Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Dialer Programlarının Ceza Hukuku Ve Borçlar Hukuku Açısından Değerlendirilmesi

Yazan : Av.Ali Osman Özdilek [Yazarla İletişim]
Avukat

Yazarın Notu
Makale Kasım 2002 tarihlidir.

İnternet artık hepimizin yaşamında bir şekilde yerini almış bulunmakta. Elektronik posta gönderme ve alma, sohbet etme, web sayfaları arasında gezinme ve daha birçok faaliyet internet üzerinden gerçekleştirilmekte. İnternetin ve internet teknolojilerinin gelişimiyle birlikte, interneti kontrolsuz bir suç isleme alanı ve yeni bir kazanç kapısı olarak görenler de siberuzay’da boy göstermiştir. Örneğin ünlü kişilerin isimleri, ünlü markalar alan adı olarak sahiplerinin dışındaki kişilerce alınmıs ve bu alan adlarının sahiplerine devredilmesi karşılığında yüksek bedeller talep edilmiştir.

İnternet, kullanıcılar için birçok tehlikeyi içinde barındırmaktadır. Örneğin sisteminize virüs bulaşabilir, önemli dosyalarınız çalınabilir veya silinebilir, tehditlere ve cinsel tacizlere maruz kalabilirsiniz. Bu tehlikelerden biri de “Dialer” adı verilen programlardır.

1. Dialer Programı Nedir?

İnternette gezinirken özellikle porno sitelerinde veya bedava program, müzik, film dağıtttığını iddia eden sitelere bağlanıldığında, ekranda bir uyarı mesajı belirmektedir. Bu mesajda, ''Kredi kartı yok. Üyelik yok. Kayıt yok. Yüzbinlerce porno resim. Binlerce video. Yüzbinlerce canlı porno tv yayını. Normalden 10 kat daha hızlı bağlantı. Sadece 41 kb'lik küçük bir program. İndirin, çalıştırın, anında bağlanın porno internet omurgasına'' denilmektedir. Böylece bu yazılım bilgisayara indirildiğinde bir çok paralı yani kredi kartı ile üye olunabilinen, şifre gerektiren porno sitelerinde sanki bedava sörf yapılabileceği imajı yaratılmaktadır.

Bu programın bilgisayarda yaptığı, mevcut dial-up bağlantısını kesip, ISS numarasını yurtdısındakı bir 900'lü hat numarasıyla internete bağlamasıdır. Tabii bu tehlike sadece dial-up bağlantı için değil, bilgisayarında modem olan tüm kullanıcılar için geçerlidir.

Program sadece çalıstırıldığında değil, kullanıcı makina başında değilken dahi, kendi kendine uluslararası hatlara bağlanabilmektedir.

Bu tür programların bir başka çeşidi ise bilgisayara kurulan çeşitli programların içinde gelebilmektedır. Örnegin Peer2Peer programların bir çoğu bu tür kodlar barındırmaktadır. AudioGalaxy, Kazaa, Morpheus, Download Accelerator gibi dosya indirmek için kullanılan programlar, kayıtsız şartsız bu programları kurarken, GetRight gibi bazı programlar dialer programını kurmak için izin istemektedir.

Üyelik ve şifreye gerek kalmadan, kredi kartıyla ödeme yapılmadan bu sitelerde bir saatlik sörf yapmanin faturası, yaratılan imajın aksine, bedavaya değil, 185 milyon 850 bin liraya patlıyor. Şayet bu sörf, ayda 5.5 saati bulursa, Telekom'un çıkardığı fatura da 1 milyar liraya ulaşıyor. Türk Telekom'un son günlerde abonelerine gönderdigi ''milyarlık'' telefon faturalarının kaynağını da bu olusturuyor.1



Şekil-1: Bir dialer programının iletişim penceresi


Şekil-2: .exe uzantılı dialer programının dosya indirme pencereleri


Yukarıda Şekil-1’de anahtar program olarak adlandırılan bir dialer programının iletişim penceresini görüyorsunuz. Görüldüğü gibi çeşitli vaatlerde bulunuluyor. Şekil – 2’de ise bir porno sitesindeki bir resme tıklanıldığında dosya indirme penceresi açılıyor. Burada hiçbir açıklama ve uyarı bulunmuyor. Dosyanın .exe uzantılı olduğuna özellikle dikkat edin. Tamamen sistemde bir fonksiyon yerine getirebilecek şekilde düzenlenmiş bir program olduğunu buradan anlayabiliyorsunuz. Hatta yazıyı hazırladığım sırada ekran görüntüsü alırken bilgisayarıma benden habersiz indirilen programlar bile oldu. Internet tarayıcısının açtığı ekranda « cannot find server » uyarısını görürseniz veya modeminizin sesinde bir kesilme ve sonra tekrar bir bağlantı sesi duyarsanız büyük ihtimalle dialer programı çalışmaya başlamış demektir.

İşte yukarıda anlatılan “Dialer” programı sebebi ile birçok insan milyarlarca liralik telefon faturalarını ödemek zorunda bırakılmıstır. Acaba bu eylem ceza hukuku açısından bir suç teşkil eder mi? Bu program sebebiyle mağdur olanların yasal hakları nelerdir?

Bu yazıda konuyu Ceza Hukuku ve Borçlar Hukuku açısından ikili bir ayırıma tabi tutarak inceleyeceğiz.

2. Ceza Hukuku Yönünden :

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacagı üzere dialer programlarının kullanılması ile ceza hukukunu ilgilendiren bazı sonuçlar doğabilecektir. Burada tespit edilmesi gereken husus; dialer programlarının hukukumuz açısından hangi suçun/suçların unsurlarını taşıdığıdır. Konunun teknik yönünü dikkate alan bir inceleme, dialer programlarını öncelikle, doğrudan bilişim suçlarını düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 525. maddesi kapsamında incelemeyi gerektirecektir.

A) Dialer Programlarının TCK 525 Kapsamında Değerlendirilmesi:

Türk Ceza Kanunu’nda 525. madde ile a,b,c,d fıkraları olmak üzere dört fıkra ile bilişim suçları düzenlenmiştir. Bu fıkralardan sistem marifetiyle dolandırıcılık olarak da adlandırılan b fıkrasını dialer programları açısından inceleyelim:

Madde 525/b - (Ek : 6/6/1991 - 3756/22 md.)

Başkasına zarar vermek veya kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla,bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi veya verileri veya diğer herhangi bir unsuru kısmen veya tamamen tahrip eden veya değiştiren veya silen veya sistemin işlemesine engel olan veya yanlış biçimde işlemesini sağlayan kimseye iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşmilyon liradan ellimilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

Bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak kendisi veya başkası lehine hukuka aykırı yarar sağlayan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve ikimilyon liradan yirmimilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

Maddede geçen “bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş sistem” kavramının açıklanması gerekmektedir. Acaba maddede düzenlenen sistem kavramına neler dahildir?

Bu konudaki bir görüşe göre sistem sadece bilgisayarın mikroişlemcisinden ibarettir. Bu sebeple bir fiilin TCK 525/b anlamında suç teşkil edebilmesi için fiilin sadece mikroişlemciyi ve işlevlerini etkilemesi gereklidir.

Diğer bir görüşe göre ise sistem, bilgisayarın ana kartı üzerine monte edilmiş olan mikroişlemci, grafik kartı, ses kartı gibi parçaların bir bütünüdür. Bu sebeple bunlardan herhangi birine karşı maddede düzenlenen fiil gerçekleştirilirse TCK 525/b anlamında suç meydana gelmiş olacaktır.

Katıldığımız görüşe göre ise sistem, yazıcı, modem gibi tüm çevre birimleri de dahil olmak üzere bilgisayardan beklenen tüm amaçları gerçekleştirmeye elverişli donanım ve yazılım öğelerinin bir bütünüdür.

Bu hususu böylece açıkladıktan sonra dialer programlarını TCK 525/b’de düzenlenen suçun unsurları açısından inceleyelim;

a – Suçun maddi unsuru:

* Hareket:

Suçun oluşabilmesi için failin yapması gereken hareketler 1.fıkrada, bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi veya verileri veya diğer herhangi bir unsuru kısmen veya tamamen tahrip etmek, değiştirmek, silmek, sistemin işlemesine engel olmak ve yanlış biçimde işlemesini sağlamak olarak; 2.fıkrada ise bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak kendisi veya başkası lehine hukuka aykırı yarar sağlamak olarak sayılmıştır.

Tahrip etmek, sistemin bütününün veya herhangi bir unsurunun asli fonksiyonlarını yerine getirmeyecek derecede bozulmasıdır. Örneğin bilgisayarın sabit diskinin verileri depolayamaması ve veriler istendiğinde kullanıcıya bu verileri sunamaması sabit diskin tahrip edilmesidir.

Değiştirmek, sistemin bütünündeki veya herhangi bir unsurundaki mevcut verilerin ve ayarların failin isteğine göre değiştirilmesidir.

Silmek, sistem veya unsurlarında kayıtlı olan herhangi bir veri veya veri kümesini –türü ne olursa olsun- bir daha geri kazanılamayacak şekilde kayıtlı olduğu sistem unsurundan silmektir.

Sistemin işlemesine engel olmak, sistemin veya herhangi bir unsurunun kendilerinden beklenen fonksiyonları yerine getirmesine engel olmaktır.

Yanlış biçimde işlemesini sağlamak, sistemin veya herhangi bir unsurunun standart olarak belirlenmiş fonksiyonlarının haricinde, başka bir fonksiyon yerine getirmesini sağlamaktır.

Bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak kendisi veya başkası lehine hukuka aykırı yarar sağlamak ise nasıl yapıldığına bakılmaksızın sistemi veya unsurlarından herhangi birini veya birkaçını kullanarak kendisi veya başkası lehine hukuka aykırı yarar sağlamaktır.

Yukarıda işleyişini anlattığımız dialer programlarının kullanımı 525/b maddesinin 1.fıkrasındaki hiçbir eyleme uymamaktadır. Belki sistemin yanlış işlemesini sağlamak olarak düşünülebilir. Fakat burada dialer programı sisteme dahil bir unsur olan modemin yanlış şekilde işlemesine yol açmamaktadır. Modem standart olarak kendisine yüklenen görevleri yerine getirmeye devam etmektedir. Programın yaptığı iş mevcut yerel telefon numarasıyla kurulan başlantıyı kesip kullanıcının modemini uluslararası veya normal hattan çok daha yüksek ücret talep edilen bir hatta bağlamaktır.

Bu sebeple kanımızca dialer programlarının kullanılması TCK 525/b f.1 kapsamına sokulamayacaktır. Burada artık hareketin ne olduğuna ve nasıl yapıldığına bakılmaksızın bir bilgisayar sistemi kullanılarak failin kendisi veya başka bir kişi lehine hukuka aykırı olarak yarar sağlamasını suç olarak düzenleyen 525/b f.2 uygulanacaktır. Dialer programını bir web sitesinden bilgisayarına indiren kişinin pahalı telefon hatlarına bağlanması ile, hem web sitesi sahipleri hem bu sistemi işletenler hem de sistemin işlemesi için gerekli altyapıyı sağlayanlar kendilerine yarar sağlamış olmaktadırlar.

Fakat yapılan bu tür analizde gözden uzak tutulmaması gereken nokta bu yarar sağlamanın hukuka aykırı olmasıdır. Şayet bir hukuka uygunluk sebebi varsa bu suç gerçekleşmeyecektir. Buradaki hukuka uygunluk sebebi ise ancak mağdurun rızası olabilir. Acaba dialer programını bilgisayarına indiren kullanıcının, bu programın kendisini pahalı telefon hatlarına bağlamasına rızası var mıdır?

Burada mağdurun rızasının var olduğunu söyleyebilmek için mağdurun dialer programının işleyişi hakkında bilgi sahibi olması, programın kendisini pahalı telefon hatlarına bağlayacağını açıkça bilmesi ve buna rağmen bu duruma rızasını açıkça belirtmiş olması gerekir. Oysa birçok örnekte sadece bu programla neler yapılabileceği belirtilmekte bunun dışında herhangi bir açıklama yapılmamaktadır. Hatta bazı örneklerde program kendi kendini kurmaya dahi başlamaktadır. Bu sebeple mağdurun yukarıda belirttiğimiz hususlardan haberdar olduğunun ve buna rağmen dialer programını bilgisayarına yüklemeyi ve çalıştırmayı kabul ettiğinin ispatlanması durumunda bu suç hukuka uygunluk sebebiyle oluşmayacaktır.

* Netice:

Bilgisayar sistemi kullanılarak failin kendisi veya başkası lehine yarar sağlamasıyla bu suç oluşur. Fiilin sonunda yarar olarak nitelendirilebilecek bir netice gerçekleşmemişse bu fiili TCK 525/b f.2 kapsamında değerlendirmeye imkan yoktur. Dilaer programlarını bir internet kullanıcısının bilgisayarına yükleyip çalıştırmasıyla hem o dialer programının indirildiği web sitesinin sahibinin hem yerel bazda bu sistemi kuran ve işleten kişinin hem bu kişiye sistemi işletmesi için gerekli altyapıyı hazırlayanın hem de bağlanılan uluslararası veya pahalı hat sahibinin yarar sağladığı tereddütsüz söylenebilecektir.

Netice ne zaman gerçekleşir?

Dialer programının kullanıcının bilgisayarına yüklenip çalıştırılmasından sonra kullanıcının modeminin uluslararası veya pahalı telefon hatlarına bağlanmasıyla netice gerçekleşir. Artık bu andan sonra kanunu aradığı yarar sağlama gerçekleşmiş olacaktır.

Bu suça teşebbüs mümkün müdür?

Kanımca burada hareketi neticeye bitişik bir suç vardır. Neticeyi yukarıdaki gibi tanımladığımız zaman artık neticeyi hareketten ayırmaya imkan kalmamaktadır. Suç bu haliyle ancak eksik teşebbüse elverişli olabilir. TCK’nun suça eksik teşebbüsü düzenleyen 61. maddesine göre eksik teşebbüsün gerçekleşebilmesi için bir kişinin suçu işlemeye elverişli araçla icra hareketlerine başlaması fakat elinde olmayan bir sebeple bu icra hareketlerini sonuçlandıramaması gerekmektedir. Dialer programının yüklenmeye başlaması ile icra hareketlerine elverişli bir araçla başlandığı rahatlıkla söylenebilir. Bu yükleme sırasında herhangi bir sebeple program kullanıcının bilgisayarına yüklenemezse örneğin bilgisayarın elektrik bağlantısı kesilirse suç eksik teşebbüs halinde kalacaktır. Yine program indirilmiş fakat modemin aradığı numaradan veya kullanıcının telefon hattından kaynaklanan bir sebeple bilgisayar uluslararası veya pahalı telefon hattına bağlanamamışsa suç eksik teşebbüs halinde kalacaktır.

b – Suçun Manevi Unsuru :

Bu suç ancak kasten işlenebilir. Fail dialer programının, bu programı bilgisayarına yükleyen kişinin modemini uluslararası veya pahalı telefon hatlarına bağlayacağını ve bundan kendisinin bir yarar sağlayacağını bilmeli ve istemelidir. Suçun teknik bilgi gerektirmesi sebebiyle böyle bir programı web sitesine koyan veya bu sistemi işleten kimsenin kusurla bu suçu işlemesi mümkün değildir.

c – Suçun Faili :

Dilaer programları ile TCK 525/b f.2 anlamında işlenen bir suçun failini tespit ederken karşımıza birkaç süje çıkmaktadır. Bunlar; dialer programını web sitesinde bulunduran, dialer programlarının fonksiyonlarını yerine getirmesi için sistemi işleten ve bu sistemin işleyebilmesi için gerekli alt yapıyı sağlayanlardır. Bu sonuncu süje ülkemiz için Türk Telekom’dan başkası değildir. Bu üç süje de işlenen bu suçla yarar sağlamaktadır. Acaba bu üç süjeden hangisi veya hangileri fail olmalıdır?

Kanımca burada bir iştirak hali vardır. Hem web sitesinde bu programı bulundurarak internette hızlı gezinti yapılabileceğini vaadeden hem de sistemi kuran ve işleten asli maddi fail olarak cezalandırılmalıdır. Altyapıyı sağlayanın fail olup olamayacağı ise kastına göre belirlenecektir. Eğer altyapıyı sağlayanın sağladığı vasıtaların böyle bir cürüm için kullanılacağından veya kullanıldığından haberi varsa TCK m.65 f.1 b.1 delaletiyle fail olarak cezalandırılacaktır.

Kullanıcı her internete bağlandığında dialer programının çalışması ve kullanıcının bilgisayarını uluslararası veya pahalı telefon hatlarına bağlaması sonucu suç tekrar tekrar işlenmiş olacaktır. Bu durumda TCK m.80’e göre her bağlanma tek bir suç olarak kabul edilecek ama ceza altıda birden yarıya kadar arttırılacaktır.

d – Suçun işlendiği yer:

Suçun işlendiği yer neticenin gerçekleştiği yer olan kullanıcının bilgisayarının bulunduğu yer olmalıdır. Çünkü dialer programı ile yarar sağlama kullanıcının bilgisayarı sayesinde gerçekleşmektedir. Bu sebeple de fail hakkında açılacak bir davada yetkili mahkeme kullanıcının bilgisayarının bulunduğu yer mahkemesi olacaktır.

B – Dialer Programlarının TCK 503 Kapsamında Değerlendirilmesi :

Dialer programlarının TCK m.503’te yer alan dolandırıcılık suçuna sebebiyet verdiği de söylenebilir. Maddeye göre :

Madde 503 - (Değişik: 21/11/1990 - 3679/25 md.)

Bir kişiyi kandırabilecek nitelikte hile ve desiseler yaparak hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına haksız bir menfaat sağlayan kişiye bir yıldan üç yıla kadar hapis ve sağladığı haksız menfaatin bir misli kadar ağır para cezası verilir.

Fiili, mağdurda esasen var olan hatadan, hile ve desise kullanmak suretiyle yararlanarak gerçekleştiren kişi hakkında da birinci fıkrada yazılı ceza uygulanır.

Maddeye göre bir kişiyi kandırabilecek nitelikte yani iğfal kaabiliyetini haiz bir araçla o kişiyi kandırıp kendisinin veya başkasının yararına menfaat sağlayan kimse cezalandırılacaktır. Buradaki iğfal kaabiliyeti konumuz açısından standart bilgisayar ve internet fonksiyonlarının yaygın kullanımını bilen ve bunu uygulayabilen herkesi yani ortalama bir bilgisayar ve internet kullanıcısını aldatabilecek nitelikte hile ve desiseleri içeren bir iğfal kaabiliyetidir.

Gerçekten de dialer programlarının belirgin özelliği kullanıcılara belirli vaadlerde bulunması ama programı bilgisayarına yükleyip çalıştırdıktan sonra uluslararası veya pahalı telefon hatlarına bağlanılacağının belirtilmemesidir. Hatta bu program sayesinde internet gezintisinin kısalacağı ve böylece telefona daha az para ödenileceği dahi söylenmektedir. Bir dialer programı gerçekten de hem hazırlanışı hem de çalışma sistemi bakımından ancak uzman olan kişilerin anlayabileceği bir programdır. Ortalama bir internet kullanıcısının bunu anlaması mümkün değildir. Kullanıcı internete girip çıkarken dialer programı kullanıcıya çok yüksek miktarlarda telefon faturası getirecek fonksiyonunu icra etmektedir. Açıkçası bilgisayar teknolojisi kullanılarak insanlar tuzağa düşürülmektedir.

Bu sebeple dialer programları ile işlenen suçun TCK 503 f.1 kapsamında değerlendirilebileceği söylenebilecektir. Fakat bugün itibarı ile bu programları 503. madde kapsamına sokmaya imkan ve gerek yoktur. Çünkü TCK 525/b f.2 ile bu konu özel olarak düzenlenmiştir. Özel bir düzenleme varken genel bir düzenlemeye gidilemeyeceği hukukun genel bir prensibidir.

Ayrıca TCK 525/b f.2’de düzenlenen hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı TCK 503’de düzenlenen cezanın üst sınırından daha yüksektir. İşlene bir suç ile kanunun muhtelif hükümlerini ihlal edenlerin daha ağır cezayı içeren hüküm uyarınca cezalandırılacağı TCK m.79 hükmünün emridir.

C. Sonuç :

Dialer programları örneğinde de görüldüğü gibi ortalama bir internet kullanıcısı hatta ileri düzeyde bir internet kullanıcısı dahi internet üzerinde çok çeşitli tehlikelere maruz kalmaktadır. Bu tehlikeler insanın siniri bozmaktan veya etik olmamaktan çok öte bir anlam taşımaktadır. Teknoloji kullanılarak yapılan tüm eylemler hukuk düzenine ve hukuk güvenliğine karşı yapılmaktadır. Bu sebeple bu tür eylemleri haber alan yargı organları en kısa zamanda duruma el koymalı, konunu teknik özelliklerinden faydalanarak kendilerine çıkış yolu bulmaya kalkanlara karşı teknik destek alarak kovuşturma yapılmalıdır. Dialer programlarının yarattığı madurşyet en kısa zamanda giderilmeli ve insanların zaafiyetinden faydalanarak kendilerine çıkar sağlayanlar süratle cezalandırılmalıdırlar.


3. Borçlar Hukuku Yönünden:

Dialer programlarının yarattığı sonuçlar kendisini kişilerin malvarlığında bir eksilme olarak göstermektedir. Acaba burada Borçlar Hukuku yönünden ilişkilerin hukuki durumu nedir? Özellikle milyarlarca liralık faturaları ödemek zorunda bırakılan insanların Borçlar Hukuku yönünden bir savunmaları veya talepleri olabilir mi?

Bu sorunların çözümü için öncelikle taraflar arasında borç ilişkilerinin var olup olmadığını incelememiz gerekmektedir. Burada borç ilişkilerinin tarafları internet kullanıcısı, web sitesi sahibi, sistemi işleten ve alt yapıyı hazırlayan olacaktır. Şematik olarak göstermek gerekirse:


Buradaki ilişkileri açıklamak gerekirse;

Alt yapı sağlayan ile sistemi işleten arasındaki ilişki telekomünikasyon hatlarının kiralanması ilişkisidir. Sistemi işleten ile web sitesi arasındaki ilişki ise bir vekalet akdi olarak nitelendirilebilir veya bu web siteleri sistemi işletenin temsilcisi veya acentası gibi kabul edilebilir. Web sitesi sahibi ile kullanıcı arasındaki ilişkiyi akdi olarak nitelendirmek güç görünmektedir. Kullanıcı web sitesi içeriğinden faydalanmak istemekte, web sitesi de içeriğini ona sunmayı taahhüt etmektedir. Kullanıcının buradaki yükümü dialer programını bilgisayarına yüklemek, web sitesi sahibinin yükümü ise kullanıcının içeriğe ulaşmasını sağlamaktır. Kullanıcı ile alt yapı sağlayıcı arasında da ayrıca bir abone sözleşmesi mevcuttur. Çünkü ülkemiz açısından dialer sistemini işletene alt yapıyı sağlayan ile kullanıcıya telefon hattı tahsis eden kuruluş aynıdır. Bütün bu ilişkiler yumağı içerisinde kullanıcının dialer programını çalıştırıp uluslararası veya pahalı telefon hatlarına bağlanmasıyla, web sitesi sahipleri ve alt yapıyı sağlayan, kullanıcının ödediği-ödeyeceği paradan belli bir pay alırlar. Sistemi işleten de (yukarıdaki şemada gösterilmeyen) bağlantı yapılmasını sağladığı uluslararası kuruluştan veya pahalı hattı sağlayan telefon kuruluşundan payını alır.

Kısaca sistem bu şekilde çalışmaktadır. Görüldüğü üzere bu ilişkiler yumağında zararlı çıkan ve aslında ne olup bittiğinden bile haberi olmayan tek kişi kullanıcıdır. Burada sorulması gereken soru kullanıcının dialer programını indirmesiyle bir sözleşmenin tarafı olup olmadığı ve kendisine “kabarık” telefon faturasını gönderen kuruluşa karşı web sitesi sahibi ile arasındaki sözleşmeye dayanarak bir savunmada bulunup bulunamayacağıdır.

A) Sözleşmenin Kurulması (İcap-Kabul) Yönünden :

Yukarıda belirttiğimiz problemlerin çözümü için takip edilebilecek bir yol, Borçlar Kanunu’nun icap-kabul hükümlerinden yola çıkmaktır. Borçlar Kanunu’na göre bir sözleşmenin oluşabilmesi için karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının var olması gerekir. Yani icabı yapanın icabını karşı tarafın kabul etmesi gerekir. Ayrıca yazılı bir sözleşme yapılmışsa her iki tarafın da imzasının bulunması şarttır. Burada bunların ayrıntısına girmeyeceğiz. Burada incelenmesi gereken nokta kullanıcı ile web sitesi sahibi arasındaki akdi ilişkide taraf iradelerinin sözleşmenin esaslı noktalarında uyuşmuş olup olmadığıdır. Esaslı noktalarda uyuşma yok ise sözleşme de kurulmamış olacaktır. Burada eğer bir sözleşme ilişkisinin mevcudiyeti kabul edilirse bu sözleşmenin esaslı noktaları olarak karşımıza şunlar çıkacaktır:

- Kullanıcının dialer programını bilgisayarına yüklemesi ve bu sayede web sitelerini hızlı ve ücretsiz olarak gezebilmesi.
- Web sitesi sahibinin kullanıcının web sitesi içeriğine erişmesini sağlaması

İşte bir uyuşmazlık durumunda problemin çözülebilmesi için taraf iradelerinin somut olayda uyuşup uyuşmadığının incelenmesi gerekecektir. Hiç tereddütsüz söylenebilir ki taraf iradeleri burada uyuşmamıştır. Buna ilişkin kanıtlar ise web sitesinin anahtar program olarak nitelediği programa ilişkin yazılarından ve kullanıcının telefon faturalarının ayrıntılı dökümlerinden elde edilecektir. Kullanıcı web sitesinden ücretsiz faydalandığını zannederken uluslararsı veya pahalı telefon hatlarına bağlanarak yüksek ücretlerin muhatabı olmaktadır. Öncelikle taraf iradelerinin uyuşmaması sebebiyle hukuken bu sözleşme doğmamış sayılmalıdır.

B – Hile Yönünden :
Kanımca dialer programlarına ilişkin problemlerin borçlar hukuku açısından çözümü Borçlar Kanunu’nda düzenlenen hile hükümleriyle halledilmek gerekir. Borçlar Kanunu’nun 28. maddesine göre:

“Diğer tarafın hilesiyle akit icrasına mecbur olan tarafın hatası esaslı olmasa bile, o akit ile ilzam olunmaz.
Üçüncü bir şahsın hilesine düçar olan tarafın yaptığı akit lüzum ifade eder. Şu kadar ki diğer taraf bu hileye vakıf bulunur veya vakıf olması lazımgelirse, o akit lazım olmaz.”

Dialer programları ile bir internet kullanıcısının konunun başında belirttiğimiz şekilde uluslararası veya paralı hatlara bağlanmasının bir hile olduğu açıktır. Çoğu internet kullanıcısı için bu hile anlaşılamayacak düzeydedir. Dialer programları gerçekten de tam bir hile aracı olarak kullanılmak üzere yapılandırılmışlardır. Üstelik programın kendisine ek olarak web sitelerinde kullanıcılara çeşitli vaadlerde bulunulmakta, biraz şüpheci kullanıcılar için ise onların şüphelerini azaltabilecek sözler sarfedilmektedir. Örneğin;

“Sitemize olan yoğun ilgi sebebiyle serverlarımızda oluşan tıkanıklığa sizin için bir çözüm bulduk. Sadece 35 kb’lık anahtar programı indirin ve internetten sınırsızca müzik indirmenin keyfini yaşayın. Üstelik kredi kartı yok, şifre yok, sizler için bedava hazırladık.”

Bu beyanlar ve programın teknik özelliği gereği kullanıcıların aldatıldıkları tartışma götürmez biçimde ortaya çıkmaktadır. Peki kullanıcılar gelen kabarık telefon faturaları sebebi ile telefon kuruluşuna karşı bu hileden dolayı bir başvuruda bulunabilecekler midir?

Bu hususu da maddenin ikinci fıkrası düzenlemiştir. Yukarıdaki şemadan da görüleceği gibi alt yapı sağlayan ve aynı zamanda kullanıcıya telefon hattı tahsis eden kuruluş web sitesi sahibi ile kullanıcı arasındaki ilişkide üçüncü şahıs durumundadır. Bu sebeple web sitesi sahibinin hilesine maruz kalan kullanıcının telefon kuruluşuyla yaptığı sözleşme geçerli olacaktır. Fakat kullanıcı telefon kuruluşunun hileyi bildiğini veya bilmesi gerektiğini ispat ederse abonelik sözleşmesiyle bağlı olmayacak ve ödediği miktarı sebebpsiz zenginleşme hükümlerine gore telefon kuruluşundan talep edebilecektir. Eğer bunu ispatlayamazsa telefon kurululşuna karşı olan edimini yerine getirip web sitesi sahibine ve sistemi işleten rücu edecektir.

4. SONUÇ :

Bu yazıda ele almış olduğumuz konu son günlerde iyice artış gösteren ve adeta bilgisayarın insanları sömürme makinesi haline getirildiği bir konudur. Konu tüketicinin korunması açısından da etik açıdan da ele alınabilirdi. Ama bu hacimdeki bir yazıda konu sadece ceza hukuku ve borçlar hukuku açılarından ele alınmıştır.

Bu duruma en kısa zamanda dur denilmeli ve sorumlular hakkında yasal işlemlere geçilmelidir. Elimizde bunu yapabilecek yasal dayanaklarımız da yukarıda gösterdiğimiz gibi mevcuttur. Kullanıcılar olarak bizlerin de bu kişilerin ağına düşmemesi, akla ve hayatın olağan akışına uygun düşmeyen vaatler sunanlar karşısında bir kere daha düşünüp öyle karar vermemiz gerekir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Dialer Programlarının Ceza Hukuku Ve Borçlar Hukuku Açısından Değerlendirilmesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.Ali Osman Özdilek'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
18-04-2004 - 20:34
(7313 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 14 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 6 okuyucu (43%) makaleyi yararlı bulurken, 8 okuyucu (57%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
8976
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 14 dakika 12 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,23 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 25276, Kelime Sayısı : 3150, Boyut : 24,68 Kb.
* 65 kez yazdırıldı.
* 57 kez indirildi.
* 4 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 71
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,02831888 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.