Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : pati, Tarih : 18-11-2023 20:58
Meslektaşlarım,

Kiracının evi tahliyesi sırasında kiralananın demirbaşlarına verdiği zararlar değişik iş delil tespiti sonucu alınan bilirkişi raporu ile sabit; bu durumda müvekkil adına açacağım öncelikle tazminat talepli hukuk davasında zarar verme ile ilgili şikayet hakkını şimdilik saklı tutabilir miyim? Değil ise, nasıl bir yol izlemeliyim? Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1040, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : hukukçu077, Tarih : 18-11-2023 14:00
ÖNEMLİ VE ACİL- Herkese merhabalar,
Meslektaşlarım, senetteki kefile icra takibi başlatmak istiyorum. Borçlu cezaevinde olduğu için müvekkilim borçluya icra takibi başlatılmasını istemiyor. Kefilin taşınmazları olduğu için direkt kefile icra takibi başlatalım diyor. Direkt kefile icra takibi başlatmak mümkün müdür?
Bir diğer sorum borçlu ve kefilin adresleri yazılmamış. Düzenleme yeri şeklinde bir ibarede yok. Borçluya ve kefile ait bir adres yazılsa yeterli olur mu?
Bir de naklen ve malen yazılması gereken kısım da boş, ne şekilde doldurulursa bizim için daha sağlıklı olur?
Sorumun aciliyeti var şimdiden teşekkür ediyorum
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :925, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Ayaz4366, Tarih : 18-11-2023 02:23
Merhaba,
İşçi alacağından kaynaklı dava açtık. Rapor doğrultusunda davamızı ıslah ettik. Davanın kabulü sonrası istinaf incelemesine gitti ve bu aşamada davalı 2 adet dekont sundu( çalışma döneminde davalı müvekkilin hesabına para göndermiş) . Fakat dekontlarda açıklama yok. Ödeme nedeniyle bozma kararı verildi. Yerel mahkeme ilgili ödemeleri mahsup edip yeniden karar verdi. Karar miktar nedeniyle kesin karar. Kısmi ret nedeniyle davalı vekiline karşı vekalet ücretine hükmetti. Burada öğrenmek istediğim karşı vekalet ücreti verilmesi doğru mu? Sonuçta biz rapor doğrultusunda ıslah ettik ve istinaf aşamasında ödeme dekontu sunulması karşı vekalet ücreti doğurur mu ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1004, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Buğra YILDIZ, Tarih : 17-11-2023 17:10
Merhaba;

UYAP E-ihale uygulamasına bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyorum.

1- İhalelere sadece Android cihazlardan Chrome uygulaması aracılığıyla veya masaüstü cihazlardan teklif verebiliyorsunuz. İphone telefonlar üzerinden teklif verilmiyor.

2- İhalenin son 10 dakikası teklif gelmesi durumunda sadece bir defaya mahsus 10 dakika ekleme yapılıyor ve son saniye kim teklif verirse onda kalıyor. Olması gereken yeni bir teklif geldiğinde en az 1 dakika uzaması, bu sayede satacak yerin sahibi fiyatı en yüksek fiyattan satacaktır ama gel gör ki son saniye teklif veren her kim ise ihale onda kalıyor. Normalde olması gereken her yeni teklif geldiğinde en az 30 saniye açık arttırma bitiş süresinin uzatılması gerekirken mevcut sistemde mal sahibi malını son saniye teklif verene satmak durumunda kalıyor, malı pahalı fiyattan satmak yerine son saniye kim teklif verdiyse onda kalıyor.

3- Örneğin ihale 10:35'te sona eriyorsa son 10 dakika teklif gelmesi durumunda ihale bitiş tarihi 10:45 oluyor ve 10:44'ün son salisesinde teklif verende mal kalıyor. Bu sayede rekabet olmadan ihale bitmiş oluyor. Mal sahibi malını daha ucuza satıyor.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1165, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Venom01, Tarih : 17-11-2023 10:15
Merhabalar meslektaşlarım,

Bir idari işlem sonucu müvekkil hakkında icra takibi başlatılıyor. İcra takibi sonucunda ödeme emri geliyor. Ödeme emrine itiraz süresinde idarede Yürütmenin durdurulması talepli iptal davası açtık. Bu aşamada icra takibine yürütmenin durdurulması kararı gelene kadar icra takibini tedbiren durdurulmasını isteme hakkımız var mıdır?

Ya da başka bir yolu varsa yardımcı olabilir misiniz ?

teşekkürler..
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :895, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : uye54331, Tarih : 16-11-2023 22:38
İlk derece mahkemesinin kesin nitelikteki kararına karşı sunulan istinaf dilekçesinin reddi kararının HMK m. 346/2 uyarınca istinafı olağan kanun yolu sayılır mı?

Davanın taraflarına tebligat dahi yapılmadan yalnızca davacının dilekçesi alınmak suretiyle dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde verilmiş bir mahkeme kararı düşünün. Üstelik karar kesin.

Bu karara karşı hukuki dinlenilme, adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle AYM nezdinde bireysel başvuru yapmadan önce istinafın reddi kararının istinafı sonucu beklenmeli mi, doğrudan bireysel başvuru yapılmalı mı?

AYM'nin bu konuda "MEHMET ALİ BEDİR VE TEVFİK GÜNAY BAŞVURUSU" emsal niteliğinde. Ancak bu başvuru 2013 yılında yapılmış. O dönem istinaf faaliyete başlamamıştı. Bu nedenle istinafa dair hükümler uygulanabilir değildi. Dolayısıyla istinafın reddinin istinafı gibi bir müessese yoktu. Yukarıda belirttiğim gibi bu durumda, bireysel başvuru için 30 günlük süreyi ne zaman başlatmak lazım?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :909, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat1804, Tarih : 16-11-2023 13:04
Merhaba meslektaşlarım,

Müvekkil müteahhit olup arsa payı sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıyorlar. Müvekkil inşaatı yaparken oğlu vefat ediyor bu sebepten ötürü inşaatın yapımı aksıyor, arsa sahipleri ile görüşerek uzayan dönemler için aylık kira bedeli ödemesi yapıyor. Daha sonra sözleşme gereği arsa payı sahiplerine taşınmazları teslim ediyor taşınmazda ikamet etmeye başlıyorlar ancak bu süreçte müvekkile karşı dava açılıyor. Kira bedelleri haricinde tazminat talep ediliyor. Bu aşamada müvekkil de arsa sahiplerine ihtar çekiyor. Son 3 dairenin satış yetkisinin verilmesini aksi takdirde eksik hususların giderilemeyeceğinden ötürü iskan alınamayacağını beyan ediyor. Fakat arsa sahipleri satış yetkisini vermiyor. Sözleşme maddesi gereğince satış yetkisi vermeyen arsa sahiplerinin müteahhidin uğradığı zararlardan sorumlu olacağı yer alıyor. Müvekkilin gönderdiği ihtar üzerinden epey zaman geçmiş, yeniden bir ihtarname göndermek gerekir mi? Açılacak dava hususunda tecrübeli meslektaşlarımdan yardım talep ediyorum. Şimdiden çok teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :939, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Mr. Kök, Tarih : 15-11-2023 17:09
Meslektaşlarım merhabalar, müvekkil bir İşhanını kiralayarak otel yapmayı arzulamaktadır. Taşınmaz sahibi ile yapılacak kira sözleşmesine taşınmazın devri veya tahliye durumu için caydırıcı bir madde eklemek istiyoruz.(Örn: Taşınmazın devri halinde kiraya veren yapılan masraflar için 150.000 Dolar cezai şart öder.)Ancak bu hüküm Mülkiyet hakkına tecavüz oluşturacağından geçersiz olacağı kanaatindeyim.

Müvekkilin kiralanana yapacağı masrafların tazmini ve müvekkilin çıkarlarını korumak adına nasıl bir yol izleyebiliriz.

Bir ekspertiz raporu alarak kiralananın ilk halini kira sözleşmesinin ekine ekleyerek bir hüküm eklemenin faydası olur mu

Saygılarımla...
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :984, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat077, Tarih : 14-11-2023 23:36
Merhaba Meslektaşlarım,
Müvekkilim, 2015 yılında evini kiralamış.İki tarafta tacir değil, son 2 aydır kira ödemesini alamıyor. Son 5 yıla dönük olarak da alamadığı kira ödemeleri var. Bunun için Elektrik Dağıtım Şirketi Abonelik tarihini, sözlü sözleşme başlangıç tarihi olarak esas alarak Örnek 13 icra takibi başlatacağım.
Adi kanuni faizi %9 olarak her bir ödenmeyen kira bedeli için ayrı ayrı işleteceğim. Bu konuda bir sorum yok. Ancak 2019 yılı ödenmeyen kira alacağı için geçmiş gün faizi işletirken muacceliyet tarihi, icra takibini başlattığım tarih mi olmalı?
Yoksa ödeme yapılmayan gün ve yıl olan 2019 yılındaki tarih mi ?
Sizce geçmiş gün faizi işletmem ne kadar doğru olur.Sözlü sözleşmemiz var ve geçmiş gün faizi kararlaştırıldığını ispatlayamam. TBK'nın 120. maddesindeki hükme göre geçmiş gün faizi kararlaştırılmadı ise o tarihteki yasal faiz oranı kullanılmalıymış. Buna göre geçmiş gün faizini de %9 mu almalıyım sizce?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1154, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.MC, Tarih : 14-11-2023 12:30
Merhaba,

Müvekkil iki ortaklı limited şirketinden diğer ortakla aralarındaki husumetin süreklileşmesi, sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalması, şirkete alınmaması, şirket faaliyetleri hakkında bilgi alamaması ve yasal haklarını kullanamaması, şirketin bir takım yetkilerinin ilgili kuruluşlar tarafından kaldırılması sebebiyle ortaklıktan çıkma istemli ile dava açtık.

Şirket faaliyetlerine, şirketin maruz kaldığı yaptırımlara yönelik bilgi istenmesi amacıyla ilgili kuruluşlara müzekkere taleplerinde bulunduk. Tanıklarımız var şiddete şahitlik eden. Ancak hakim şirketten bilgi talebinde bulunduğumuza dair delil sunmamızı istiyor. Müvekkilin yazılı bir talebi söz konusu olmamış. Aylarca telefonla ulaşmaya çalışmış diğer ortak açmayınca sekreteri aracılığıyla ulaşmaya çalışmış. o da olumsuz dönüş yapmış ve bu hususta başka delilimiz yok.

İspat konusunda yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. Başka hangi hususları değerlendirmemi önerirsiniz.

Şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :823, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : kaan_oz, Tarih : 14-11-2023 12:27
Sevgili meslektaşlarım selamlar,

Mirasçılık belgesi alan müvekkil, mirasçılık belgesinde müteveffa babasının resmi nikahlı olduğu yabancı uyruklu (İngiliz) bir eşi olduğunu görmüştür. Fakat resmi nikahlı eşi ile müteveffa yaklaşık 30 seneden beri görüşmemektedir. Evlilikleri resmiyette devam ediyor olsa da bu birliktelik fiilen sürmemektedir. Çocuklar dini nikahlı eşi olan X kişisi ile olan birlikteliğinden meydana gelmiştir.

Resmi nikahlı yabancı uyruklu eşin hayatta olup olmadığının tespitini nasıl yapabiliriz? Kıymetli görüşlerinizi beklemekteyim. Saygılarımla.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :805, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : ealegal, Tarih : 13-11-2023 15:10
Herkese merhaba,

2012 yılında köyden mahalleye dönüşürülen yerlerden bazıları Kırsal Yerleşik Alan statüsünde yer almakta. KIRSAL MAHALLE VE KIRSAL YERLEŞİK ALAN YÖNETMELİĞİ'nin 9. maddesinde bu yerlerin emlak vergisinden muaf tutulduğu belirtilmiş.

3194 sayılı İmar Kanunun 42. maddesinin ç fıkrasında ise imar para cezasının emlak vergisine esas asgari metrekare birim değerinin çarpımı ile hesaplanacağı belirtilmiş.

Peki bu durumda emlak vergisinden muaf tutulan Kırsal Yerleşik Alanların imar para cezası hesaplanırken emlak vergisine tabiymiş gibi hesap yapılması hukuka uygun mudur? Buna ilişkin emsal karar veyahut yasal düzenleme bulunmakta mıdır? Ben herhangi bir özel düzenleme bulamadım.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :740, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av turkeh, Tarih : 11-11-2023 22:59
Merhabalar, bilindiği üzere ihalenin feshi davasında da daha önce itiraz edildiği için satış bedeline yönelik itirazların ihalenin feshinde de keşif ve rapor alınmak suretiyle incelenebileceğine dair yüzlerce karar mevcut. Sorum ise şu şekilde; alınan yeni rapor daha önce alınan raporlarla çelişirse çelişkinin giderilmesi bakımından ihalenin feshi davasında ikinci kez keşif yapılabilir mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :771, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : amoklavin, Tarih : 11-11-2023 19:17
Işçi işe iade davasını kazanıyor ayrıca boşta geçen süre ucretine hükmediliyor. Asıl işveren olan kamu kuurmu bunu icra yoluyla ödüyor. Sözleşmeli avukatına bunu rücu et diyor. Avukat dava dilekçesinde kıdem tazminatı ve ücret alacağının çalışma sürelerine göre tüm taşeron firmalara rücu edilmesi talepli dava açıyor. Son altişveren hariç diğerleri red oluyor ve vekalet ücreti çıkıyor. Kurum avukata rücu etmek istiyor ancak ödeme tarihinin üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmiş, ben burada avukatlık kanunu 40. Madde değil ceza zamanaşımı uygulanacağıni düşünüyorum fikriiniz nedir
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :774, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.1989, Tarih : 10-11-2023 17:22
Merhaba,kamulaştırma bedel tespiti ve tescili davasında istinaf kararında belirlenen kamulaştırma bedeline karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine şeklinde karar verdikten sonra alacaklı vekili bu faizi ve bu faize takip tarihine kadar işlemiş faizi iki alacak kalemi olarak ilamsız takibe koymuştur
İlk sorum 1-aslında faizi esas alacağın feri olarak düşünürsek ilamlı takip yapması gerekmezmiydi ?
2-Eğer faiz alacağını likid alacak olmadığını düşünürsek ve ilamsız başlatmasında sorun yoksa karar tarihine kadar işleterek ilamsız takibe konu alacağa tekrar faiz işleterek 2.alacak kalemi olan faiz faize faiz işletmemenin istisnasını oluşturur mu bu şekilde itiraz sebebi yapabilirmiyiz şimdiden teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :946, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : çömez, Tarih : 10-11-2023 15:02
Merhaba Sayın meslektaşlarım, hep danışmanlık yaptığım için maalesef icra iflas konusunda hiç tecrübesi olmayan bir avukatım. Kazandığım bir davanın ilamına dayanarak icra dairesinde borçlu mallarına haciz şerhi koydum. Ancak tüm mallarda çok aşağı sıralardayım. Ara ara bana diğer alacaklıların satış ilanı tebliği yapılıyor. Bu Satış ilanı tebliğine dayanarak yapmam gereken herhangi bir işlem var mıdır? Satış sonrası paylaşımda üst sıradaki haciz alacaklıları (bankalar) (ilamlı/ilamsız) haciz alacaklarını kapattıktan sonra geriye birşey kalmıyor genelde. Ancak bu paylaşım nasıl yapılıyor? Bir önceki alacaklının alacağı tamamen ödenirse mi altındaki alacaklıya geçiyor sıra? Yoksa bir paylaşım oranı oluyor mu? Bu konuda makale aradım ancak bulamadım. Beni aydınlatırsanız çok sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :641, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.1989, Tarih : 09-11-2023 21:37
Merhaba,kamulaştırma bedel tespiti ve tescili davasında istinaf kararında belirlenen kamulaştırma bedeline karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine şeklinde karar verdikten sonra alacaklı vekili bu faizi ve bu faize takip tarihine kadar işlemiş faizi iki alacak kalemi olarak ilamsız takibe koymuştur
İlk sorum 1-aslında faizi esas alacağın feri olarak düşünürsek ilamlı takip yapması gerekmezmiydi ?
2-Eğer faiz alacağını likid alacak olmadığını düşünürsek ve ilamsız başlatmasında sorun yoksa karar tarihine kadar işleterek ilamsız takibe konu alacağa tekrar faiz işleterek 2.alacak kalemi olan faiz faize faiz işletmemenin istisnasını oluşturur mu bu şekilde itiraz sebebi yapabilirmiyiz şimdiden teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :771, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.harebe, Tarih : 09-11-2023 21:15
İyi günler
Yapı ruhsatı alınırken dikkate alınacak yönetmelikler ,ruhsat başvurusunun yapıldığı tarihteki yönetmelik midir? Yoksa ruhsatın verildiği tarihteki yönetmelik midir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :699, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.bozkara, Tarih : 09-11-2023 16:07
Müvekkil 3 katlı binanın en üst katını satın alır. Müteahhit satış yaparken çatı katına bir oda yaptığını ve bu odanın da kendisine ait olduğunu belirtir, odanın anahtarlarını müvekkile verir. Hatta bu oda nedeniyle müvekkil müteahhite diğer dairelere göre daha yüksek bir bedel öder. Söz konusu çatı katındaki oda ne mimari projede ne de herhangi bir resmi evrakta yer almamaktadır. Bu nedenle müvekkil 2018 yılında imar barışından yararlanıp yapı kayıt belgesi almıştır. Kendi evinden elektrik ve su bağlattığı bu odayı kendisi kullanmaktadır. Aradan 20 yıl geçtikten sonra binadaki diğer iki dairenin sahibi bu odanın ortak alan olduğunu belirterek elatmanın önlenmesi davası açmışlardır. Alınan yapı kayıt belgesine de tapuya şerh düşürmek suretiyle itiraz etmişlerdir.

Bu durumda elatmanın önlenmesi ve yıkım taleplerine karşı nasıl bir cevap verilebilir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :796, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : AvukatKadriye, Tarih : 08-11-2023 12:48
Merhabalar.
İşçi 2005 yılında süpermarkette çalısmaya başlıyor. işçinin çalıştığı market şubesi 2016 yılında carrefour tarafından devralınıyor. İşçinin sözleşmesi feshedilmeden aynı şubede aynı pozisyonda carrefour adına çalısmaya devam ediyor. İşçi 2023 yılında emeklilik nedeniyle istifa ediyor. Ancak kendisine sadece devirden sonraki çalışma kısmı için kıdem ödeniyor. Devreden şirket iflas etmiş ve tasfiyesine karar verilmiş. Bu durumda devirden önceki çalısma süresinden kim sorumludur. İş kanunu 6.maddeye göre bir sonuca ulaşamadım. Cevaplarınız için teşekkür ederim. Kolay gelsin.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :684, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05684590 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.