Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : p.picassso, Tarih : 28-10-2023 15:04
Merhabalar. Müvekkilim ticaretle uğraşan biri. 2020 yılında yani pandemi döneminde işleri kötü gidiyor ve verdiği bir çok çek karşılıksız çıkıyor. Sonucunda icra-ceza mahkemesinde yargılanıyor ve 240.000TL , 240.000 TL'lik iki ayrı adli para cezası alıyor ancak bu cezalar gün hapis cezasına çevriliyor ve neticede müvekkil 1850 gün hapis cezası alıyor.
Bu cezası infaz edilirken müvekkil açık ceza evinden covid19 izniyle geri gelmek üzere çıkıyor. Bir daha geri gelmiyor. Ancak müvekkil bu süre zarfında şunu yapıyor daha önceki ceza almasını gerektiren 240bin ve 240 bin TL'lik adli para cezasını ilgi yere yatırıyor . Daha sonra kendisi hakkında izinli olarak çıktığı ceza infaz kurumuna dönmediği gerekçesiyle TCK 292 gereği iddiname düzenlenip dava açılıyor.

Şimdi benim deneyimli meslektaşlara sormak istediğim şu. Acaba buradan bir çıkış yolu bulabilir miyiz ? Zira kanun çok açık herhangi bir gerçekli sebep olmadan iznin bitiminden itibaren 2 gün geciken kişi hakkında disiplin cezasına başvurulur , bu süre 2 günü geçerse de cezaevinden firar etmiş sayılır yani TCK 292'ye göre dava açılır denmektedir.

Şimdiden bütün meslektaşlarıma teşekkür ediyorum . Görüşlerinizi bekliyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :805, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : sailor1981, Tarih : 27-10-2023 21:03
Yargılama sırasında bilirkişi raporunda müvekkile adeta hakaret etmiştir.Bilirkisi hakkında komisyona yaptığımız şikayet sonucu bilirkişi hakkında uyarma cezası verildi. Disiplin cezasını dosyaya sunduk dosyanın tarafsız yeni bir bilirkişiye verilmesini, davalı ile bilirkişi arasında husumet oluştuğunu aynı bilirkişi raporu ile hüküm tesis edilemeyeceğini beyan ettik.
Mahkeme hakimi talebimizi red ederek aynı bilirkişi den ek rapor aldırdı.Bana göre şikayet edilip ceza alan bilirkişinin tanzim ettiği rapor ile hüküm tesis edilemez,bu hususta emsal Yargıtay kararı arıyorum? Peşinen teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :834, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : orhanclkn, Tarih : 27-10-2023 14:30
06/02/2023 TARİHLİ ve K.Maraş merkezli depremde 8 bloktan oluşan geniş bir sitede;bloklardan biri oarta hasarlı, bir diğeri ağır hasarlı olup,kalan 6 blok ise hafif hasarlıdır.Bu durumda,ort a hasarlı blokun binasın güçlendirilmesi veya yerinde dönüşüm için aranan karar nisabı nedir?.Orta hasarlı bina sakileri dairelerinde oturamamakta ve daireler boşaltılmış durumdadır.Bu nedenle bu orta hasarlı bina sakinlerinin aidat ödeme yükümlülüğü var mıdır?bu(Not:Orta hasarlı binanın performans analizi yaptırılmış olup,sonuç binananın güçlendirilebileceği yönünde rapor sunulmuştur.)
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :876, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : orhanclkn, Tarih : 27-10-2023 14:14
Deprem sonrası orta hasar kararı gerilen bir binada,binayı boşaltan kat maliklerinin aidat yükümlülüğü VAR MIDIR?Varsa veya yoksa yasal dayanapı veya yargıtay kararaı var mıdıdr?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :815, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Genç Avukat 15, Tarih : 27-10-2023 10:54
Değerli Hukukçu Dostlar,
Elden ödünç verilen para karşılığı düzenlenen bono nedeni ile yapılan icra takibi kapsamında borçlunun taşınmazı satılarak sıra cetveli düzenlendi. Düzenlenen sıra cetveline pay isabet etmeyen alacaklıların birisi tarafından "bononun her zaman düzenlenebilir olması nedeni ile alacağın varlığının alacaklı tarafından yazılı delil ile ispat edilmesi gerekliliği ve muvazaa" iddiası ile sıra cetveline itiraz davası açıldı.
Burada sormak istediğim husus;

Bonoya dayanak alacak elden verilen ödünç paraya ilişkin olduğu için elimizde yazılı delil olmaması hasebi ile asıl alacağı yazılı nasıl ispat edebiliriz?

Asıl önemli olan sorum tarafımıza dava açan alacaklının alacağı da bonoya dayanmakta olduğundan ben de o alacaklıya karşı aynı iddia ile dava açabilir miyim ya da aynı davada işbu savunmayı öne sürebilir miyim?

Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :762, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : milatsu, Tarih : 27-10-2023 10:34
Arkadaşlar meraba kolay gelsin hepinize. Bi dava ile ilgili yardıma ihtiyacım var.
Müvekkil kat mülkiyeti kurulmuş bir daireyi satın alıyor bir kaç ay sonra yapı tatil zaptı düzenlenip yıkılıyor.
Tapu kayıtlarına bakıldığında iskan ruhsatı olmadan kat mülkiyeti tesis edildiğini gördüm. Tapuya tazminat davası açtım.
Tapu cevap verdi. Yapı kayıt belgesi var, iskan ruhsatı gerekmiyor diye. Geçici 16. Madde de Yapı kayıt belgesini iskan ruhsatı olmasada kat mülkiyeti kurmaya izin veriyor.
Tapunun kusursuz sorumlulugunu ileri sürsem kanuna aykırı işlem yok diyecekler. Görüş almadı Yapı kayıt belgesinin geçerliliği ile ilgili desem zorunlu değilim diyecek ama beyana dayalı evrakla kat mülkiyeti tesisinden müvekkilin zararı var. Elimi güçlendirecek bir Yargıtay kararı veya herhangi bir bilgiye ihtiyaç duydum. Ayrıca birde Tapu k. Gm ye izafeten maliye hazinesi demiştim tazminatı maliye hazinesi ödeyeceği için. Taraf teşkili için dilekçe mi versem bilemedim. Görüş ve önerilerinizi bekliyorum. Şimdiden teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :671, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : tegese, Tarih : 26-10-2023 19:32
Sayın meslektaşlarım

Kira sözleşmesinde mesken ve home ofis belirlenmiş kullanım şekli olan kiralanan için Tüfe oranında mı yoksa %25 oranında mı artış yapılmalıdır? İlginç şekilde hiç Yargıtay kararı bulamadım.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1349, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Zümer AYDIN, Tarih : 26-10-2023 10:13
Müvekkil, esnaf kaydı olan işveren bünyesinde işçi sıfatıyla aylarca çalışmış. İş ilişkisi kurulmuş ancak maaşlarını alamadığı gibi işveren tarafından herhangi bir sigorta kaydı da yapılmamış. Sigortalılık başlangıcının tespitini talep edeceğiz ancak işverenin ticari kaydı yok, esnaf kaydı olduğunu biliyoruz. Çalışılan iş yerinde sadece müvekkil çalışmış. Dolayısıyla bu dava sigortalılık tespiti olarak asliye hukukta mı yoksa iş mahkemesinde mi açılmalı ? Dava dilekçemizde taraflar arasında işçi- işveren ilişkisinin kurulduğunu ispat etmeye çalışıyoruz ama işverenin esnaf olmasından kaynaklı endişe ettim. Asliye hukukta açılacak olursa süreç iş mahkemesindeki tespit davası gibi mi ilerler ve davanın akabinde sonuca göre alacak davası açma şansımız olur mu ? Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :693, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.nurbasak, Tarih : 25-10-2023 22:39
Meslektaşlarım merhaba, yaklaşık 5-6 ay önce satın almış olduğum taşınmazın otoparkında , asansöründe bir takım sıkıntılar mevcut. Ayrıca belli bir saatten sonra da bir koku problemi yaşıyoruz. Öğrendiğimiz kadarıyla apartmanda havalandırma bulunmamaktaymış. Daireyi satın aldığımız müteahhite karşı kat malikleri olarak nasıl bir yol izleyebiliriz? Bütün kat maliklerinin davacı olarak yer alması gerekir mi yoksa çoğunluk yeterli mi? Karar defterinde bu hususa yer verilmesi gerekiyor mu? Kısaca bilgi verebilirseniz çok sevinirim. Şimdiden çok teşekkür ederim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :747, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukataydın, Tarih : 25-10-2023 18:03
Muris 'M', vefatından önce taşınmazını muvazaalı olarak 'A'ya devretmiştir. Geriye mirasçı olarak oğlu 'O' ve Kızı 'K' kalmıştır. Murisin oğlu 'O', 1/2 payı için muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası açmış, davayı kazanmış ve karar kesinleşmiştir. Beş yıl sonra 'A' kalan 1/2 taşınmazı 'X'e satmış, bu sırada 'O' önalım hakkını kullanarak bu payı da adına tescil ettirmiştir. On beş yıl sonra 'K', 'O'ya karşı muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası açmıştır.

'K', 'O'nun muvazaayı bildiğini bu sebeple lehine tapu iptal ve tescili talep etmektedir 'O' ise yasal önalım hakkını kullandığını savunmaktadır. Bu husustaki meslektaşların görüşünü merak ediyorum. Elinde özellikle 'O' lehine Yargıtay kararı bulunan meslektaşların paylaşması mümkün müdür?

2. Senaryo: 'K'nin, 'O'nun açtığı muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasında 'M' ile 'A' arasındaki işlemin muvazaalı olmadığına ilişkin beyan vermesi durumunda 'K' tarafından açılan davanın akıbeti hususunda meslektaşların görüşleri nelerdir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :731, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.buğra, Tarih : 25-10-2023 15:33
İzale-i şüyuu davası gerekçeli karar tebliği safhasında davalılardan birisinin (..karar tarihinden sonra..) öldüğü anlaşılşdı, hakim davadan el çekmiş durumda mirasçılarına karar tebliğ usulü..???
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :688, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.harebe, Tarih : 25-10-2023 02:02
Sayın meslektaşlarım merhabalar

Müvekkil aracıyla kaza yaptıktan sonra aracını yetkili servise bırakıyor ardından eksper geliyor ve araç tamirine başlanıyor. Araç teslimiyle birlikte fatura kesiliyor ve müvekkil ödemede bulunuyor. Sonrasında kati eksper raporuna ulaştığımızda rapordaki miktar ile faturadaki bedel arasında fark olduğunu gördük. Rapordaki bilgiler ile faturadaki bilgileri karşılaştırdığımızda farkın işcilik sebebiyle olduğunu tespit ettik. Değişen parçaların hepsi uyumlu iken işcilik detaylı bir şekilde araç servisi tarafından eksper ile paylaşılmasına rağmen işcilik ücreti faturada çok fazla girilmiş. Açıkça müvekkilden fazla ücret alınmış. Bu konuda ne yapabiliriz? Şimdiden çok teşekkür ediyor çalışma hayatınızda kolaylıklar diliyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :845, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : gbahsi, Tarih : 24-10-2023 12:38
Merhabalar. Müvekkilim 01.01.2014 - 18.06.2019 tarihleri arasında Aile Bakanlığı nezdinde bakıcı olarak çalışmıştır. Müvekkilin iş kanununa tabi olduğu düşüncesi ile açılan davada bilirkişi raporunda 06.02.2014 tarihine kadarki dönem için iş kanununa, geri kalan dönem için borçlar kanununa tabi olacağı belirtildi. Bu hususta güncel Yargıtay kararları da mevcut. Gelinen aşamada TBK m. 437de düzenlenen ''haksız fesih tazminatı'' kalemi için ek dava mı açmam gerekir? Şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :735, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : EksikHususlarGiderilsin, Tarih : 23-10-2023 14:42
Tüm meslektaşlara iyi günler iyi çalışmalar dilerim.

Müvekkil, 6 daireli bir apartmanın mülk sahibidir. Kendisi de aynı apartmanda oturmaktadır ve 5 kiracısı bulunmaktadır. Kiracılardan bir tanesi geceleri eve alkollü gelmekte, ses yapmakta ve çevreye rahatsızlık vermektedir. Sık sık yaşanan bu durum karşısında ev sahibi olan müvekkil, kiracıya bu konuda uyarıda bulunmasıyla kiracı tarafından tehdit ve hakaretlere maruz kalmış ve polis ekiplerine haber verilmiş akabinde tutanak tutulmuştur. Bu olaya aynı taşınmazda oturan komşular da şahit olmuş ve kiracının davranışlarından rahatsız olduklarını, tahliye davası açılırsa bu hususlarda tanıklık yapabileceklerini belirtmişlerdir. Bunun üzerine müvekkil kiracıyı tahliye etmek istemektedir. Türk Borçlar Kanunu 316.maddesinin 3.fıkrasında kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular bakımından çekilmez olması durumunda kiraya verenin yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebileceği öngörülmektedir. Burada yazılı bildirim yapmadan dava açarak tahliye mümkün müdür yoksa noterden ihtarname gönderilerek tahliye istemek ve tahliye gerçekleşmezse tahliye davası mı açılması gerekmektedir? Bilgisi olan meslektaşların yardımını bekliyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :779, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : parkhk, Tarih : 17-04-2024 14:16
Meslektaşlarım merhaba. Kısaca sorum şudur: İlamsız takibe borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği takdirde 1 yıllık süre içinde itirazın iptali davası yerine alacak davası açılabilir mi?
Açılan alacak davasında ihtiyati haciz talep ettiğimiz takdirde ihtiyati haciz kararının uygulanacağı icra dosyası ile asıl icra dosyası arasında derdestlik oluşur mu?
İyi çalışmalar dilerim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :230, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : sumeyra, Tarih : 17-04-2024 11:33
İyi günler. Mahkeme açtığımız boşanma davasında yetki itirazını kabul edip, mahkemenin yetkisizliğine karar verdi. Biz verilen yetkisizlik kararına karşı itiraz edeceğiz. İstinaf süresi ne zaman başlar. Kararın verildiği tarihten itibaren mi başlar. Bilgilerinizi ve tecrübelerinizi paylaşırsanız, sevinirim...
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :162, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av.msynnc, Tarih : 16-04-2024 14:59
Merhaba değerli meslektaşlarım,

Bir müvekkilimiz kendisine ait dükkanında çakma marka logolu çakmak satması sebebiyle marka vekili tarafından şikayet edilmiş. Daha önce bu hususta soruşturmanın nasıl ilerlediği ya da HAGB/beraat çıkıp çıkmayacağı hakkında bilgisi olan meslektaşlarımızdan yardımlarını bekliyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :121, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : AVUKAT2549, Tarih : 12-04-2024 13:56
Merhaba Sayın Meslektaşlarım,

Müvekkil kiraya verendir. Kiracısı tahliye taahhütnamesi veriyor. Tahliye taahhütnamesindeki tahliye tarihinde kiracı çıkmıyor. Kiracının itirazı üzerine sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali konulu derdest bir davamız var.

Kiraya veren ise kiracısının çıkacağı tarihi düşünerek 3. bir şahsa tahliye tarihini başlangıç tarihi baz alarak kira sözleşmesi imzalıyor. Kira sözleşmesinde kiracının tahliye tarihinde çıkmaması halinde 100.000-TL cezai şart koyuyorlar ve 3. şahsa ödeneceği yazılıyor. Müvekkil ise bu ödemeyi şu an yapmak istemiyor. Ödeme yapması halinde kiracısından bu parayı tahsil edebilir mi?

Mahkeme kararı araştırdım hiç bulamadım. Bana olur gibi geliyor. Elinizde karar var mıdır ? Bu konuda fikirleriniz nelerdir ?

Herkese teşekkür ederim..
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :335, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avycgobul, Tarih : 11-04-2024 19:10
Merhabalar Sayın Meslektaşlarım,
İki sanığın birden fazla suç nedeniyle yargılandığı ceza davasında sanıklar hakkında tehdit ve yaralama suçlarından HAGB kararı verilmiş itiraz üzerine yapılan incelemede itiraz reddedilerek bu suçlar bakımından hüküm kesinleşmiş olup kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkumiyet kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve henüz kesinleşmemiştir. Bu durumda katılan vekili olarak vekalet ücretini icraya koymamız mümkün müdür?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :349, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatt2121, Tarih : 04-04-2024 02:04
Merhaba meslektaşlarım,
Bir icra dosyamda Limited şirketin sermayesine ve şirket hisselerine haciz talep ettim. Ancak şirketin bağlı bulunduğu Ticaret Sicil Müdürlüğünden şu şeklide yanıt aldım. ''Ltd.şti'nin esas sözleşmesinde; taahhüt edilen
sermayenin ödenip ödenmediği, ödenmiş ise korunup korunmadığı mevzuat gereği Müdürlüğümüz tarafından tespit ve tescil edilebilen bir husus olmadığından ve ticaret sicili kayıtlarına haciz konulamadığından ilgi yazınızda bildirilen şirketin kayıtlarına ve sermaye kaydına haciz konulması ile ilgili olarak Müdürlüğümüzce herhangi bir işlem yapılamamıştır.''
-İlgili şirketin sermayesinin korunup korunmadığı bilgisine nereden ulaşıp haciz talebinde bulunabilirim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :356, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05631208 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.