Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Atanması Ve Seçimi

Yazan : Numan Tekelioğlu [Yazarla İletişim]
Avukat

ANONİM ŞİRKETLERDE YÖNETİM KURULUNUN ATANMASI VE SEÇİMİ
Av.Numan TEKELİOĞLU
ÖZET
Bu çalışmada, anonim şirketlerin en temel organlarından biri olan yönetim kurulunun oluşturulması çerçevesinde, yönetim kurulu üyelerinin atanması ve seçimi üzerinde durulacaktır. İki temel başlık altında inceleyeceğimiz çalışmamızda öncelikle genel olarak yönetim kurulunun anonim şirketler içerisindeki yeri ve günümüz hukuk sisteminde giderek artan önemi üzerinde durulacaktır.Daha sonra çalışmanın esas mevzusunu oluşturan yönetim kurulu üyelerinin atanma ve seçilme usulleri anlatılacaktır.Sonuç olarak ise yönetim kurulu üyelerinin atanma ve seçilme usullerindeki farklılıklar karşılaştırılarak, yönetim kurulunun oluşturulma usullerinin önemine değinilecektir.
Anahtar Kelimeler: Anonim Şirket, Yönetim Kurulu, Atanma, Seçilme,
ABSTRACT
In this study, joint stock companies within the framework of the creation of the Board of Directors, which is one of the most essential organs, the appointment of the members of the Board of Directors and will focus on the selection. Under the hood of two basic properties in place of the Board of Directors of joint stock companies primarily in General and today's legal system will focus on the ever-increasing importance. Later, members of the Board of Directors comprise digging work based on the assignment and selection procedures will be explained. As a result, the appointment of the members of the Board of Directors and the election of the Board of Directors is created by comparing the differences in procedures will be mentioned.
Key Words: Joint-Stock Company, Board Of Directors, Appointment, Election.

A)GİRİŞ

Uzun bir kanunlaşma sürecinden geçtikten sonra 13.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, hiç şüphesiz Şirketler Hukuku alanında getirmiş olduğu yenilikler açısından özellikle üzerinde durulan ve en fazla bu alanda incelenen bir kanun olmuştur.Şirketler Hukuku bünyesinde de bilhassa anonim şirketlere dair getirilen hükümler büyük önem arz etmektedir.Zira 6762 sayılı eski Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1956 yılından günümüze, ulusal ve uluslar arası alanda faaliyet gösteren büyük sermayeli şirketler anonim şirket statüsü içerisinde gelişmişlerdir.Anonim şirketlerin yapısı gereği büyük sermayeleri bünyesinde barındırabilmesi, onları ülke ekonomisi açısından da çok önemli kılmaktadır.İşte hem anonim şirketlerin sermayesel önemi hem de anonim şirketlerdeki hızlı gelişim yeni ihtiyaçları beraberinde getirmiş ve tabii olarak yeni kanunda üzerinde en çok durulan şirket türü olmuştur.
Bilindiği üzere yeni kanunumuzla anonim şirketlerde ‘’özden organ’’ ilkesi terk edilerek denetim organı, şirketin bir organı olmaktan çıkarılmış ve ‘’bağımsız denetim’’ esası getirilmiştir.Böylelikle anonim şirketin ‘’genel kurul’’ ve ‘’yönetim kurulu’’ olmak üzere iki temel organı bulunmaktadır.Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur(TTK m.365).Yönetim Kurulu, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir(TTK m.374). Yönetim kurulu her daim aktif olarak çalışan bir kurul olarak yapılanmışken, genel kurul ise belirli aralıklarla olağan veya olağanüstü toplanan bir kurul olarak çalışmaktadır.İşte bu sebeple şirketin faaliyetlerinin düzenli bir biçimde devam edebilmesi açısından yönetim kurulunun sağlam bir temelde kurulması gerekmektedir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yönetim kurulunun yapısı, üyelerinin seçimi ve atanması, üyelerin azli, üye sayısı gibi bir çok konuda temel düzenlemeler getirildiği görülmektedir.Biz de bu çalışmada 6762 sayılı eski Türk Ticaret Kanunu düzenlemelerini de hatırlatarak yönetim kurulunun atanması ve seçimi üzerinde duracağız.
B) GENEL OLARAK YÖNETİM KURULU
Anonim şirketler tüzel kişiliğe sahip olmaları sebebiyle, şirketin faaliyetlerini takip ve devam ettirecek, bununla bağlantılı olarak süreklilik halinde çalışacak, profesyonel kararlar alabilecek ve elbette şirketi üçüncü kişilere karşı temsil edecek bir organa ihtiyaç duyarlar. Yukarıda da belirtildiği üzere yeni Ticaret Kanunumuzda denetim organı açısından ‘’özden organ’’ ilkesinin terk edilmesiyle birlikte anonim şirkette iki temel organdan bahsetmek mümkün hale gelmiştir. Bunlardan ilki olan ‘’yönetim kurulu’’ biraz önce bahsettiğimiz şirketin işlerini yönetme ve şirketi temsil etmekle görevli olmak durumundadır. Zira diğer temel organ olan ‘’genel kurul’’un yapısı ve işleyişi itibariyle devamlı surette faaliyet göstermesi mümkün değildir. Genel kurul, şirketin tüm ortaklarını bünyesinde toplaması sebebiyle ağır işleyen bir kuruldur. Bu durum, şirket faaliyetlerinin devamı açısından acil kararlar alınması gereken hallerde yeterince ivedi davranılamayarak şirket işlerinin aksamasına sebep olabilir.Ayrıca şirket ortaklarının büyük çoğunluğu, yalnızca şirkete belirli bir sermaye koyarak dönemsel kar elde etme amacında olan ve bunun dışında şirket işlerinde ehil olmayan kimseler olabilir. Ayrıca sermaye şirketlerinde ortakların sorumluluğu taahhüt ettikleri sermayeyle sınırlıdır. İşte tüm sebeplerle genel kurulun, şirket işlerini devamlı surette yürütme ve bundan sorumlu tutulma gibi bir görevi üstlenmesi mümkün değildir.
Günümüz şirketler hukuku anlayışında, genel kurulun şirketin en üst kurulu olduğu ve dolayısıyla genel kurul ile yönetim kurulu arasında bir ast-üst ilişkisi olduğu düşüncesi artık terk edilmektedir. Bunun yerine genel kurul ve yönetim kurulunun, şirket içerisinde birbirinden farklı görevleri olan fakat eşit statüde iki organ oldukları görüşü hakimdir. 6762 sayılı kanun döneminde kaynak İsviçre Borçlar Kanunu m.698’de ‘’Anonim şirketin en yüksek organı ortaklar genel kuruludur.’’ ifadesine yer verilmiş olmasına rağmen bu hüküm yer almamış, fakat doktrinde genel kurulun anonim şirketin en üst organı olduğu görüşü kabul bulmuştur. 6102 sayılı TTK’da her ne kadar organlar arasındaki ilişkiyi düzenleyen açık bir hüküm bulunmasa da, organların görev ve yetkilerini düzenleyen hükümlerden eşitlik ilkesinin benimsendiğini anlamak mümkündür. Zira kanunun yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkilerini düzenleyen 375.maddesinin gerekçe metninde ‘’ Bu hüküm ile, Ticaret Kanununda, organlar arasında işlev ayrımı yapılmış, organlar arasında işlev bağlamında güç yönünden denklik kabul edilmiş, buna karşılık genel kurulun her şeye kadir olduğuna ve bütün kararları alabilme yetkisi ile donatıldığına ilişkin salt yetki teorisi reddedilmiştir. Genel kurulun bir üst organ olduğu anlayışı genel kurula yabancıdır.’’ ifadelerine yer verilerek genel kurulun yönetim kuruluna emir verme veya yönetim kurulu üzerinde tahakküm kurma gibi bir konumu olmadığı belirtilmiştir. Kanaatimizce bu doğrultuda günümüz şirketler hukuku alanındaki gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, yönetim kurulunun işlevsel açıdan genel kurula nazaran çok daha önemli bir konumda olduğu açıktır.Bu sebepledir ki yeni kanunumuzda özellikle yönetimde profesyonelleşmeyi sağlamak amaçlanmıştır. 6762 s. Eski TTK’ da yönetim kurulunun pay sahibi şirket ortaklarından oluşacağı, pay sahibi olmayan kimselerin üye seçilmeleri halinde ise bunların pay sahibi sıfatı kazandıktan sonra yönetime katılabilecekleri hüküm altına alınmıştı(m.312/2).Yine aynı hükümde pay sahibi olan tüzel kişilerin yönetim kurulu üyesi olamayacakları düzenlenmişti. 6102 s. Yeni TTK’da ise yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olması şartına yer verilmemiş, böylelikle işi yalnızca şirket yönetimi olacak kişilerden oluşan profesyonel bir organın oluşturulmasının önü açılmıştır. Yine eski kanunda yer alan tüzel kişilerin yönetim kurulu üyesi olamayacağına dair hükme de yer verilmemiştir(m.359/2). Tüm bunlar göstermektedir ki yönetim kurulu, şirket açısından stratejik kararları alma yetkisine sahip, adeta şirketin beyni konumunda bir organdır. Ayrıca yönetim kurulunun yokluğu şirketin fesih nedenidir. Zira 6102 s.TTK’ya göre şirketin yönetim kurulu mevcut değilse, pay sahipleri, şirket alacaklıları, veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir (m.530/1). Ayrıca söz konusu maddenin gerekçesinde ‘’ Yönetim kurulunun mevcudiyetine rağmen, hiç veya gereği gibi toplanamaması somut olayın özelliklerine göre maddenin kapsamında kabul olunabilir.’’ denilerek, yönetim kururlunun bir organ olarak görünüşte var olup da hiç veya gereği gibi toplanamaması durumunda da bu durumun somut olaya göre şirketin feshi sebebi olabileceği belirtilmiştir.
Yönetim kurulunun anonim şirketler içerisindeki önemi ve konumunu açıkladıktan sonra, yönetim kurulunun oluşturulması bağlamında kurul üyelerinin seçilme ve atanma durumları üzerinde duracağız.

C) YÖNETİM KURULUNUN OLUŞTURULMASI

1. Genel Olarak
Yönetim kurulu üyelerinin seçiminde temel kural genel kurul tarafından seçilmedir. Başka bir deyişle yönetim kurulu üyelerinin seçimi, genel kurula ait devredilmesi mümkün olmayan bir yetkidir. Ancak 6102 sayılı TTK’da ortaya çıkabilecek bazı durumların özelliklerinden kaynaklanan farklı atama ve seçilme yöntemleri de öngörülmüştür.

2.Genel Kurul Tarafından Seçilme
TTK m. 359/1 hükmüne göre yönetim kurulu üyeliği sıfatının kazanılma usullerinden biri genel kurul tarafından seçilmedir. Doktrinde de belirtildiği gibi genel kurul tarafından seçilme, yönetim kurulunun oluşturulmasının normal yolunu teşkil etmektedir. Genel kurul, pay sahipleri tarafından teklif edilen veya bizzat pay sahiplerinin aday olmasıyla oluşan listeden istediği kimseleri yönetim kurulu üyeliğine seçebilir. Genel kurul, devri mümkün olmayan bu yetkiyle birlikte yönetim kurulu yedek üyelerini de seçebilir. Bu durumda yedek olarak seçilen yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulunda bir üyeliğin boşalması durumunda tekrar genel kurul tarafından onaylanmasına ihtiyaç olmaksızın yönetim kurulu üyesi sıfatını kazanacaktır.
Genel kurulun yönetim kurulu üyelerini seçebilmesi için toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğunun olumlu oyu gerekmektedir(m.418/2). PULAŞLI’ya göre; ‘’yönetim kurulu üyelerinin seçimiyle ilgili genel kurul karar nisabını esas sözleşme ile ağırlaştırmak, anonim şirketin yasal sevk ve yönetim organının vazgeçilmezliği ve gerekliliği açısından mümkün değildir’’. Ancak TTK m. 418/1 maddesindeki ‘’Genel kurullar, bu kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan haller hariç…’’ ifadesi karşısında bu görüşe katılmak mümkün gözükmemektedir.
Yönetim kurulu üyeleri en çok üç yıl süreyle görev yapmak üzere seçilir. Esas sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde aynı kişinin tekrar yönetim kurulu üyeliğine seçilmesine bir engel yoktur(m.362/1). Kanunda geçen ‘’en çok üç yıl’’ ibaresinden yönetim kurulu üyelerinin üç yıl veya daha az bir süre görev yapabilecekleri anlaşılacağından, genel kurul kararında yönetim kurulunun görev süresi belirtilmelidir. Ancak genel kurul tarafından bir süre belirlenmemesi halinde, görev süresinin bir dahaki olağan genel kurul toplantısında yeni yönetim kurulunun seçimine kadar geçecek olan süre olduğu kabul edilmelidir.

3. Esas Sözleşme ile Atama
Kanunumuzda yönetim kurulunun oluşturulmasıyla ilgili düzenlenen diğer yol yönetim kurulu üyelerinin esas sözleşme ile atanmasıdır(m.359/1).Şirketin kurulması aşamasında, şirketin tabiri caizse anayasası konumunda olan esas sözleşme hazırlanırken, şirkette görev yapacak ilk yönetim kurulu üyeleri esas sözleşmeyle atanacaktır(m.339/3).Zira anonim şirket tescil ile birlikte tüzel kişilik kazanır.Dolayısıyla esas sözleşmenin hazırlanıp şirketin tescil edilmesiyle birlikte, tüzel kişiliğin kazanılması anında şirketi temsile yetkili bir organın bulunması zorunludur. Ancak şirketin kurulmasından sonra bu yetki yukarıda da belirtildiği üzere genel kurula ait, devri mümkün olmayan bir yetkidir.

4. Kamu Tüzel Kişileri Tarafından Atanma
Faaliyet konusu kamu hizmeti niteliği taşıyan anonim şirketlere esas sözleşmede öngörülecek bir hükümle devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişilerinden birine,pay sahibi olmasalar bile yönetim kurullarında temsilci bulundurma hakkı verilebilir. TTK m.334/1’de düzenlenen bu husus yönetim kurulu üyesinin seçilmesi değil atanmasıdır. Zira yeni ticaret kanunumuzda eski kanundan farklı olarak tüzel kişilerin yönetim kuruluna üye seçilmesine izin verilmiş, bu durumda tüzel kişiyle birlikte tüzel kişi adına ve tüzel kişi tarafından belirlenen bir gerçek kişinin de tescil ve ilan olunacağı düzenlenmiştir(m.359/2). Yani her durumda tüzel kişilerin bir gerçek kişi tarafından temsili söz konusudur. Ancak kamu tüzel kişisinin bizzat yönetim kuruluna seçilmesi halinde(m.359) yönetim kurulu üyeliği sıfatı kamu tüzel kişisinde, temsilci atanması halinde ise(m.334) yönetim kurulu üyeliği sıfatı atanan kimsede olacaktır.
Kamu tüzel kişileri tarafından yönetim kurulu üyeliğine atanan temsilciler, anonim şirket genel kurulu tarafından seçilen üyelerle aynı hak ve yetkilere sahiptirler. Kamu tüzel kişileri, şirket yönetim kurulundaki temsilcilerinin bu sıfatla işledikleri fiillerden ve yaptıkları işlemlerden dolayı şirkete ve onun alacaklılarıyla pay sahiplerine karşı sorumludur(m.334/3). Bu sebeple, faaliyet konusu kamu hizmeti olan şirketlere temsilci atayan kamu tüzel kişileri, atadıkları temsilcileri yine kendileri azlederek yerlerine yenilerinin atayabilirler(m.334/2). Bu konuda genel kurul tarafından yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmalarıyla ilgili TTK 364/1 maddesi uygulanmayacaktır.
Kamu tüzel kişilerinin yönetim kuruluna birden fazla üye atayıp atayamayacakları konusunda kanunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. PULAŞLI, pay sahibi tüzel kişilerin, yönetim kurulunda kendilerini yalnızca bir üye ile temsil edebileceklerine ilişkin hükmün burada da geçerli olması gerektiğinden hareketle kamu tüzel kişilerinin birden fazla üye atayamayacaklarını savunmaktadır. GÜNEY’e göre ise yönetim kurulu üyelerinin tamamının atanmışlardan oluşması halinde eşitlik ilkesi ve genel kurula ait olan yönetim kurulu üyesini seçme ve azletme yetkisi ihlal edileceğinden esas sözleşmede belirtilen üye sayısı kadar ataması mümkün değildir. Yazarın ileri sürdüğü çekinceler haklı olmakla birlikte kanaatimce esas sözleşmede sayıyla ilgili açık bir düzenleme bulunması kaydıyla kamu tüzel kişilerinin yönetim kuruluna atayacakları üye sayısı serbestçe kararlaştırılabilir.

5. Yönetim Kurulunun Geçici Üye Seçmesi
Yönetim kurulunda herhangi bir sebeple bir üyelik boşalırsa, yönetim kurulu kanuni şartları taşıyan bir kişiyi geçici olarak yönetim kurulu üyeliğine seçer. Bu şekilde seçilen üye ilk genel kurul toplantısına kadar görevini sürdürür ve genel kurulda onaylandığı takdirde yerine seçildiği kişinin süresini tamamlar(m.363/1). Ancak bu kural, kamu tüzel kişilerinin atadığı kimseler hakkında uygulanamaz. Zira kamu tüzel kişisinin atadığı temsilci herhangi bir sebeple üyelik sıfatını kaybetmişse, ancak yine o kamu tüzel kişisi tarafından yerine birisi atanabilir.
Doktrinde ‘’kooptasyon’’ adı verilen bu yöntem, daimi surette ve aktif olarak faaliyet göstermek durumunda olan yönetim kurulunun bu özelliğini korumak amacıyla hüküm altına alınmıştır. Toplantı yeter sayısının bulunması şartıyla, birden fazla üyeliğin boşalması durumunda da yönetim kurulu geçici olarak üye seçebilir. Ancak toplantı yeter sayısının sağlanamaması durumunda bu imkandan yararlanmak mümkün değildir. Bu durumda tek bir pay sahibi dahi, yönetim kurulunun devamlı surette toplanamaması veya toplantı nisabının oluşmasının imkansız olması sebeplerine dayanarak mahkemeye başvurabilir(m.410/2). Mahkemenin izniyle birlikte genel kurul toplanarak yönetim kuruluna yeni üyeler seçilebilir.

6. Mahkeme Tarafından Atanma
Kanunda düzenlemesi bulunmayan ancak doktrinde bazı yazarlar tarafından savunulan bir görüşe göre; TTK m. 531’de düzenlenen haklı nedenle fesih davasında hakim, kendisine tanınan geniş takdir yetkisinden faydalanarak şirketin feshedilmesi yerine, mevcut yönetim kurulunun görevine son vererek onların yerine yeni yönetim kurulu üyeleri atayabilir. Bilindiği üzere haklı nedenle fesih davası, anonim şirketlerde azınlığın haklarını korumak amacıyla düzenlenmiş istisnai ve ikincil nitelikte bir davadır. TTK m. 531/1’e göre ‘’Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler.’’ Söz konusu dava, çoğunluğun isteğinin aleyhine olarak azınlığın talepleri doğrultusunda açılacağından ve kanunda ‘’haklı sebep’’ kavramından ne anlaşılması gerektiği açık olmadığından mahkemelerce oldukça dikkatli şekilde incelenmeli ve duruma uygun düşen diğer çözümler göz önünde bulundurulmalıdır. Zira maddenin devamında ‘’ Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.’’ denilerek alternatif çözümlerin aranması gerekliliğine işaret edilmiştir. Bu çerçevede yukarıda belirttiğimiz yönetim kurulunun mahkemece görevden alınarak yerine yeni bir yönetim kurulunun atanması görüşü kanaatimizce somut olayın özelliğine göre kabul edilebilir bir çözümdür. Madde gerekçesinde ‘’Maddenin son cümlesindeki “veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözümü karar bağlama” inisiyatifi tamamıyla mahkemeye aittir.’’ ifadesinden de anlaşılacağı üzere bu konuda mahkemeye oldukça geniş bir takdir yetkisi tanınmıştır.
D) SONUÇ
Modern şirketler hukuku düşüncesinde, genel kurulun anonim şirketin üst kurulu olduğu ve dolayısıyla yönetim kurulunun onun altında çalışan bir kurul olduğu görüşü terk edilerek, her iki kurulun farklı görevler icra eden fakat eşit statüde organlar olduğu görüşü kabul görmüştür.
6102 sayılı TTK’da anonim şirketin temel organları düzenlenirken, denetim organı konusunda ‘’özden organ’’ ilkesi terk edilerek bağımsız denetim esası getirilmiş, genel kurul ve yönetim kurulu açısından da bir üst paragrafta değinilen eşitlik ilkesi mucibince yönetim kurulu ve genel kurulun görev alanları net olarak belirlenmiştir.
Yönetim kurulunun oluşturulması anlamında ‘’atanma’’ ve ‘’seçilme’’ usulleri olmak üzere iki temel başlık söz konusudur. Yönetim kurulu üyeliği açısından en temel ve normal yol genel kurul tarafından seçilmektir. Ancak kanunda istisnai durumlar da öngörülmüş bulunmaktadır.
Genel kuralın ilk istisnası yönetim kurulu üyelerinin esas sözleşme ile atanmasıdır. Şirketin tüzel kişilik kazanması anında yönetim kurulunun hazır olması gerekliliğinden dolayı, ilk yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile atanır. İkinci istisna, kamu tüzel kişilerinin faaliyet konusu kamu hizmeti olan anonim şirketlerin yönetim kurullarında temsilci bulundurma( daha doğrusu atama) hakkıdır. Ancak bu hak, esas sözleşmede kabul edilmiş olması şartına bağlıdır. Üçüncü istisna, herhangi bir sebeple yönetim kurulu üyeliğinin boşalması durumunda yönetim kurulu tarafından geçici olarak bir üyenin seçilmesi durumudur. Ancak bunun için de yönetim kurulunun toplantı yeter sayısını sağlamış olması gerekmektedir. Son olarak kanunda yeri olmayan fakat doktrinde bizim de görüşüne katıldığımız bazı yazarların ileri sürdüğü, haklı nedenle fesih davasında hakimin alternatif bir çözüm yolu olarak yeni yönetim kurulu üyelerini atayabileceği şeklinde bir görüş de yer almaktadır.
Şirketin faaliyetlerinin devamında ve ticari hayat içerisinde sağlam şekilde ilerleyebilmesinde yönetim kurulunun rolü çok büyüktür. Yönetim kurulu sadece şirket içinde düzeni ve işleyişi sağlamakla kalmayıp aynı zamanda şirketi üçüncü kişilere karşı temsille de yükümlüdür. İşte bu öneminden dolayı gerek yeni ticaret kanunumuzda ve gerekse diğer modern hukuk sistemlerinde, yönetim kurulunun tabiri caizse bir ‘’ profesyonel yöneticiler kurulu’’ şeklinde yapılanmasını teşvik edecek düzenlemelere yer verilmiştir. Zira anonim şirketler çok büyük sermayelerin bir araya gelebildiği bir şirket türü olması sebebiyle ülkelerin ticari hayatları açısından da ehemmiyet arz etmektedir.
Her ne kadar yönetim kurulu üyelerinin atanma ve seçilme usulleri açısından yukarıda da değinildiği üzere bazı tereddütlü durumlar söz konusu ise de, bunların gerek doktrin ve gerekse yargı içtihatları yoluyla aşılması kanaatimizce mümkündür.

KAYNAKÇA
BİLGİLİ, Fatih/DEMİRKAPI, Ertan, Şirketler Hukuku , Dora Yayınları, Bursa 2012
ÇEKER, Mustafa, Ticaret Hukuku, Karahan Kitabevi, Adana 2013
GÜNEY, Necla Akdağ , Anonim Şirket Yönetim Kurulu , Vedat Kitapçılık , İstanbul 2012
POROY, Reha/TEKİNALP, Ünal/ÇAMOĞLU, Ersin , Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, İstanbul 2005
PULAŞLI, Hasan, Yeni Şirketler Hukuku, Adalet Yayınevi , Ankara 2012
TANDOĞAN, Haluk, İsviçre Borçlar Kanunu Kısım III-V, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü , Ankara 1958
YÜCE, Aydın Alber , Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı , Vedat Kitapçılık , İstanbul 2013









Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Atanması Ve Seçimi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Numan Tekelioğlu'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
16-05-2014 - 15:52
(3594 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
16993
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 30 dakika 58 saniye önce.
* Ortalama Günde 4,73 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 21840, Kelime Sayısı : 3188, Boyut : 21,33 Kb.
* 3 kez yazdırıldı.
* 3 kez indirildi.
* 3 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1773
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03942990 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.