düzenlenmektedir. Çiftçi, s. 53.
8 Serdar, s. 332; Özel, s. 69; “Cevap ve düzeltme hakkı kendine özgü özellikleri olan, basın ile okuyucu arasındaki ilişkilerle ilgili ve basın hukukunda tesisi zaruri temel bir haktır.” Çiftçi, s. 49.
9 Cevap ve düzeltme hakkı, kişinin basına karşı bireyselliğini, daha genel bir tarzda, kişiliğini korumaya yöneliktir. Kullanılması, ilgilinin cezai veya medeni sorumluluğu şartına bağlı olmadığı için bir meşru müdafaa hakkına da benzetilemez. Ahmet Danışman, “Cevap ve Düzeltme Hakkı”, Prof. Dr. Coşkun ÜÇOK’ a Armağan, SÜHFD, C:2, S.2, Ocak-Haziran, 1989.
10 Dursun, s. 396; Güzel, s. 40.
11 Dursun, s. 396.
12 Coşkun Ongun, Gazete, Radyo, TV ve İnternet Yayınlarında Basın Davaları (El Kitabı), İstanbul, 2008, s. 9.
13 İçel/Ünver, s. 194; Çiftçi, s. 51; Dursun, s. 396; Güzel, s. 36; Öngören, s. 365.
14 Dursun, s. 400; Güzel, s. 69; Ongun, İBD, s. 53.
15 Çiftçi, s. 57; Güzel, s. 69.
16 Dursun, s. 401; YHGK 7.6.2006 T. 349 K.; “Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davalı T. T. tarafından davaya konu mektupların İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürlüğü’ne teslim edildiği, Murat ile ilgili olarak görülen ceza davalarında delil olarak değerlendirilmesi nedeniyle gizliliğinden söz edilemeyeceği, bu mektupların davacılara ait olmadığı, Daire ilamında belirtilen kararın davacısının M. olduğu, görülmekte olan davacıların önceki davada yer almadığı ve bu kişiler yönünden önceki davanın bağlayıcılığının bulunmadığı gibi, … bu nedenlerle yapılan yayında kişilik haklarına zarar veren ve özel hayatın dokunulmazlığını ihlal eden bir yön bulunmadığı anlaşıldığından …" Coşkun Ongun, “Medya Yayınlarına Karşı Cevap ve Düzeltme Hakkı(Tekzip)”, İBD, C:86, S: 2012/1, s. 52-73, s. 57.
17 Dursun, s. 401; Güzel, s. 71.
18YCGK, 2009/7-182 E. 2009/256 K. 3.11.2009; “ Anayasa`nın 28. ve 5187 sayılı Basın Yasası`nın 3. maddesinde ifadesini bulan basının haber verme hakkı gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık unsurları ile sınırlıdır. Haber verme hakkı bu sınırlar içinde kaldığı sürece hukuka uygundur. Bu unsurlardan birini taşımayan haberin veya eleştirinin hukuka uygun olduğundan söz edilemez ve saldırıya uğrayan kişisel hak korunmaya değer bir üstünlük kazanır….”; Y 7. CD, 2005/16901 E. 2009/2638 K. 4.3.2009; “5187 sayılı Basın Kanunu`nun 14. maddesi uyarınca cevap ve düzeltme hakkı, basının haber verme hürriyetinin sınırlanmasına yol açacak şekilde kullanılamayacağı gibi, eleştiri sınırları içersinde ele alınan ve objektif olarak verilen bir haberin de cevap ve düzeltme konusu yapılamayacağının gözetilmemesi…” www.kazancihukuk.com
19 YHGK, 2006/4-406 E. 2006/15469 K. 27.9.2006; Çiftçi, s. 61.
20 Cezai sorumlulukları bile bulunan tüzel kişilerin cevap ve düzeltme hakkını kullanamamaları düşünülemez. Kaldı ki Basın Kanunu’nda açıkça belirtilemese de Radyo ve Televizyon yayınlarında cevap ve düzeltme hakkını düzenlemelerinde tüzel kişilerin de cevap ve düzeltme haklarının bulunduğunu açıkça belirtmiştir. Bu durumda radyo ve televizyon yayınları için tüzel kişilere cevap ve düzeltme hakkının kullanımını tanıyıp, gazete ya da dergiler için bu hakkı tanımamak yasa koyucunun amacı olarak değerlendirilemez ve de uygulamada eksiklik yaratır.” Coşkun Ongun, Yargı Kararları Işığında Medya Hukuku, İstanbul, 2010. s. 134.
21 İçel/Ünver, s. 200; Dursun, s. 403.
22 Dursun, s. 403.
23 Y. 7. CD. 6.12.2006 T. 18587 K. “Dosya kapsamına göre, düzeltme istemine konu yazının hangi nüshada yayımlandığı hususun tekzip dilekçesinde belirtildiği ve yazının fotokopisinin eklendiğinin anlaşılması karşısında, yazının yer aldığı gazetenin nüshasının, tekzip talebine ilişkin dilekçeye eklenmemiş olmasının, tekzip isteminin reddini gerektirmeyeceği gözetilmeksizin yazılı şekilde verilen karara vaki itirazın kabulü yerine reddine karar isabet görülmemiş…” Ongun, İBD, s. 58.
24 Y. 7. CD. 17.9.2006 T. 15469 K. “5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca kullanılan düzeltme ve cevap hakkının, kişilik haklarına saldırı ve gerçeğe aykırı yayın yapılmasına karşı düzenlenmiş bir hak olduğu, ancak bunun haber verme hakkının sınırlanmasına yol açacak yaygınlıkta kullanılamayacağı, ilgilinin gerçeğe aykırılık iddiasının objektif ölçülere dayanılarak değerlendirilmesi gerektiği, düzeltme ve cevap hakkı kullanılırken suç unsuru içermeyen ve üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan ifadelerin kullanılması gerektiği, ayrıca tekzip metninin ilişkin olduğu yazının cevap vereni ilgilendiren kısmından fazla olamayacak biçimde düzenlenmesi zorunluluğuna uyulmadığı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş…” Ongun, İBD, s. 56; Y 7. CD, 2005/16901 E. 2009/2638 K. 4.3.2009; “5187 sayılı Basın Kanunu`nun 14. maddesi uyarınca cevap ve düzeltme hakkı, basının haber verme hürriyetinin sınırlanmasına yol açacak şekilde kullanılamayacağı gibi, eleştiri sınırları içersinde ele alınan ve objektif olarak ver düzeltme ve cevap hakkının kullanılmasına ilişkin olarak düzenlenen ve aynen yayınlanmasına karar verilen tekzip metninde yer alan, " ... E`nin suçsuz olduğunu bildiği kişilere karşı iftira atmak suçunu işlediği kanısına varılmıştır ... " " ... E. Türk halkını senelerden beri yanıltmaya çalışmış, masum insanları yayında olduğu gibi kendisine şantaj yaptıkları iddiası ile suçlamıştır ... " gibi ifadelerin, anılan gazetede yayımlanan yazı metninde bulunmadığı, bu sebeple düzeltme metninin aynen yayımlanması durumunda yeni bir tekzip düzeltme talebine konu olabileceğinin değerlendirilmemesi,ilen bir haberin de cevap ve düzeltme konusu yapılamayacağının gözetilmemesi…” www.kazancihukuk.com.
25 Metnin doğrudan sorumlu müdür tarafından teslim alınması gerekmez. Tebligat Yasası hükümleri doğrultusunda kurumda sürekli çalışan birine de tebligat yapılabilir. Önemli olan cevap ve düzeltme metninin iki aylık süre içinde basın kuruluşuna ulaşmış olmasıdır. Eğer yayının künyesinde sorumlu müdür gözükmüyorsa, yayının sorumlusu olan Yazı İşler Müdürüne de ihtarname gönderilebilir. Bazı yayın kuruluşlarının künyelerinde “sorumlu Yazı İşleri Müdürü” tanımı yerine “Tüzel kişi temsilcisi ve sorumlu müdür” ibaresi yer almaktadır. Bu tür durumlarda da ihtarname ile ekindeki cevap ve düzeltme metninin gönderileceği kişi burada yazandır. Ongun, İBD, s. 53.
26 Uygulamada sürmanşetten büyük puntolarla verilen bir haberin yayınlanmasına karar verilen düzeltme metni, genelde sürmanşetten değil, ilk sayfanın yakınlarında bir yerlerde yayınlanmaktadır. Kanımızca cevap ve düzeltme metninin bu şekilde yayınlanması yasaya uygundur. Ancak ilgili sayfada yayınlanması gereken haberin başka bir sayfada yayınlanması örneğin haberin birinci sayfada verilmesine karşın cevap ve düzeltme metninin iç sayfalarda verilmesi hukuka aykırılık nedenidir. Ongun, İBD, s. 53.
27 Cevap ve düzeltmedeki imla ve gramer hatalarını düzeltilmesi bu kapsama girmediği yönünde bknz. Dursun, s. 406.
28 Ongun, İBD, s. 54.
29 Ongun, İBD, s. 55.
30 YCGK 85/5451 E. 86/1401 K. 3.3.1986.
31 Dursun, s. 410.
32 Dursun, s. 411.
33 Güzel, s. 97; Dursun, s. 413.
34 Dursun, s. 414; Karşı görüş için bknz. Güzel, s. 84.
35 Y 7. CD. 1995/4522 E. 1995/5259 K. 7.6.1995 T.
36 Dursun, s. 415.
37 6112 Sayılı Kanun md. 3 medya hizmet sağlayıcıyı şu şekilde tanımlamıştır: “Radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmeti içeriğinin seçiminde editoryal sorumluluğu bulunan ve bu hizmetin düzenlenme ve yayınlanma biçimine karar veren tüzel kişi”. Ayrıca md. 6’da medya hizmet sağlayıcıya ulaşmayı sağlayacak bir yükümlük de getirilmiştir. Söz konusu hükme göre ; “Medya hizmet sağlayıcıların, yönetmelikle belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde künye bilgilerini, iletişim adresini, izleyici temsilcisinin adını ve iletişim bilgilerini Üst Kurula bildirmek ve internet sitelerinde yayınlamak zorundadır.”
38 Güzel, s. 119; Dursun, s. 420.

[/font]
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Cevap Ve Düzeltme Hakkı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av. Merve Gürkan'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
29-05-2014 - 18:59
(3581 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
11096
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 5 saat 52 dakika 53 saniye önce.
* Ortalama Günde 3,10 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 44670, Kelime Sayısı : 6415, Boyut : 43,62 Kb.
* 6 kez yazdırıldı.
* 2 kez indirildi.
* 1 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1782
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05766892 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.